Hazırsanız sizlere son yılların en tuhaf suçlu yakalama kampanyasını anlatmak istiyorum. Kötü adamımız Joseph Kony Kongo’nun ayak basılmamış ormanlarında yaşıyor. Yüz kilometrelik bir alanı kontrol altında tutan bir ordusu var. Ordunun askerleri ailelerinden çalınan ve savaşmaya zorlanan çocuklardan oluşuyor. Savaşmak istemeyenlerin başta dudakları olmak üzere kolları, bacakları kesiliyor. Kony 2006 yılında verdiği bir röportajda kendisini ‘demokrasi için savaşan özgürlük savaşçısı’ olarak tanıtıyor ancak tanıklara sorarsanız Kony’nin derdi başka. Kendisinden mistik güçleri olan, kurşun geçirmeyen, ormanda her fısıltıyı duyan bir mit yaratılmış durumda. Kaçırılan çocukların kız olanları sadece savaşmıyor aynı zamanda Kony’nin seks kölesi. Bu sicili ile dünyanın aranan uluslararası savaş suçluları listesinin bir numarası. 1987 yılından beri başında olduğu LRA adlı örgüt Uganda’da kurulmuş olsa da son yıllarda Kongo ormanlarına geçmiş. Konuya duyarlı birkaç gazeteci ve aktivist yıllardır Kony ile ilgili haberleri dünyaya duyurmaya çabalıyorlar. İşin içinde petrol olmayınca dünya Afrika’daki çocukları çok da umursamıyor. Yine de Obama seçildikten sonra bir grup ABD askerini Uganda ordusunu eğitmek için danışman olarak yollamış. Bu askerlerin ne kadar kalacağı da belli değil. Her an geri çekilebilirler. İşte bu kampanya Kony ile mücadelenin devam etmesini sağlamaya çalışıyor. Aktivistler bakmışlar dünyanın umurunda değil ya da pek çok kimse Kony adını duyduğunda aval aval bakıyor, “En iyisi biz bu Kony’yi dünya çapında ünlü yapalım; o kadar ünlü olsun ki hiç kimse görmezden gelemesin” diyerek kolları sıvamışlar. “Şöhret afettir” sözünü çerçeveletip kampanyanın duvarına asmışlar.

İşe bir belgesel film hazırlayıp bu fikirlerini tane tane anlatmakla başlamışlar. 30 dakikalık belgesel film önce internette video paylaşım sitelerine yüklenmiş. Ardından Facebook, Twitter gibi sosyal ağlarda hızla paylaşılmaya başlanmış. Dün benim izlediğim bölümü 75 milyon kişi izlemişti. Daha kaç farklı versiyonunu kaç milyon kişi izlemiş siz düşünün. Bu kadar da değil. www.kony2012.com adında bir de site açmışlar. Sitede 20 popüler kültür ikonu ve 20 siyasetçiyi hedef olarak seçmişler. Rihanna, Lady Gaga, Zuckerberg, Bono, Angeline Jolie gibi isimler var. İlk olarak popüler kültür ikonlarının ağzına Kony ismini yerleştirmek istiyorlar. Ardından siyasetçilere yani karar alıcılara gidip ‘operasyona devam’ mesajını verecekler. Kony’yi ünlü yapmak kolay değil. Biliyorum ABD gibi manipülasyonlarla ülkeleri işgal edebilen bir güç için illa böyle bir motivasyona ihtiyaç yok ama yine de işin içinde para yoksa bu tür kampanyaların etkisini küçümsememek gerekiyor. Posterler, bilezikler, hepsi bir Kony kutusu içinde toplanmış. Bağışta bulunup bu kutuyu alabiliyorsunuz. Ancak afişleri yapıştırmak için acele etmeyin. Zira bir de tarih var. Dünya 20 Nisan’da harekete geçecek. Dünyanın bütün ülkelerinde her yer bir gecede Kony afişleri resimleri ile dolacak. Bakın kampanya sayesinde ben ve siz bile Kony’yi tanımış olduk. Haklarını verelim; şu ana kadar hiç de fena gitmiyorlar. 



Kony’ye bak Johny’i unut

Kongo’da savaş lordunun peşinde bazı aktivistler koşturup ABD askerlerini bölgeye yollamaya çalışırken dünyanın farklı yerlerindeki ABD askerlerinin icraatları da dün aynı internet sitelerinde dolanıyordu. Sarhoş ve Kony’yi aratmayacak kadar psikopat bir asker Afganistan’da evleri basıp sivil insanları öldürmüştü. Haberlere bakarsanız Obama kara kara düşünüyordu. Daha yeni 1 milyona yakın insanın ölümü ile biten bir özgürleştirme işgalinden evine dönen ABD ordusundan bahsediyorum. Guantanamo’yu CIA’in gizli cezaevlerini, Afganistan’da yaşananları görünce ABD’nin devlet olarak çok da masum olduğunu söylemek zor. Böyle yürür işte emperyalizmde işler! Bir yanda “cambaza bak” deyip milyonlarca insanın gazıyla Kony’nin peşine düşersiniz, diğer yanda dünyanın kanını emen Jony’yi görmezden gelirsiniz. Bu kampanyanın gazıyla Kony’nin sonu geldi diyebiliriz ancak bu kampanya bile sonunda Johny’ye yarayacak. O da başından belli zaten. 



Yeni kampanya düzeni

30 dakikalık KONY belgeselinde söyleşilerden birinde yeni bir dünyadan bahsediliyor. Bu yeni dünya ‘750 milyon üyesi ile Facebook dünyası’ olarak tarif ediliyor. Allah’ın unuttuğu Uganda Kongo sınırındaki bir psikopatın ısrarla peşine düşen bir aktivistin çabası bugün biz dahil dünyanın konuştuğu bir uluslararası kampanyaya dönüşebiliyor. Bilmem bir de ‘Arap Baharı’ndan söz etmeye gerek var mı? Bizdeki tutuklu gazeteciler, cezaevlerindeki insanlık dışı şartlar ve çözümsüz Kürt sorunu yarın bir gün böylesine uluslararası bir kampanyanın hedefinde olursa şaşırmayacağım. Umarım bizden gayrı dünya yokmuş gibi bunları görmezden gelen politikacılar da şaşırmazlar. Bu yeni dünya düzeninde Kony’nin kim olduğu çok hızlı değişiyor. Kendisini özgürlük savaşçısı olarak tanımlayan Kony kendini dünyanın en ünlü katili olarak bulabiliyor. Gördüğünüz gibi Kony kampanyasından alınacak çok ders var. Almak isterseniz elbette!