Son yıllarda dünyada yaygınlaşan yeni bir bankacılık türü var: Zaman bankacılığı. Bu bankaların, bildiğimiz bankalardan en önemli farkı para ile ilgilerinin olmaması. Hatta para, bu bankalarda adı sık anılmaması gereken bir kavram. Çünkü zaman bankalarını kuranlar asıl para biriminin zaman olduğuna inanıyorlar.

Zaman bankacılığında, bireyler ve kurumlar bir başkasına yardım ederek ya destek vererek zamanlarını krediye çeviriyorlar. Örneğin piyano çalmayı bilen bir kişi, piyano çalmayı öğrenmek isteyen bir başkasına bir saatlik ücretsiz ders veriyor. Böylece 1 krediye sahip oluyor. Kazandığı bu krediyi başka birinden alacağı yine ücretsiz bir destek için kullanabiliyor.

Zaman bankalarında herkesin zamanı eşit. Yani sunduğunuz hizmete, ne zaman sunduğunuza bakılmaksızın herkesin bir saati bir krediye eşit. Bankaya zamanını yatıranlar çoğaldıkça takas olasılıklarınız da arttığı için, biriken kredilerinizi neredeyse sınırsız çeşitlilikte hizmetler için kullanabiliyorsunuz. Bir avukat hukuki destek verebiliyor, bir aşçı akşam yemeğinizi pişirebiliyor, teknolojiden anlayan biri bilgisayarınızdaki problemi çözebiliyor, arabası olan biri sizi bir saat boyunca istediğiniz yerlere götürebiliyor ya da eşyalarınızı taşımanıza yardım edebiliyor. Zaman bankacılığında bir kişinin bir kişiye, bir kişinin bir grup insana ya da bir grup insanın bir kişiye hizmet verebilmesi mümkün oluyor. Elbette tüm bunlar için insanların bir saatini size ayırmaya gönüllü olmaları gerekiyor. Zorla bir hizmet ya da destek almak söz konusu değil. Üyeler hangi hizmetleri ne zaman sunmak istediklerini ve hangi hizmetleri talep edeceklerini seçmekte özgür.

Edgar Cahn, zaman bankacılığının fikir babalarından biri. Başarılı zaman bankalarının her zaman bir takım temel değerlere dayandığını iddia ediyor. Bu değerlerden birincisi varlık: Her bireyin ya da kurumun bir başkası için değer ifade eden bir hizmeti ya da bir niteliği vardır. İkincisi karşılıklılık: Bu açıkça zaman bankalarını gönüllü hizmetlerden ayıran bir özellik. Çünkü ne kadar zaman ayırıyorsanız birileri de sizin için o kadar zaman ayıracağını biliyorsunuz. Ancak yardımınızın ya da desteğinizin karşılığı, yardım ettiğiniz kişiden gelmeyeceği için klasik bir takas işlemindeki varlıkları karşılaştırma sıkıntısı da ortadan kalkmış oluyor. Benim için ne yapabilirsin sorusu yerini size nasıl yardımcı olabilirime bırakıyor. Üçüncü değer saygı: Sizden yardım talep eden kişinin değerlerine, yaşam tarzına, tercihlerine saygı duymak başarılı bir zaman bankacılığı ağının olmazsa olmazı. Dördüncüsü sosyal ağlar ile topluluğun güçlendirilmesi: Açıkçası zaman bankası çağımızın ağ toplumu kültürüne kaba tabiriyle cuk oturan bir üyeler topluluğu. Birbirine yardım eden insanların arasında oluşan güven ağları giderek kutuplaşan toplumlardaki zayıflayan ilişkilerin yeniden kurulması için bir fırsat yaratıyor.

Son olarak, zaman bankacılığı, çalışmayı yeniden tanımlıyor. Topluluklar inşa etmek, mahalle ilişkilerini desteklemek, sosyal adaleti geliştirmek, demokratik ilişkiler kurmak gibi para ile satın alınamayacak şeyler zaman kredisiyle başarılabiliyor. Bu aslında ekonomist Neva Goodwin'in “temel ekonomi” olarak tanımladığı takasa dayalı alışveriş pratiklerinin yeniden kurgulanması anlamına geliyor.

