Ali Mezarcıoğlu / cingeneyiz.org

Günümüzde Roman kimliği hakkında iki yanlış tavır olduğunu görüyoruz. Bunlardan birincisi Çingene adının kaba ve aşağılayıcı bir kullanım olduğunu iddia ederek bunun yerine Roman kelimesinin kullanımını önermektedir. Bu düşünceyi paylaşanlar Çingene adı unutulduğu zaman Romanlar da dahil olmak üzere Çingene olarak adlandırılan toplulukları hedef alan önyargıların tamamen ortadan kalkacağını ummaktadır. Diğer yanlış tavır ise, Roman kimliğinin 1971 yılında Londra'da yapılan 1. Dünya Romanlar Kongresi'nde ortaya atılmış, uydurma bir kimlik olduğunu savunmaktadır. Bu fikrin savunucuları Roman halkının gerçekte var olmadığını iddia etmektedir.

Her iki yaklaşım da tamamen yanlıştır. Roman adı Çingene adının yerine kullanılamaz. Çingene, sahip oldukları topraklar, hayvan sürüleri ve ormanlık araziler ellerinden alındığı için geçimlerini çeşitli zanaat ve hizmetleri sunarak sağlamak zorunda kalan tüm kavimlerin; Balkanlar, Anadolu, Orta Asya ve Orta Doğu'nun bir bölümündeki ortak adıdır. Roman kavmiyse dünyanın her yerinde yaşayan sayısız Çingene kavminden bir tanesidir. Romanes isimli bir dilleri ve kendilerine ait bir tarihleri vardır. Bu dili konuşmayan ve kültürleri bu tarihin sonucunda oluşmamış diğer Çingene halklarına Roman adını vermek, Almanların İngiliz olduğunu söylemekten farklı değildir. Diğer taraftan Çingene adına yüklenen önyargılardan kurtulmak için Roman adına sığınmak da mantıklı değildir. Zira birlikte yaşadığımız toplumlardaki komşularımız binlerce yıldır Çingene adının Roman kavminin mensupları için de kullanıldığını çok iyi bilmektedirler. Önyargılardan kurtulmanın tek yolu önyargıların yanlışlığını ortaya koymaktır, isim değiştirmek değil.

Çingene adının kullanımını savunan kimi yaklaşımların ise Roman kimliğini tümüyle inkar etmeleri de doğru değildir. Bu yaklaşımın sahipleri Roman kimliğinin 1971 yılında yapılan 1. Dünya Romanlar Kongresi'nden önce var olmadığını, Roman kimliğinin sonradan uydurulduğunu iddia ederler. Bu iddiayı çürütecek sayısız kanıt bulunmaktadır. Her şeyden önce Romanes konuşan Çingeneler, 1971 yılında yapılan kongreden önce de atalarının kendilerini Roman olarak adlandırdıklarını çok iyi bilmektedirler. Romanlar için dillerinin isminin Romanes olması bu gerçeği apaçık bir biçimde ortaya koymaktadır. Aynı zamanda bu gerçeği doğrulayan çok sayıda yazılı kaynak bulunmaktadır.

Osman Cemal Kaygılı'nın belgesel niteliği taşıyan ünlü Romanı "Çingeneler"de bir Çingene karakterin ağzından aşağıdaki cümlelere yer verilmektedir:

"Bizim aslımız Romdur. Ve ki konuştuğumuz dil de Romca'dır."

