Nuray Gök Aksamaz’ın “Değişen İklim Dönüşen İnsan – Sorgulama”1, adlı yapıtı, insanlığın gelişimini, çağı sorgulamayı düşünen her insanın okuması gereken bir yapıt.

İnsanı, insanlığın gelişimini öncelleyen, bu gelişmelerin daha iyiye, güzele evrilmesine önermeler getiren her yapıt, her yazar, insanlığı aydınlatan bir ışık gibidir. Nuray Gök Aksamaz çalışmasında, bir ışık olmayı başarmaya çalışmış. Küresel ekonomi, toplumsal, siyasal konularla ilgili okumalar yapmış, çoğu insana sıkıcı gelen ağır, teknik konuları, yalın, akıcı bir dille, ortalama kültür düzeyindeki insanların anlayabileceği duruma getirmeyi başarmış.

Nuray Gök Aksamaz, Kendisini yenileyebilen az sayıda yazarlarımızdan biri. Bilgilerini sürekli geliştirmeye, bilincini, bakış açısını çağın gereklerini algılayabilecek duruma getirmeye çalışan bir yazarımız.

İnsanlığın günümüzde geldiği aşamada, “kimlik yitimi”, “kimlik bunalımı” yaşanan bir dünyada, çağına şu tanıklığı yapıyor:

“Modern toplumda kimlik bireyin vatandaşlığına dairdir, siyasal alanda bireyin varlığını kabul eder. Modern kimlik bireyselleşme önerirken bireyin kontrol altına alınmasını da sağlar. İnsanın değerlerle kimlik yapılandırma süreci, büyük oranda sosyokültürel ortamla bağlantılı olarak biçimlenmektedir. İnsanların verili kimlikten edinilmiş kimliğe geçişlerinin süreçte çeşitli nedenleri olabilmektedir. Toplumsal yapının değişen karakteri ve toplumsal hareketler yeni kimlik yönelimlerini açığa çıkarmaktadır. Kültürel değerlerin kitle iletişim araçlarıyla gündemde tutulduğu ana akım medya ve yeni medya insanlara bir takım modeller sunarak değerlerin yeniden biçimlendirilmesine ortam hazırlamaktadır”. (s. 166, 167)

Geçmişi okumak, düşünmekle yetinmeden geleceği okumaya çalışmış, eskinin yeniyi nasıl biçimlendirdiğini öğrenme çabasında olmuş.

Felsefe, deneme, araştırma

“Değişen İklim Dönüşen İnsan – Sorgulama”, adlı yapıt, felsefe, deneme, araştırma yazın türlerini bir arada toplamayı başarmış. Geniş araştırmalara dayanarak, yoğun bir emek harcanarak hazırlanmış bir yapıt.

“Psikoloji ve kültür antropolojisi alanında çalışan Robert Edgerton, tarihte yaşamış 300 kadar uygarlığı inceleyerek bu uygarlıklar içerisinde kültürleri evrensel değerlerden yoksun olanların zaman içinde yok olduğu sonucuna varmıştır.

Ancak güçlü olanın haklı konumda olduğu ve ayrımcı politikaların somutlaştığı bir toplumda ya da güç kazanmanın öncelikli hedef olduğu bir sistemde evrensel değerler zayıflar. Geriye bireysel ilgiler, hazlar ve tüketici kimliğine bağlı olarak doyumsuzluk kalır. (s. 167)

Bu saptama çok tanıdık, yaşadığımız gerçekliğin tanımlıyor gibi.

Nuray Gök Aksamaz, çağın gelişimlerine uygun düşünceleri izlemeye çalışan, kendisini sürekli yeni bilgilerle donatmaya uğraşan, bilimsel gelişmeleri kovalayan, küresel ekonominin, küresel toplumun nereye gittiğini sorgulayan, bunlara karşı nasıl siyasal adımlar atılması gerektiğine kafa yoran, bu alanlarda okumalar yapan, kendisini yetiştirmiş az sayıda yazarlarımızdan biri.

“Modern yaşamın en önemli sorunu, bireyin toplumsal güçler, tarihi kalıt, dış kültür ve yaşamın tekniği karşısında varlığını, özgürlüğünü ve kişiliğini koruma çabasından kaynaklanmaktadır. Simmel’e göre, ilk insanlardaki doğaya karşı varlığını koruma çabaları modern toplumlarda boyut değiştirmiş, insanın manevi varlığı tehlikeye girmiştir. Çünkü modern kent yaşamında bireyin psikolojisi ve sinir sistemi aşırı uyarıcıların etkisi altındadır. İzlenimlerin ve uyarımların frekansının yüksek bir şekildeki sürekliliği bireyde olaylara karşı bir kanıksama ve bilinç yitimine neden olmuştur. Göçlerin yarattığı sorunlar ve düzensiz kentleşmeyle birlikte büyük ekonomik bunalımlar güven sorununun başlıca kaynakları olmuştur (Simmel, G., 2000: 167). (s. 166).

