Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesinin Kürt sorununun çözümünde uyandırdığı yeni umutlara koşut önemli bir açıklama Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’dan geldi.
Atalay, CNN Türk’te Hande Fırat’a, “Kuzey Irak’ta silah bırakmaya, teslim almaya giden görüşmeler yapıldığını” açıkladı.
Hükümet, son dönemde Barzani yönetimiyle ilişkileri geliştirmek üzere bir dizi adım attı.
Mesut Barzani ABD üzerinden Türkiye’ye geldi, Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde en üst kabul gördü. Ardından Neşirvan Barzani geldi. Beşir Atalay’ın açıklaması bu temasların bölgesel etkisini, ABD’nin sürece verdiği desteği ve Türkiye’deki olumlu atmosferi yansıtıyor. Kuzey Irak’taki Kürt yönetiminden PKK’yı bölgeden çıkarması isteniyor.
PKK’ya silah bıraktırma, teslim alma konusundaki mesajların adresi Barzani liderliği.
O arada PKK’nın geçen yaz Silvan saldırısıyla bozduğu “ateşkes” şartlarına yeniden dönülmesi ve Güneydoğu’daki silahlı grupların sınır dışına çekilmesinin sağlanması yönünde de temaslar yapıldığını tahmin etmek güç değil.
Atalay’ın “ana dilde eğitim” konusunda verdiği mesaj da “terör”ün son bulması halinde Kürt sorununun çözümünde sağlanacak ilerlemelere işaret ediyor.
Böylece 2009’da “demokratik açılım” sürecinde oluşan şartlara dönülebilir.
Üç yıl sonra gelinen noktada en büyük değişim CHP’nin tutumunda oldu.
Yeni CHP, Kılıçdaroğlu liderliğinde bölgeye sıcak mesajlar verdi.
Baykal’ın süreci “sabote” eden, Genelkurmay’ı tavır almaya zorlayan, Kuzey Irak’a müdahaleyi savunan tutumunun tersine Kılıçdaroğlu, “çözüm”e katkı sunmaya hazır olduğunu açıkladı. Oslo sürecine taş koymadı. Hakkâri’de miting yaptı.
Uludere’ye gitti.
Kemal Bey, Başbakan’ın tam da MHP tabanına, “Türk-İslam” sentezine uygun mesajlar vererek sorunu “güvenlik eksenine” çekmeye çalıştığı sırada sürpriz bir adım attı. Sorunun çözümünde yeni bir yöntem önerisiyle Erdoğan’a gitti. Hükümeti, harekete geçirdi. Bu tutum muhalefetten epeydir beklenen “pozitif” siyaset anlayışının sergilenmesiydi. CHP böylece hem gündem belirledi hem de çözüm yollarının yeniden tartışılmasını sağladı.
CHP önerisi TBMM’de bir komisyon kurulmasına dönük olduğu için Başbakan, MHP’nin “ikna” edilmesi görevini de CHP’ye yükledi. Ancak MHP’nin bu girişimi baştan geri çevireceği belli olduğu için sürecin “çöküşü”nden söz edilemez. MHP sözcüleri, “İkinci PKK açılımı” nitelemesiyle AKP ve CHP’yi birlikte mahkzm etmeye çalışıyorlar.
Oysa “terör” sona erdirilecekse silahlı örgüt PKK’yı etkisiz kılmak gerekiyor.
Ancak “etkisiz kılma”nın PKK’ya yönelik operasyonlarla mümkün olmadığı görülmeli.
O operasyonlardan sonuncusunda Uludere’de 34 sivil bombalandı.
Artık siyaset devreye girmeli ve daha fazla kan dökülmeden barışçı çözümler üretmelidir.
TRT 1’de “Politik Açılım”da bugün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinleyeceğiz.