Zıtlıklar üzerinden ilerleyerek hayatın içinde koşarız. Günümüzde insanlar duygusal manada yozlaşıp daha kötücül bir hal alırken soyut kavramları mercek altına alıp bunları resmetmek isteyen yanı kabaran çok insan da var.

Bunun üzerine çekilmiş bir film seyrettim akşam. Gerçek bir hikayeden alıntı olduğu yazıyordu filmin başında. Ne kadar doğru bilmem.

Artık insanlar “Gerçek” kelimesini yalan söylemek için de çok çekici bir kelime olarak bolca kullanmakta sakınca görmüyorlar.

Üstelik bu insanlar Jose Saramago’nun söylediği gibi “Gerçek nedir, cevabı bu dünyada yanıtı olmayan tek sorudur” diyenlerdendir belki de.

Arjantin yapımı, 2020 tarihinde çekilen Crimenes de Familia filmi şuanda Netflix’te yayında.

Ekonomik durumu bir hayli iyi olan bir ailenin oğlu ayrıldığı karısını öldürmeye yeltenince hapse düşüyor. Evin annesi oğlunu kurtarmak için her şeyi yapmaya razı. Baba ise oğluna hayatı boyunca o kadar taviz vermiş ki artık suçunu itiraf edip cezasını çekmesini istiyor.

Anne ise tüm servetini döküp oğlunu kurtarmaktan yana.

Evlerinde çalışan bir de hizmetli kadın var. Evlerine ilk geldiğinde hamile olduğunu bile bilmiyormuş. Akıl melekeleri biraz zayıf. Psikologların ve hanımının söylediğine göre. Ona toplum içinde nasıl davranması gerektiğini daha doğrusu insan olmayı hanımı öğretmiş. Çocuğu doğduğunda onu evden atmamışlar. Velisi olarak tüm toplantılara hanımı gitmiş.

Filmde tek sevgi gösterilen, sevgiyle iletişim kurulan insan bu küçük çocuk. Ailenin fertleri ve anne bu çocuğa çok sıcak davranıyorlar. Onun dışında herkes birbirine robot gibi duygusuz davranıyor.

Bir de unuttum evin annesi kendi oğluna sınırsız sevgi gösteriyor. Ancak bu sevgi her seferinde duvara çarptığı için pek eğreti duruyor. Çünkü oğlan boş bir kap, aç bir hayvan gibi her seferinde annesinin ilgisine bir istekle cevap veriyor.

Evin babası sonunda yoruldum diyerek karısını ve oğlunu terk ediyor. Oğlanın buna tepkisi, hepimiz yeni bir başlangıç yapacağız. Bana şu kadar para ver ben de şu işi yapayım diye yeni istekle geliyor annesinin karşısına.

Oysa anne tüm yaşam şeklini değiştirip oğlunu hapisten kurtarmış.

Evin hizmetli kadını ile hanımı arasında şöyle bir konuşma geçiyor. Kadın diyor ki yarın diyete başlayalım seninle. Hizmetli kız olur hanımım diyor. Oysa kızın böyle bir şeye ihtiyacı yok.

Kız karınım ağrıyor diyor, evin hanımı sakın yine hamile kalma, bu evde başka bir kişiye daha ihtiyaç yok diyor. Hizmetli yine itaat ederek olur hanımım, diyor.

Bir gece sesler duyuyor evin hanımı ve koca. Kalkıp baktıklarında hizmetçinin banyoda çocuk doğurduğunu ve onu boğup bir havluya güzelce sardığını görüyorlar. Şuuru yerinde olmayan kadın banyodan çıkmış odasına gidiyor bebeği banyoda bırakıp.

Polise haber veriyor aile ve bebeğini öldürmüş cani anne sıfatıyla ömür boyu hapse mahkum oluyor kadın.

Mahkemede psikolog doğduğu günden beri psikolojik şiddet gören kadının hamile olduğu gerçeğini ret etmiş olma ihtimalinden bahsediyor.

İnsanların baş edemedikleri gerçekleri nasıl yok saydıklarını ve bunda nasıl başarılı olduklarını anlatıyor.

Kadın hamile kalmayı o kadar ret etmiş ki karnı dokuz ay boyunca hiç büyümemiş. Hiçbir hamile belirtisi göstermemiş.

Doğum anı geldiğinde de gerçekle baş edemeyip şoka girmiş. Ama bebeğini boğduktan sonra temiz bir havluya sarmayı da ihmal etmemiş.

Mahkum olduktan sonra hanımını yanına çağırıp diyor ki, lütfen oğlumu yanınıza alın. Çünkü size borçluyum. Boğduğum çocuk sizin oğlunuzundu. Bana tecavüz etti. Söylersem oğlumu ve beni öldüreceğini söyledi.

Oğlunu seven kadının ağzı açık kalıyor. Ve hiçbir şey söylemeden kadının yanından ayrılıyor.

Çok fazla spoiler verdim. Gerçi ben bunda bir sakınca görmüyorum. Bir sanat filmini harfiyen bilseniz bile tekrar tekrar seyredersiniz. Benim için bunda sakınca yok. Ama yine de seyirciyi şaşırtacak sonu anlatmıyorum. Birazcık profesyonel oldum sayılır.

Hayatımın şu günlerinde en büyük haksızlığın başkasının aklını yaşamak olduğunu düşünüyorum. Belki de en fazla muzdarip olanlardan biri olup kendi aklımı kaçırdığım için.

Bu hizmetli kadının doğduğu günden beri başkalarının duygusal şiddeti yüzünden kendi kelimelerinin asla ağzından çıkmaması, kendinden vazgeçip bir robota dönmesi beni çok etkiledi. Onu çok iyi anladım.

Filmin bana bu duyguyu yaşatması yüzünden başarılı olduğuna inanıyorum.

Güzel günlerde görüşelim. Ve görüşmelerimiz iyiliklere vesile olsun.