Bu gidişin yaratacağı sorunlar konusunda da şu saptamayı yapmış:

“İnsanın teknolojiden yararlanmanın ötesinde varlığını teknolojiyle bütünleştirmek istemesi, zihinsel gizilgücün yapay zekaya aktarılması, insanın makineyle çeşitli biçimlerde birleşmesi sonucunda, özünü yitirebilecek olması kaygı yaratmaktadır. Bilişim teknolojileri ve sibernetikle (güdümbilimle) “Endüstri 4.0” varan teknoloji ve “Toplum 5.0 Teknolojisi” insansızdır.

Çok gelişmiş teknolojilerin insanı nesnelleştireceği belirlidir. Nesnelerin baskısı altında olan özne, kültürel süreçleri iradesiyle yönlendiremez. Yakın gelecekte Toplum 5.0 gibi sayısal teknolojilerin odaklı olduğu toplumun bileşenlerinin yalnızca insanlar olmayacağı anlaşılmaktadır. Tüm varlıkların izlenmesi ve denetimi ise siber sistem teknolojileriyle önemli boyutlarda olacaktır”. (s.13, 14)

Bu döngüden kurtulma konusunda, yaptığı bir alıntıyla şu önermede bulunuyor:

“Kişi, özgürlük bilinciyle eylemde bulunmak zorundadır. Eylemlerin iyi olmasının koşullarından biri de zihinsel temel yanında amaçlı olmasıdır. Aristoteles’ göre, bir amaçla yapılmayan şeyler anlamsızdır. Dolayısıyla amaçlı olan eylemler iyidir. Akli tabana dayandırılarak yapılan seçim, bir tür muhakeme sonucu elde edilir. Bunu da ancak insan türü başarabilmektedir (Ethica Nicomachea, 1139 b-15). Akıl, insanın ilgi alanı üzerine çalışıyorsa felsefi bilgelik ortaya çıkar. Felsefi bilgeliğin varmak istediği en üst amaç da her tür için iyi olanı keşfetmektir. (Ethica Nicomachea, 1141 a30-35) (s. 169, 170)

Yazarımız, İnsanın mutsuzluğunun nedeni konusunda şu saptamayı yapmakta:

“İnsanın nesneleştirildiği, amaçlarına uygun eylemi seçerek gerçekleştiremediği, özgür iradesinin baskılandığı bir dönüşümde mutlu olması olanaksızdır.” (s. 170)

İnsanın özgür olmadan mutlu olamayacağını da şu dizelerle ortaya koymuş:

“İnsanın kendisini çoğul bir varlık olarak duyumsayabilmesi, yaratıcılığını ve düşünme gücünü özgürce kullanabilmesine bağlıdır, öncelikle. Bireyin yaşamını kişiliği, duyguları, düşünme yetisi, değerleri ve eylemleriyle anlamlı kılabilmesi için toplumla etkileşim de gereklidir. İnsanlığın yenilenebilir enerjisini, gizilgücünü, düşünme yeteneğini, yaratıcılığını, benimsediği değerleriyle işlevsel kılacağı bir iklime gereksinimi vardır. Bireylerin edindikleri kültürü baskı altında kalmadan çevrelerine yansıtabilecekleri çoğulcu demokratik bir sistemde yaşamaya gereksinimleri vardır. İnsanlığı sürekli olarak veri sağlayan nesnelere indirgeyecek iklim ise dünyada hızla yaratılmaktadır”. (s. 170, 171)

Nuray Gök Aksamaz’ın yapıtının alt başlığı “sorgulama”. Sorgulamak, gerçekçi bilgilere ulaşmanın başlangıcı. Yazarımız sorgulayıcı bir yöntemle ilerliyor çalışmalarında. Yapıtta işlenen tüm konular sorgulanmaya çalışılmış. Olaylara belli bir düşünce sisteminin dar penceresinden değil, bilimsel yöntemlerle, geniş bakış açısıyla bakmayı, sorgulamayı başarmış.

Değişen iklimin, bilgi, iletişim teknolojilerinin, yeni ekonomik koşulların insanı nasıl dönüştürdüğünü sorgulaması önemli bir zihin açıcılık işlevi görmekte.

Nuray Gök Aksamaz, insanlığın gelişimini izlemeye, algılamaya, bunu okurlarına sunma çabasında. Böyle yazarlara, ozanlara gerek var bu topraklarda.

------------------------------------------------------------

1. Gök Aksamaz, Nuray, “Değişen İklim Dönüşen İnsan – Sorgulama”, Artshop Yayıncılık, İstanbul, 2021