Kürecik radarıyla NATO’ya kalkan olan Türkiye, Lazkiye açıklarında keşif uçuşu yapan F-4 Phantom uçağının Suriye tarafından düşürülmesini önleyemedi.
İki pilotumuz kayıp.
Türk savaş uçağını hedef alan saldırının niteliği pilotların yaşam şansını azaltmakla birlikte onları sağ bulmaya dönük arama kurtarma çalışmaları da umutla sürdürülüyor.
Malatya Erhaç’tan havalanan uçakla irtibatın kesildiği ana kadar, Suriye üzerinde hava sahası ihlali olduğuna yönelik bir uyarı alındığına ilişkin bir bilgi yok. Uçağın Hatay’ın güneyinde Lazkiye’nin 8 mil açığında düşürüldüğü belirtilmekte.
Başbakan Erdoğan, Ankara’ya dönüşünde “Düşürüldü diyemem” açıklamasıyla hayli temkinli konuşmuştu.
Ancak daha sonra yapılan güvenlik zirvesinde uçağın düşürüldüğü anlaşıldı.
Suriye’nin Türk jetini düşürdüğü ancak gece yarısına doğru kamuoyuna duyuruldu.
İlk değerlendirmeler hayli soğukkanlıydı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, savaş uçaklarının sürati nedeniyle kimi zaman hava sahası ihlalleri olabileceğini ancak bunun düşürülme nedeni sayılmasının “kötü niyet” olduğunu söyledi.
Özellikle Yunanistan’la Ege’de yaşanan krizlerde “it dalaşı” adı verilen tehlikeli yakınlaşmalara iki ülkenin pilotları da hazırlıklıdır. Kıta sahanlığı ve fır hatları tartışmaları nedeniyle son olarak “Kardak krizi”nde savaşın eşiğinden dönülmüştür.
Türkiye ve Yunanistan, rahmetli İsmail Cem’in Yorgo Papandreau ile uygulamaya koyduğu “barışçı” politikalar sayesinde bu tür krizlerden uzaklaştılar. AKP de on yıldır bu siyasete bağlı kaldı.
AKP’nin asıl iddiası, AB ile üyelik müzakereleri başladıktan sonra komşularla “sıfır sorun” politikasıydı.
Davutoğlu’nun “Doğuya açıldıkça Batı’ya yaklaşma”yı temel alan akademik tezleri hükümetin vizyonu oldu.
Bu bağlamda Suriye, Irak, İran ve Ermenistan’la sıcak ilişkiler kuruldu.
Suriye ise bu politikanın adeta vitriniydi.
AKP liderliği Esat rejiminin ABD ve Batı’yla ilişkilerini normalleştirme yönünde adımlar attı.
Arap baharına kadar bu süreç devam etti.
Ancak Suriye’nin demokratikleşmesi yönündeki baskılar, “Yeni Osmanlıcılık” idealine bağlandı.
İki yıl önce sınırları açan iki ülke bugün “düşmanlık” noktasına geldiler.
Suriye, Türk savaş uçağını herhangi bir uyarıya gerek kalmaksızın düşürebiliyor.
Bu noktaya gelinmesinde Türkiye’yi Suriye’ye yönelik askeri bir müdahalede “üs” olarak kullanmak isteyen güçlerin de etkisi var:
Sanki, “Kandil yolu Esat’ı devirmekten geçiyor!”
Phantom’un, “Özgür Suriye Ordusu”na CIA aracılığıyla silah gönderilmesi haberlerinin çıktığı gün düşürülmesi rastlantı olabilir mi?!
Umarız bu tehlikeli dönemeci, “savaşsız” aşabiliriz!
Suriye ateşi herkesi yakar.