12 Eylül darbesinin yargılanacağı 4 Nisan’daki davada 1980 öncesi katledilen Doğan Öz, Abdi İpekçi ve Cavit Orhan Tütengil’in aileleri müdahil olmak üzere Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe verdiler.
Sezen Öz, Bengi Heval Öz, Nükhet İpekçi İzet ve Deniz Tütengil Mazlum, darbe öncesi cinayetler bağlamında “hem tanık hem de kanıt” olduklarını belirterek davaya katılmayı bir yurttaşlık görevi saydıklarını açıkladılar.
1980 öncesi 1 Mayıs’lar, Çorum, Kahramanmaraş katliamları Abdi İpekçi, Doğan Öz, Kemal Türkler cinayetleri gibi toplumsal direnci kıran, demokrasiye güveni ortadan kaldıran olaylar askeri darbeye davetiye çıkarmıştı. 32 yıl sonra açılan davayla karanlık cinayetlerin aydınlatılması, üstü örtülenin görünür kılınması için bir kapı açılacak.
İpekçi, Öz ve Tütengil aileleri bu süreçte cesur bir adım atarak “darbe öncesi katliamlar”dan hesap soruyorlar:
“Bu simgesel başlangıçtan sonra açılacak yollardan ilerlendikçe Özel Harp Dairesi gibi oluşumların,  dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı gibi kurumların sorumluluklarının soruşturulmasını ve bütün bu konuların aydınlatılıp kamuoyuyla paylaşılmasını bekliyoruz.’’
Müdahil avukatları Hasan Ürel ve Vural Gür’ün dilekçesinde üç cinayetin ortak yanları üzerinde duruluyor:
Savcı Doğan Öz, Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapıyordu. Devletin içindeki kontrgerilla yapılanmasını araştırırken 24 Mart 1978’de Ankara’da kontrgerilla tarafından taşeron olarak kullanılan “ülkücü” İbrahim Çiftçi’ye öldürtüldü.
Ölümünden önce kontrgerillayla (Özel Harp Dairesi) ilgili bir dava açma hazırlığına girişen Öz, başlatacağı büyük soruşturmanın bir ön çalışması olarak rapor yazmış ve dönemin Başbakanı Ecevit’e iletmişti:
“Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir.”
Doğan Öz’ün katili olarak yargılanan İbrahim Çiftçi; idam kararına karşın Askeri Yargıtay’ca araya giren “derin bir el” tarafından kurtarıldı.
Abdi İpekçi’nin katili Ağca’nın sıkıyönetim altındaki İstanbul’da Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırılması ve Papa suikastına yönlendirilmesi, Prof. Cavit Orhan Tütengil’in tetikçisinin yurtdışına çıkarılması da aynı örgütlenmenin sonucuydu.
Şimdi 12 Eylül’ün kurbanı aileler davaya müdahil olmazlarsa yargılama “eksik kalır.”