Geçen hafta Kızlar Kodlar adlı bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında düzenlenen atölye çalışmasında, meslek liselerinde görev yapan bilişim öğretmenleri ile gün boyu sohbet etme fırsatı buldum. ChatGPT, Midjourney, Bing Chat gibi yapay zeka sistemleri hakkında konuştuk. Hatta uygulamaları açarak bazı kullanım örnekleri gösterdim. Öğretmenler üretici yapay zeka uygulamaları ile ilgili bir yandan şaşkın ve heyecanlı öte yandan kaygılıydı. Öğrencilerin bu araçları kötü niyetli, etik dışı bir şekilde kullanabileceklerini, özellikle teknoloji okur yazarlığı olmayan öğretmenlerin bunu tespit etmelerinin imkansız olduğunu söylediler. Bu araçların öğrencileri tembelliğe ve intihale teşvik edebileceğinden endişe ediyorlardı.

Bilişim öğretmenlerine yapay zeka teknolojisine, genel olarak teknolojiye nasıl yaklaşılması gerektiğine yönelik düşüncelerimi anlattım. Burada da tekrar edeyim. Her şeyden önce şunu kabul etmemiz gerek: Diş macunu tüpten çıktı mı tüpe geri sokulamaz. Bugün ABD ve Avrupa’daki bazı okullarda ChatGPT kullanımının yasaklandığı ile ilgili haberler geliyor. Hatta İtalya’da kullanımı tamamen yasaklandı. Ancak bu yasaklamaları macunu tüpe tekrar sokmak için yapmıyorlar. Gerekli mevzuatları ve kuralları geliştirmek, öğrencilere ve vatandaşlara yapay zeka uygulamaları ile ilgili farkındalıklarını ve okuryazarlıklarını artırmak için zaman kazanmaya çalışıyorlar. Böylece teknolojinin iyi niyetli ve verimli kullanımını teşvik ederken, kötü niyetli ve verimsiz kullanımını azaltmayı hedefliyorlar.

Bir eğitim kurumunun teknoloji politikası, bir teknolojiyi engelleme değil, kullanımını düzenleme odaklı olmak zorunda. Yapay zeka ile ilgili olarak, küçük bir öğrenci azınlığı bu teknolojiyi kötüye kullanabilme ihtimali, öğrencilerin çoğunluğunun teknolojinin üretken potansiyelini benimsemesini engellememeli. Bilakis, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, eğitim kurumlarının bu teknolojiyi öğrencilere nasıl benimsetmeliyiz diye kafa yormaları, harekete geçmeleri gerekir.

Atılacak adımlar üç aşağı beş yukarı bellidir. Eğitim kurumları, bu ve benzer teknolojilerin etik ve sorumlu kullanımıyla ilgili net kurallar ve politikalar oluşturarak, öğrencilere rehberlik etmelidir. Öğrencilere, teknolojinin uygun kullanımı ve potansiyel riskler hakkında eğitimler ve farkındalık çalışmaları düzenleyerek, onların bilinçli ve sorumlu kullanıcılar olmaları sağlanmalıdır. Eğitimciler, öğrencilerin teknoloji kullanımını denetleyerek ve onlara gerektiğinde destek sağlayarak, kötüye kullanımı önlemeye yardımcı olmalıdır. Teknolojinin olumlu ve üretken kullanım örneklerini sergileyerek ve öğrencilere bu yöntemleri öğreterek, onların teknolojiyi daha iyi amaçlar için kullanmalarını teşvik etmelidirler.

ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçları, beşeri bilimlerin hesap makinesi gibi düşünülmeli. Bu araçlar, öğrencilerin düşük seviyeli düşünme görevlerini otomatikleştirerek, daha karmaşık ve kavramsal görevlere odaklanmalarına yardımcı olabilir. Bu, analiz, sentez ve değerlendirme gibi üst düzey düşünme becerilerini geliştirmeleri için daha fazla zaman ve çaba harcamalarını sağlayacaktır.

Yasaklamanın, sınırlamanın ya da bugüne kadar çoğunlukla yapıldığı gibi yok saymanın olumlu hiçbir sonuç üretmediğini biliyoruz. Bugün sosyal medya gençler tarafından sosyal ilişkileri geliştirme, bilgi edinme, üretkenlik, sosyal katılım gibi amaçlar için kullanılmıyorsa; bunun yerine içinde dezenformasyonun, nefret söyleminin, tacizin, kıskançlığın ve itibarsızlaştırmanın kol gezdiği bir zaman öldürücü olarak kullanılıyorsa, burada gençlerden çok bu gençleri yönlendiremeyen eğitim sisteminin sorumluluğu vardır. Aynı durum yapay zeka ve diğer teknolojiler için de geçerli. Örneğin 7 aydır kullanılan ve son dönemin en popüler uygulaması olan üretici yapay zeka uygulaması ChatGPT ile ilgili olarak bugüne kadar Türkiye’de kaç okulda kaç öğretmen/eğitimci şunları yapmıştır:

      ChatGPT'nin ne olduğu ve ne gibi avantajlar ve riskler taşıdığı hakkında öğrencilere bilgi vermek,

      Öğrencilere, ChatGPT'yi ne zaman ve nasıl kullanabilecekleri konusunda net kurallar ve rehberler sunmak,

      Öğrencilere, ChatGPT'nin kullanımıyla ilgili etik ve akademik sorumluluklarını anlatmak,

      Öğrencilerin ChatGPT'yi kullanırken etik ve akademik kurallara uyduğundan emin olmak için denetim mekanizmaları sağlamak,

      Öğrencilerin, ChatGPT kullanımıyla ilgili deneyimlerini ve görüşlerini paylaşabilecekleri bir platform sunarak, teknoloji hakkında düşünmeye ve değerlendirmeye teşvik etmek.

Şurası bir gerçek ki, sadece eğitimciler, ChatGPT'nin eğitimde uygun ve etkili kullanımını destekleyerek, öğrencilerin bu teknolojiyi etik ve sorumlu bir şekilde kullanmalarını sağlayabilir. Bu sayede, ChatGPT'nin eğitime olan olumlu etkilerini en üst düzeye çıkararak, öğrencilerin öğrenme sürecini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bunun için sınıfta ChatGPT ile çeşitli etkinlikler yapabilirler, öğrencilere ChatGPT üzerinden yapabilecekleri türde ödevler verebilirler. ChatGPT’yi hem eğitim materyali oluşturmak, hem de öğrenci ödevlerini kontrol etmek ve geribildirim hazırlamak için kullanabilirler.

Öğretmenler ve eğitimciler ChatGPT'yi anlatmaya ve sınıfa entegre etmeye devam ettikçe, öğrenciler türlü ihtiyaçlarını karşılamak için yapay zekayı daha iyi kullanabilecekleri yollar keşfedeceklerdir. Uygun şekilde ve hayal gücüyle kullanıldığında ChatGPT, öğrencilerin eğitim deneyimlerini artırma, geliştirme ve zenginleştirme potansiyeline sahiptir. Ancak nihayetinde, dönüşüm potansiyeli ancak eğitimciler bu teknolojiyi okullara, sınıflara ve derslere entegre etmeyi seçerse gerçekleşecektir. Yoksa öğretmenleri, öğrencilerin ChatGPT’den kopyalayıp yapıştırdıkları ödevlerle uğraşmaktan başka bir şey beklemiyor.