Aynı yerde birkaç hafta arayla peş peşe yangın çıkıyor.Fırtınalı bir gecede 50 hektara yakın kızılçam ormanı kül oluyor.
Datça; Marmaris ve Bodrum gibi henüz betona yenik düşmemiş Ege ve Akdeniz’in birleştiği Türkiye’nin Batı’daki en uç noktası. Reşadiye Yarımadası, Gökova ile Hisarönü Körfezi arasında denize yeşil bir duvar örüyor. Knidos’a kadar eşsiz koylar ve ormanlar arasında bir doğa parkında yaşıyor gibisiniz.
Yaz gelince orman yangınları bu bölgeyi de tehdit ediyor.
Ne denli korunmaya çalışılsa da yangınların yeşili yok edici, karartıcı etkisi çoğu zaman önlenemiyor.
Ancak son dönemde dikkat çekici bir adres var:
Datça’nın Emecik Köyü.
Dağların yamacında Sicilya’yı çağrıştıran Emecik, Simi Adası’ndan Rodos’a geniş bir ufka sahip; yeşil ve mavinin buluştuğu noktada Sarı Liman’a iniyorsunuz. Etraf çam ağaçlarıyla kaplı.
Son yangınlarla bu bölge ormansızlaştırılıyor.
Emecik çevresi kasıtlı olarak, 2-B kapsamına girecek şekilde yakılıyor. Böylece “orman vasfını yitiren” arazilerin konut ya da turizm amaçlı yapılaşmasına zemin hazırlanıyor. Bu sistemli “tezgah”tan en fazla Emecik köylüleri rahatsız.
Köyün gençleri “kundaklama” ihtimaline karşı gece ormanda nöbet tutuyorlar.
Eskiden bu yörede çıkan yangınlar “enerji nakil hatları”ndaki kopmalara bağlanırdı.
Şimdi gerekçe “insan kaçakçılığı.”
Yunan adalarına mülteci kaçıran şebekelerin jandarmayı uzaklaştırmak için yangın çıkardıkları öne sürülmekte.
Eylül başındaki Datça-Emecik yangınında da aynı kuşku doğdu. Yolun kenarında başlayan orman yangınıyla birlikte hızla uzaklaşan bir aracın peşine düştü köylüler. Ak-Tur güvenliği, içinde zodyak bot, benzin bidonu da bulunan araçtaki kişileri yakaladı. Ancak savcılık, delil yetersizliğinden zanlıları serbest bırakmış! Neredeyse onları yakalayanlar “yol kesme”den içeri gireceklerdi! Kundakçılardan ormanı koruyan gençler de “silahlı örgüt” kurmaktan suçlanabilirler!
O gece Emecik, Özil ve Ak-Tur’da yangını söndürme konusunda büyük bir seferberlik gözlendi.
Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, Marmaris, Datça ve Köyceğiz’den gelen yangın söndürme araçlarıyla sabaha kadar canla başla çalıştılar. 400’den fazla ormancı görev başındaydı.
Karayolları teşkilatı gibi ormancılar da imkansızı başarıyorlar.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a da desteği için teşekkür ederiz.
Ancak üç hafta geçmeden Emecik’te yine yangın çıktı. Çıkarıldı!
İlgili bakanlıklar, aynı yerde 4-5 kez çıkarılan yangınların nedenini soruşturmalıdır.
Yangınlar 2-B’ye zemin mi hazırlamaktadır?
Yoksa Emecik çevresindeki koylar, yana yakıla turizme mi açılacaktır?
Yakılan bölge ağaçlandırılacak mıdır?
Datça’nın cennet koyları birilerine peşkeş çekilmek mi isteniyor?
Açıklama bekliyoruz.