Zaman bankaları 20-30 kişiden oluşabildiği gibi binlerce üyeye de ulaşabiliyor. Elbette bu topluluklar kendiliğinden oluşmuyor. Bir liderliğe ve yönetişime ihtiyaç duyuyorlar. Her şeyden önce bir zaman bankasını kurmak için insanları birbirine bağlayacak, gerekli kurallar ve ilkelerle ilgili çalışacak, toplantıları düzenleyecek, kayıtlar tutacak, beklentileri belirginleştirecek birkaç kişiden oluşan başlangıç ekibi gerekiyor. Bununla birlikte kurallara ve prosedürlere çok fazla odaklanmak, güçlü bir zaman bankasının temel karakteristiği olan gönüllü alış-veriş ruhuna zarar verebiliyor.

Aylık toplantılar ve topluluğun kurallarını belirleyen broşürler ve kitapçıklar organize olmayı kolaylaştırıyor. Üyelik başvurularının kabul edilmesi genellikle diğer üyelerin referanslarıyla mümkün olabiliyor. Ulaşım giderleriniz azaltmak ve zamanı iyi kullanmak gibi pratik sebeplerden ötürü mahalle merkezli örgütlenmeler tercih ediliyor. Çoğu durumda zaman bankaları üyelerin kredilerini hesaplamak ve sundukları hizmetleri listelemek için bir web sitesi ya da uygulama kullanıyorlar. Bu şekilde üyelerin profillerini, sundukları veya aradıkları hizmetleri, sahip oldukları kredi ya da borcu takip etmek mümkün oluyor. Böylece üyelerin hizmet alma ve verme durumları arasındaki denge de sağlanmaya çalışılıyor. Çünkü bu denge zaman bankasının başarılı olabilmesi için büyük önem arz ediyor. Bir üyenin çok fazla hizmet vermesi, kredi kazanması, buna karşın alacak hizmet bulamaması, kredilerini harcayamaması ya da tam tersi bir durum topluluktaki adalet duygusunu zedeleyeceği için iyi karşılanmıyor.

Zaman bankalarının da kaçınılmaz olarak bir maliyeti var elbette. Sistemin yürüyebilmesi için birilerinin çalışması gerekiyor. Kimi zaman yarı-zamanlı bir çalışan bu işi götürebiliyor. Ancak bu kişi gönüllü olsa bile, buluşulacak yerler, telefon, bilgisayar, yakıt, yiyecek, profesyonel yardım vb. maliyetler her zaman ortaya çıkabiliyor. Ayrıca kullanılan yazılım ya da uygulamanın da bir maliyeti var. Eğer yeterince çok üyeye ulaşılabilirse bu maliyet üyelerin yılda bir defa verecekleri cüzi bir aidat ile karşılanabiliyor. Az üyesi olan zaman bankalarında üye başına ödenecek aidat yüksek tutarlara ulaşabiliyor.

Zaman bankası üyeleri arasındaki ilişkiler geliştikçe, toplu olarak faaliyetlerde de bulunabiliyorlar. Bu faaliyetler mahalledeki bir sorunu gidermek için organize olma, ihtiyaç sahipleri için yardım kampanyaları düzenleme, toplu eğitim ve kültür ya da eğlence etkinlikleri yapma gibi farklı amaçlara yönelik tasarlanabiliyor. Ayrıca bazı zaman bankaları sivil toplum gönüllüsü olarak çalışmak isteyen kişilerin zamanlarını düzenlemelerine de yardımcı olabiliyor. Örneğin bir kişi ayda 6 saatini sivil toplum için gönüllü olarak çalışmaya ayırmak istiyorsa, bunu düzenleyen ve desteğe ihtiyaç duyan sivil toplum örgütleri ile bu kişiyi eşleştiren zaman bankaları da var.

Paranın egemen olduğu bir dünyada, zaman bankaları paranın olmadığı çıkar (alış-veriş) ilişkileri kurmak için çalışıyor. Paranın tahrip ettiği aile, mahalle, topluluk değerlerini yeniden kurmak, toplumdaki kutuplaşmayı azaltarak işbirliği kültürünü beslemek, benlik ve topluluk duygusunu geliştirmek için sürdürülebilir ilişki modelleri oluşturmak zaman bankacılığının beklenen sonuçları. Ne kadar başarılı olabilir, ülkemizde uygulanabilir mi bunu da zaman gösterecek.