Tüm Dünya’da, 8 Nisan Dünya Roman Günü olarak kutlanmakta.

Türkiye Cumhuriyeti’nde Romanlar, “Öteki”, “Ötekinin ötekisi” olarak görülmüş bir topluluk. Bu önyargının kırılması, Romanların da toplumda yaşayan her kesimin bireyleri gibi “insan” olduklarının benimsenmesi gerekmekte.

1971 yılında İngiltere’de düzenlenen ilk Dünya Roman Kongresi’nde alınan kararlar, o günden bu yana Romanların tüm dünyada ayrımcılığa karşı mücadelesine yol gösteriyor. Kongrenin gerçekleştiği gün olan 8 Nisan ise her yıl, “Barış, refah ve dayanışma için birlik” anlayışıyla Dünya Romanlar Günü olarak kutlanıyor.

romanlar

Kısa tarihçeleri

“Çingeneler, aslen Kuzey Hindistan kökenli olup günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa'da yaşayan göçebe bir halk. Türkçede Roman sözcüğü de sıklıkla Çingene anlamında kullanılır. Hindistan'ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden M.S. 420 civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır”.(1)

Romanlar özgün kimlikleriyle 2 000 yıla yakın bir süre öncelerden buyana, insanlık ailesi içinde görünür olmuşlar.

Binlerce yıl ırkçılık, ayrımcılıkla beslenen önyargıların çemberi içinde yaşamış olan Romanlar, haklarını arama bilincini yakalama çabası içinde uzun soluklu uğraşlar vermişler.

“Romanların yüzlerce yıl önce Avrupa topraklarına gelmeleriyle birlikte onlara yönelik olarak başlayan ırkçılık ve ayrımcılık, 2. Dünya Savaşı’nda daha da derinleşti. Yüzbinlerce Roman Nazilerin ölüm kamplarında katledildi. Aradan geçen bunca yıla rağmen Romanlara yönelik ırkçı ve ayrımcı uygulamalar gerek dünyada gerekse de Türkiye’de hala devam ediyor. 8 Nisan 1971 tarihinde 14 ülkeden gelen Roman delegelerin katılımıyla ilk Dünya Roman Kongresi Londra’da düzenlendi. Kongrede Romanlara yönelik olumsuz yargılara, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı güçlü bir sesle itiraz edildi. O gün örgütlü mücadele başladı. Kongrelere katılan delege sayısı, yıldan yıla arttı. 1990 yılındaki 4. Kongreye yaklaşık 300 Roman delege katıldı ve o kongrede, 8 Nisan’ın Dünya Roman Günü olarak kutlanmasına karar verildi”. (2)

Romanların yeryüzünde yaşanan kıyımlardan kurtulamayan topluluklardan biri.

“… 1 milyon kadar Polonyalı, Çingene ve diğer aşağı görülen ırklara mensup insanların kamplarda kurulan gaz odalarında imhasıyla “temayüz”3) etmektedir.

Onlar (Naziler – Almanya) Yahudilerin yanı sıra, kamp koşulları üzerinde deney bile yapılamayacak ölçüde hastalanan, çürüğe çıkan, yaşlı, çalışamayacak durumdaki mahkumlar için “boşuna” masrafa girmemek üzere en kestirme yolu tercih etmişlerdir: Gaz odası!”(4)

Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, Roman Diyalog AğıRomanlar arasında yaşanan bölünmeleri birlikte çalışmaya dönüştürecek çalışmalar yapmakta.

elmas-arus

Sıfır Ayrımcılık Derneği Başkanı Elmas Arus, Romanların durumlarını şöyle özetlemekte:

“Akan çatılar, rutubet, duvarlarda hasar, pervazsız kapı ve pencereler olağan ev koşullarından. Evlerin kışın ısınması, yazın serin tutulması başka bir sorun. Kentsel dönüşümden barınma sorununa çare getirilmesi gerekirken, yerinde iyileştirme yapılması gerekirken, bazı yerlerde mekânsal dışlanmanın bir ifadesi olarak tezahür ediyor. Romanların yaşam alanları, kültürleri, mahalle kültürü içerisinde var olan toplumsal ve dayanışma ilişkilerini de tahrip ediyor. Şehrin dışındaki yerlere yerleştirilip toplumun geri kalanından tecrit ediliyorlar” (5)

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Romanların sorunlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yapmakta:

“Ayrımcılığın yeniden üretilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda önemli bir yeri olan medyadaki ayrımcı dilin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların bir an önce yapılması gerekmektedir. Avrupa’da ve Batı Balkanlar’da iyi örnek teşkil eden modelleri takip ederek Roman içermesine, Romanların karar süreçlerine aktif katılımlarını ve daha adil bir dünyaya ortak olmalarını sağlayacak yerel modeller geliştirilmeli.. Romanlara ilişkin resmi anlatı ve söylemlerin, demokratik toplum, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri kapsamında ve bu ilkeleri güçlendirecek şekilde bir çerçevede yansıtılması gerekmektedir.”(6)

Romanların istekleri

• Romanlara yönelik önyargılarınız ve kalıp düşüncelerinizi sorgulamanızı,

• Romanların maruz kaldığı nefret söylemi, sosyal dışlanma ve ayrımcılık konusunda sesinizi çıkarmanızı,

• Romanların tarihi, sosyal ve kültürel yaşamlarıyla, yaşadıkları ekonomik ve toplumsal sorunlara ilişkin bilgilenmenizi,

• Romanların ayrımcı tutumlara maruz kaldığına tanık olduğunuzda, onların yanında yer almanızı,

• Roman toplumuyla ilgili konularda karar almadan önce, onları karar süreçlerine katılmanızı,

• Sadece 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde ya da 6 Mayıs Hıdırellez’de değil, yılın tümünde Romanların yanında olmanızı bekliyoruz.

İçerik tamamıyla Roman Diyalog Ağı'nın sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır.(7)

Romanlar dışlanmış, ayrımcılıklarla burun buruna yaşamış bir topluluk olmanın ötesine geçerek, eşit yurttaşlar, özgür bireyler, insan olma onurunu yaşamak istemekteler. Bu her insanın en doğal hakkı.

---------------------------------------------

1. Vikipedi, özgür ansiklopedi

2. Çiftçi, Esra, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü: Nefret söylemi önlenmeli, Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, 08.04.2022

3. “Başkalarına göre üstün duruma gelme, onlar arasında sivrilme, seçkinleşme”

 Oxford Languages Sözlük

4. Zileli, Gün, Sovyetler Birliği’nde Devlet Terörü ve Gulaglar. Kaos Yayınları, İstanbul, 2021, 1. Baskı, s. 316, 317

5. www.rodanetwork.org

6. Çiftçi, Esra, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü: Nefret söylemi önlenmeli, Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, 08.04.2022

7. www.rodanetwork.org