Antakya öldü. Bu net. Lafı uzatmaya, gereksiz umutlu sözler söylemeye gerek yok. Öldü şehir. Kendi enkazına gömüldü. Selası okundu, çanı çalındı, Kadiş duası okundu.

Hrisini yapıldı mı? Ne Hrisisi, ne mevlidi, kimi kimsesi mi kaldı?... Antakya'nın öldüğü yerde Samandağ sağ mı kalır, Altınözü sağ mı kalır, Reyhanlı İskenderun, Belen, Arsuz, Maraş, Antep, İslâhiye, Kömürler, Pazarcık, Malatya, Adıyaman, Besni, Kâhta...

Kırkı çıkmadı çıkmasına lakin o da çıkacak. Öldü kabul et. Öyle kriz aşamalarını sindire sindire yaşayamayız.

Antakya'nın iki ayağı vardı. Diz çöktü ve olduğu yere yığıldı.
Antakya'nın iki ayağı vardı.

Armutlu ayağı öyle bir çöktük ki... Ya latif.

Ben Armutlu diyorum sen Sümerler, Turunçlu, Dursunlu, Harbiye tüm Alevi cenahını anla. Zenginin de yoksulun da eski binası da yeni binası da çöktü gitti.

Niyazi'nin o milyonluk evi de çöktü, Doğanların 30 yıllık evi de çöktü gitti. Ah, ahhh o hayatlar göçtü gitti. Anılar, ziyafet çekilen salonlar, yemek yapılan mutfaklar, dedikodusu bol kısır gündüzleri, künefe geceleri enkaz altında kaldı. Tini rakılar, şaraplar, kahveler, çaylar...

Antakya'nın sağ ayağı Cumhuriyet çöktü gitti. Ben Cumhuriyet diyeyim sen Alpagot, Narlıca, 600 Evler, Emek anla.
Anla Altınözü, Yayladağı, Kırıkhan, Reyhanlı...

Ahh ah Mahmut'un kiracısı olduğu ev de çöktü, Metin'in yeni aldığı ev de çöktü. Antakya zenginlerinin gözdesi olan o rezidans evler de çöktü. Yılmaz abinin oğullarına aldığı o kaç milyonluk evler var ya kum kale gibi çöktü vallah.
Bizim Şakirgillerin 30 yıllık evi kum olmadıysa dahi çakır oldu da çöktü.

Kim yaptı o evleri? Kim denetledi? Kim onaylado? Kim aracı oldu? Kim göz yumdu? Kim bana ne dedi? Hepsi öldü. Onlar ölürken bir şehri de öldürdü katiller.

Antakya'nın iki ayağı Armutlu ve Cumhuriyet çöktü önce sonra tüm birikimi, görkemi, yoksulluğu her şeyi ile yere serildi, enkazı mezar oldu.

Sadece onlar mı Antakya'nın ayakları?

Katolik Meşlingillerin kökleri, Ortodoks Kostilerin kökleri, Protestan Merigiller, Kumaşçı Yahudi Cemalgillerin kökleri ne oldu?

Onlar Antakya'nın ayakları değil ruhudur ruhu... Ruhu gitti Antakya'nın.
Ah bilsen kimler kimler kimler daha. Bahai Nedimgillerin kökleri gitti, tuzla buz oldu, Çerkesler, derici Özbekler...

Kürtler ne durumda?

Hangi Kürtler? Turunculudakiler mi? Yok ya onlar değil. Ki onların başlarında iyi kötü bir dam var. Diğerleri, Sen Piyer kilisesinin oradakiler.

Ahhh ah.

Çökmez mi? Bir kamyon geçse yoldan sarsılan o evler, kiremitlerin üstüne altına koyulan naylon ile geçirilen kışlar üç deprem yaşamış şehirde sağ mı kalır hayyo.

Antakya öldü.

Künefesi öldü. Humusu öldü. Kibbisi öldu. Kâğıt kebabı, tepsi kebabı öldü. Biberli ekmeği, nemmusu, yeşil mercimekli burgulu sarması, ciğeri, dürümü, kaya balığı, köftesi, ekşilemesi, Şam tatlısı, Mahlutası, zahter salatası...

Harbiye geceleri öldü, Karaksı kahvaltı sabahları öldü, Kuzeytepe öğle yemekleri öldü.
Sarmiye camisi, Habibi Neccar camisi, Antakya havrası, Korelilerin kilisesi, Beyazıt Bestami türbesi, Hıdırlar (Türbeler), Uzun Çarsı, Affan, Sümerler, Dağ mahallesi, Zenginler mahallesi, Camlı Apartman, Ürgenpaşa, Emek, Esenlik, Altınçay , Kışlasaray, Gazi Paşa, Büyükdalyan, Küçükdalyan öldü...

Tuhafiyeciler, Saka hamamı, Bakırcılar, Kunduracılar, Fırıncılar, Kahkeciler, sebze hali, sanayi sitesi, işhanları, çarsılar... Melek İşhanı da öldü, modern çarsı da.
Öldü şehir.

Antakya Dirildi

Antakya iki ayağı diz çöktü sonra yere uzandı, kendi enkazına gömüldü. Antakya işte daha o anda dirildi. Aynı yerde, aynı ruhta. Bu topraklarda reenkarnasyon boşuna mı var?

Bağırın, müjdeyi verin Antakya dirildi.
Antakya öldüğü yerde dirildi.
Antakya dirildi.

Tüm birikimi ile dirildi. Tüm değerlerini muhafaza ederek. Evet bazı yaralar ile dirildi lakin mühim değil, iyileştirilir.

Kültürü, tarihi, sosyolojisi, ekonomisi, kadim bir arada yaşama kültürü ile yeniden dirildi. Hatalardan alınan dersler ile dirildi. (İnşallah öyledir, zaman gösterecek)

Dirildi şehir. Gidenler dönecek, enkazlar kalkacak, köyü olanlar köylerine gidip bir katlı iki katlı evler yapacak. Şehirliler Antakya'nın ruhuna uygun binalar dikecek, üç, dört katlı. Devlet üstüne düşen görevi yapacak, yurttaş üstüne düşen görevi yapacak. Herkes yeniden diriliş ruhu ile hareket edecek.

Uzun çarsı onarılacak, Saka hamamı civarı onarılacak. Ticaret yeniden başlayacak. Ev derdinden sonra, ekmek derdi çözülecek. Geniş meydanlar, geniş parklara izin verilecek.
Sonra bir kuyumcu titizliği ile dikilecek yeniden Habibi Neccar, Yeni Cami, Ortodoks kilisesi Antakya havrası, Yıkık tüm Hıdırlar (türbeler) onarılacak.

Her mahallede deprem anıtları dikilecek. Unutursan, göz yumarsan, tenezzül edersen ölürsün/öldürürsün diye hatırlatacak.

Bağırın, müjdeyi verin Antakya dirildi.
Antakya öldüğü yerde dirildi.
Antakya dirildi.