Nelere ödeme yaparız?

Sakıza, internete, telefona, çaya, sigaraya, konfora, güvenliğe, sağlığa, eğitime...

Örneğin öğrencisiniz ve okumanız gereken bir makale var. Bu makalenin iki paragrafı ücretsiz devamı ücretli. Gireceğiniz sınavda bu makale ile ilgili soru çıkma ihtimaline karşı, makaleyi satın alır ve okur musunuz? Yani size fayda saylayacak bir sonuç varsa işin içinde seve seve hatta minnetle satın alma yoluna girersiniz.

Demek ki somut bir fayda beklentisi varsa ödeme yapılabilir.

Neden gazete okuyorsunuz? Size ne tür fayda sağlıyor?

Türkiye'de ve dünyada gazetecilik değişti. Artık medya dijitaldir. Çünkü bunun imkân ve olanakları var.

Eski zaman gazeteciliği zordu. Gazete baskısı, dağıtımı büyük bir dertti. Gelecek beş yılda matbu gazete kalmayabilir. Kalmasın da. Çünkü bunun manası yok. Öyle nostalji yapmaya gerek yok. Kâğıt kokusu falan. Bu gazete için değerli bir gerekçe değildir. Ayrıca eğer rejimin onayladığı bir gazete değilseniz, satış noktalarında eşit sergilenmezsiniz. Her haliyle sorun yaşarsınız.

Evet artık gazete satın alıp okumuyorsunuz. İnternetten okuyorsunuz, ya da cep telefonumuzda gazetenin bir uygulaması oluyor ve oradan haber okuyoruz.

Peki bunun için ödeme yapıyor musunuz?

Hayır mı? Neden? Ben söyleyeyim size.

Birinci sebebi gazetecilerin kendi aralarında örgütlü olmamaları ve daha önemli bir şey söyleyeyim gazetecilerin kendilerini Don Kişot görmelerinden dolayıdır. Halkımıza kurban olmak için sıraya girmiş bu donanımlı insanlardır bağımsız gazeteciler. Ülkeye, gerçeğe, adalete yönelik üstün saygıları var. Üstelik bu dönemde yani Erdoğan rejiminde bu işi yapmak gerçekten üstün bir değerdir. Hoş... Yurttaş odaklı habercilik her dönem tehlikeliydi.

Birçok gazetede utangaçça şu anonsu duyarsınız:

"Özgür basın, bağımsız basın önemlidir, değerlidir, butona basın bizi destekleyin, abone olun ya da ne bileyim Patreon hesabımız var sıkıntıdayız destekleyin bizi.”

Bir de bunu utana sıkıla yaparlar. Sanki borçlu gibi. Bu gerçekten acayip bir durum. Bunu Avrupalıya anlatsanız anlamaz. Düşünün demokrathaber gazetesinin yüz bin abonesi var ve para sorunu yaşıyor. Bu kimin meselesi?

Yüz bin abonesi var benim görüşüm çünkü sosyal medya hesaplarını topla böl yüz bin kusur ediyor. Bunların hepsi birer abonedir. Bir haber ne kadar okunuyor bilmiyorum. Fakat şöyle bir durum vardır. Misal ben yıllarca cuma günleri Cumhuriyet gazetesi aldım ama gazeteyi dahi açmadım çünkü Cumhuriyet kitap eki bana lazımdı. Ya da pazar günleri Radikal alırdım, Radikal İki eki için. Burada her haberi okumak mühim değildir, bir gazetenin satılma sayısı mühimdir. Bugün de bunun karşılığı sosyal medya hesaplarıdır.

Yüzbin tirajlı demokrathaber gazetesi neden ciddi para sorunu yaşar?

Anlatayım.

1-Gazeteciler yüzünden. Eğer gazeteciler kendi aralarında örgütlü olsaydı ve şöyle bir anlaşma yoluna gitseydi, arkadaş eğer ücretli abone değilsen haber, makale ve resimlere erişemezsin. Videoları dinleyemezsin. Kusura bakma. Bunu diyemedikleri için gazeteciler suçludur. Eminim ki 10 bağımsız medya editörü, sahibi hiç bir araya gelip mesleki ekonomik problemleri konuşmamışlardır. (umarım yanılıyorumdur.) Demokrat Haber, Diken, T24, Birgün, Medyascope, artıhaber, Evrensel, Duvar, Sendika.org bir araya gelse öyle bir karar alsalar okur bir ay içinde yeni suürece adapte olurdu. Bütün Avrupa’da durum öyledir. Abone değilseniz sitedeki haberi okuyamazsınız.

2-Beleşci okur suçludur. Demokrat Haber’in Patreon.com’da bağış hesabı var. Ayda 1 dolar veya 5 dolar seçenekleri var. Yani ayda 10 tl, 20 tl, 50 tl, 100 tl gibi rakamlardan bahsediliyor. Bu sitenin yüz bin abonesinin yüzde yirmisi en düşük rakamdan gazeteyi okuma bedelini ödese gazete muhtemelen tüm ekonomik sorunlarını çözer.

20 bin okur ayda 10 TL ödeyecek ve bunu 12 ay sürdürecek. Bu çok küçük bir miktardır. Okur için de öyledir, gazete için de. Fakat yayıncılığın sürdürülebilir olmasını sağlar.

3-Partiler, sendikalar, dernekler, belediyeler, odalar gibi kurumların taraf tutmacı ve vurdumduymazlığı. Öylesine baskı koşullarında gazeteler her türlü dayanışmayı bu kurumlar ile yapmaktadır. Bu baskı koşullarında hiçbir açıklama, haber havuz medyasında yer almazken bağımsız medyada yer almaktadır, bu kurumlar gazetelere eşit abone oluyor mu, reklamı eşit dağıtıyor mu? Bu kesim bana göre en suçlu kesimdir.

Gerçekten çok şaşkınlık verici bir kayıtsızlık yaşanıyor. İzmir, İstanbul, Ankara ve diğer belediyelerin yüz bin küsur abonesi olan Demokrat Haber'de neden reklamları yok. Bilmen ne kadar teşkilatı olan partinin neden bilmem ne kadar kurumsal abonesi yok, sendikalar, odalar, dernekler ve şubeleri neden kurumsal abonelik olmazlar?

Bakkaldan bir defa para ödemeden sakız alsanız, bakkal amca sizi şikâyet etse hırsızlıktan size dava açılır. Günde çok defa tüm gazetelere bakıyor ve onların ürettiği haberi, makaleyi okuyor, resimlere bakıyorsunuz, hem de beleş. Bu hakkı kim veriyor size? Üstelik siz bu ülkenin en hakkaniyetli kesimisiniz.

Medyanın dizayn edildiği ve propaganda yayıncılığının had safhada olduğu bir ülkede gerçek gazetecilik yapan kurumların finansman meselesi nasıl çözülebilir?

Otokrat ve dönem dönem faşizme eğilimli ülkelerde bağımsız habercilik yapan kurumların finansmanı nasıl çözülebilir?

Sansür ile medya düzenlemesi yapılan ülkelerde sansüre karşı direnen medyanın finansmanı nasıl çözülebilir?

Birçok haber kaynağının sesini duyuramadığı bir dönemde, parti, sendika, belediye, dernek gibi toplumsal organizasyonların seslerini objektif duyuran medya organlarının finansman meselesi nasıl çözülebilir?

Eğer senin bir çözümün varsa söyle sen söyle!