İlk basımı 1939 yılında yapılan romanda bu ifadelere yer verilmesi 1971 yılından çok önceleri Romanes konuşan Çingenelerin kendilerini Rom olarak adlandırdıklarını ortaya koymaktadır. Romanes'te Rom, Romni veya Romale şeklinde söylenen bu adlandırma Türkçe'ye Roman olarak geçmiştir. Benzer bir biçimde Evliya Çelebi'nin 17.yy'a ait yazılarında Romanes diline ait sözcük ve cümlelere yer verilmesi Roman kimliğinin uydurma olduğu yönündeki tezleri büsbütün çürütmektedir. Romanlar tartışmasız bir biçimde Balkan coğrafyasının köklü halklarından biridir.
***
Çingene dünyanın dört bir yanında karşımıza çıkan büyük bir mağduriyeti paylaşan halkların ortak adıdır. Bu kavimler tarım, hayvancılık, avcılık ya da toplayıcılık yapmaları için gereken tüm kaynakları kaybetmişler, bu yüzden göçebe zanaatçılığa mahkum olmuşlardır. Romanlar da dünyanın dört bir yanında yaşayan Çingene kavimlerinden bir tanesidir. Bu gerçeği aklımızdan çıkarmadığımız takdirde ne Çingeneliği ne de Roman kimliğini inkar etmeksizin, Roman kavminin kendine özgü özelliklerini anlayabilir, yaşanan sorunlara sağlıklı çözüm önerileri geliştirebiliriz.

**********

çingene ne demek?

“Çingene” terimi, genellikle Roman halklarına atıfta bulunmak için kullanılan bir kelimedir. Romanlar, dünya genelinde birçok farklı ülkede yaşayan, tarihi olarak Hindistan’ın kuzeyinden göç etmiş ve farklı kültürel kimlikleri olan bir halk grubudur. Çingene terimi, zamanla genellikle Romanlarla özdeşleşmiş olsa da, tarih boyunca bazı kültürel ve dilsel farklılıkları olan çeşitli topluluklar için de kullanılmıştır.

Ancak, “Çingene” kelimesi bazı toplumlarda olumsuz bir anlam kazanmış ve bir hakaret olarak kullanılmıştır. Bu nedenle, günümüzde daha saygılı ve doğru bir ifade olan “Roman” terimi tercih edilir.

Romanlar, tarihsel olarak göçebe bir yaşam tarzına sahip olmalarıyla bilinirler, ancak günümüzde birçok Roman topluluğu yerleşik bir hayat sürmektedir. Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Türkiye’den Kuzey Afrika’ya kadar farklı bölgelerde yaşayan Roman toplulukları, genellikle kendilerine özgü dilleri, gelenekleri ve kültürel uygulamalarıyla tanınırlar.

Terim, bazen yanlış anlamalara ve önyargılara yol açabilen bir geçmişe sahiptir, bu nedenle kullanırken dikkatli olmak ve doğru ifadeleri tercih etmek önemlidir.

çingenelerin kökeni nedir?

Çingenelerin (Romanların) kökeni, Hindistan’ın kuzeybatısından gelen gruplara dayanır. Genetik ve dilbilimsel araştırmalar, Roman halklarının yaklaşık 1000 yıl önce Hindistan’dan göç etmeye başladığını göstermektedir. Romanların konuştuğu dillerdeki Sanskritçe kökenli sözcükler ve Hindistan’ın kuzeyindeki dillerle olan benzerlikler, bu kökenin en önemli kanıtları arasındadır.

Romanların Hindistan’dan göç etmeleri muhtemelen savaşlar, işgaller veya sosyal sebeplerden kaynaklanmış olabilir. Bu göçler sırasında Orta Asya, İran, Anadolu ve nihayetinde Avrupa’ya yayılan Roman toplulukları, bulundukları bölgelerde farklı kültürel ve sosyal kimliklerle karışmışlardır. Bugün Romanlar, Avrupa’dan Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada dağınık olarak yaşayan bir halktır.

Romanların Avrupa’ya yayılması 14. yüzyılda başlamış, 16. yüzyılda ise birçok Avrupa ülkesinde yoğun Roman nüfusları görülmeye başlanmıştır. Ancak tarih boyunca Romanlar, sıkça ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalmış, yerleşik toplumlar tarafından genellikle dışlanmışlardır.

