Coronavirüs bulaşısının önlenmesi için ülke düzeyinde sokağa çıkma yasağı getirilmesi gerekliydi. Buna karşı çıkma olanağı yok. Çok gecikmeli olarak getirilen bu uygulama, amacına uygun biçimde “Tam kapanma” olarak uygulanamadı, uygulanmak istenmedi. Bilim Kurulu’nun önerilerine uyulmadı. Genel kurullar, cenaze törenleri, okulların açılarak yüz yüze eğitime başlanması gibi tutarsızlıklar salgının yaygınlaşmasını zıplattı.

Hafta içi, hafta sonu ayrımı olmaksızın 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat: 19.00'da başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05.00'te bitecek biçimde tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlamasıyla yürürlüğe konan “tam kapanma” adındaki önlem, adına uygun bir önlem olamadı. Devlete para getirenlerle getiremeyenler, yönetimi elinde bulunduranlara oy getirenlerle getirmeyenlerin ayrıştırıldığı bir uygulamayla karşı karşıya kalındı.

Sokağa çıkma yasağı uygulanacak günlerde temel gıda, ilaç, temizlik ürünlerinin satıldığı yerlerle üretim, taşıma zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman etkinliklerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla bazı yerler, buralarda çalışanlar kısıtlamaların dışında tutuldu. 43 maddeden oluşan, 43 meslek dalı çalışanlarını yasak kapsamı dışına çıkaran, geniş bir yasak kapsamı dışında tutulanlar listesi açıklandı.

Vergi daireleri, Sosyal Güvenlik Kurumu birimleri, bankalar ve nöbetçi noterler de yasaklama kapsamı dışında tutuldu. Ekonomik ve alım-satım çalışmaları sürüyor.

Ülkenin yarısı sokakta, işte, yolda, izde gezerken “Tam kapanma” olamaz.

Aşılarını olmuş, kendilerini tüm yaşlarda olanlardan daha özenli korumaya çalışmakta olan 65 yaş üstü insanlar evlerinde tutsak, işyerlerinde çalışan, toplu taşıma araçlarında burun buruna yolculuk yapan, aşılarını olamamış insanlar ortalarda dolaşmakta. Böyle bir tam kapanma olamayacağı açık.

Ülke insanının coronavirüs bulaşışıyla kucak kucağa yaşayan yarısı sokakta, sokağa çıkmasında çok sakınca olmayanları evlerinde tutsak. Bu uygulama salgının önlenmesi için alınan önlem değil, önlem almış gözükmek için yapılan göstermelik bir uygulama.

Çalışmak için saatler süren yolculuklarla gidip gelenler özgür, evinin yakınında bulunan parka çıkıp temiz hava alması gerekenlerin evlerinden dışarı adım atmaları yasak.

Özellikle büyük kentlerde, beton yığınları arasına sıkışmış, yarı açık tutukevleri gibi dairelerde yaşayan insanların ruhsal (psikolojik) durumları altüst olmuş durumda. Kapanma herkese uygulanmalı. Virüsten kurtulma ancak böyle sağlanır. Bu yöntemle yapılan kapanmadan yine verimli bir sonuç alınamayacak.

Camilerde birinin bir önceki dizilişte ayaklarını, çoraplarını koyduğu yere bir sonra gelenler, en çok bulaşının kapılacağı organlar olan ağızlarını, burunlarını, alınlarını koymak durumundalar. Yeterli uzaklıkların korunamadığı camilerde toplanmaya bir kısıtlama yok. Böyle bir tam kapanma, virüsten kurtulma yöntemi olamaz. Evinin yakınındaki camiye gitmek serbest, parka gitmek yasak. Bu uygulamanın bir mantığı, sağlayacağı yarar yok.

Yanlış uygulamalar yüzünden günde 350 dolayında yurttaşımız, 10 binlerce insanımız öldü. Bu ölümlerin sorumlusu kim? Salgın sürecini en iyi yöneten ülkelerden biri olduğumuz söylemleri arasında bunca insanımız yitip gitti. Patates soğan dağıtarak bu insanlar geri getirilemiyor.

Salgın sürecinin en başından bugünlere, bilim, bilim kurulları değil siyasal anlayış egemen oldu. Siyasal çıkarlar devreye girince, akıldan, bilimden iz kalmamakta. Ülkemizde yaşanan bu oldu.

Derneklere, sendikalara, sivil topluma kuruluşlarına, genel kurullarını yapmak için getirilen 300 kişi sınırı, kendi partilerinin kongresi yapılırken çiğnenerek binlerce kişiyle salonlarda buluşuldu. Okullar açılarak binlerce öğrenci iç içe koşuşmaya başlatıldı. İnsanlara ölülerinin en çok 30 kişiyle namazını kılabilecekleri sınırı getirenler, koydukları yasakları çiğneyerek, kendi yakınlarının ölüsünü yüzlerce kişiyle uğurladılar. Bunların ölümleri artıracağı görülmek istenmedi. Bu öngörüsüzlüklerin, tutarsızlıkların bedelini insanlarımız canlarıyla ödediler.

Sürekli hastalığı olup belli aralıklarla kontrollerini yaptırması gereken özellikle yaşlı insanlar, bu işlemlerini yaptıramadılar. Salgın sonrası, sağlık kuruluşlarında sıra almak, yer bulmak büyük yığılmalar olacağı için oldukça güçleşecek. Üst üste yığılan bu sorunların çok doğru kararlar alındığı, çok yerinde uygulamaların olması nedeniyle ortaya çıktığı söylenebilir mi?

Yurttaşına yeterli sağlık hizmeti sunamayan bir ülkenin, Dünya’nın orasında, burasında oyun kurucu olmaya soyunması, insana önem vermenin öncelikli olmadığının göstergesi olsa gerek.

Adı “Tam Kapanma” olan son uygulamanın ne sonuçlar doğuracağını, sorunu kökünden çözmede ne oranda etkili olacağını yaşayıp göreceğiz.