Sonuç olarak, Romanların kökeni Hindistan’ın kuzeybatısına dayanır ve binlerce yıllık bir göç ve kültürel etkileşim sürecinin sonucunda dünya genelinde farklı bölgelerde yaşayan bir halk topluluğu haline gelmişlerdir.

çingenelerin dili nedir?

Çingenelerin (Romanların) dili, Romanca veya Romanes olarak bilinir. Romanca, Hindistan’ın kuzeyinde konuşulan Hint-Avrupa dilleriyle akraba olan bir dildir. Romanlar, zaman içinde göç ettikleri bölgelerde farklı dillerin etkisiyle çeşitli lehçeler geliştirmişlerdir. Bu nedenle, Romanca’nın birçok farklı bölgesel varyasyonu bulunmaktadır. Roman dili genel olarak dört ana gruba ayrılır:

    1.    Balkan Romanesi: Balkanlar’da yaşayan Romanlar tarafından konuşulur.
    2.    Batı Romanesi: Batı Avrupa’daki Romanlar arasında yaygındır.
    3.    Orta Romanesi: Orta Avrupa’da yaygın olan bir lehçe grubudur.
    4.    Baltık ve Rus Romanesi: Baltık ülkeleri ve Rusya’daki Roman topluluklarının lehçelerini kapsar.

Romanca dili, göç ettikleri ülkelerin dillerinden de pek çok sözcük ve ifade almıştır, bu yüzden Romanca konuşan Romanlar, yaşadıkları bölgeye göre farklı dillerin etkilerini dillerinde taşır. Örneğin, Romanca’nın Türkiye’deki Romanlar arasında konuşulan lehçeleri, Türkçeden yoğun şekilde etkilenmiştir.

Bazı Romanlar kendi dillerini konuşmayı bırakıp, bulundukları ülkenin dilini ana dil olarak kullanmaya başlamışlardır. Ancak hala birçok Roman topluluğu, özellikle kendi aralarında Romanca’yı kullanmayı sürdürmektedir.

çingenelerin dini nedir?

Çingeneler (Romanlar), yaşadıkları coğrafi bölgeye ve kültürel etkileşimlerine bağlı olarak farklı dinlere mensup olabilirler. Genel olarak Romanlar, göç ettikleri ve yaşadıkları toplumların dinlerini benimsemişlerdir. Bu nedenle Roman topluluklarının dini inançları büyük bir çeşitlilik gösterir:

    1.    Hristiyanlık: Avrupa’da yaşayan Romanlar arasında en yaygın din Hristiyanlıktır. Özellikle Katolik, Ortodoks ve Protestan mezheplerine mensup Romanlar bulunmaktadır. Balkanlar, Orta ve Batı Avrupa’da birçok Roman topluluğu Hristiyan’dır.
    2.    İslam: Türkiye, Balkanlar ve Orta Doğu’daki Romanlar arasında İslam dini yaygındır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bu bölgelere göç eden Romanlar, genellikle Müslümanlığı benimsemişlerdir. Bugün Türkiye, Bosna, Kosova ve Arnavutluk gibi ülkelerde Müslüman Roman toplulukları vardır.
    3.    Diğer İnançlar ve Şamanizm: Romanlar arasında bazı topluluklar, tarih boyunca kendi geleneksel inanışlarını ve şamanistik ritüellerini de korumuşlardır. Ancak bu tür uygulamalar, çoğunlukla diğer dinlerle karışmıştır ve çok yaygın değildir.

Romanlar, dini inançlarını kültürel gelenekleriyle harmanlayarak yaşayabilirler. Bu, özellikle düğün, doğum, ölüm gibi ritüellerde görülür. Özetle, Romanların dini kimlikleri yaşadıkları bölgeye ve toplumsal etkilerle şekillenir, bu yüzden Hristiyanlık, İslam ve diğer dinler arasında değişiklik gösterir.