Mavi Karanlık Vedat Türkali'nin bir romanıdır. Güzel romanlar yazmış bir adamdır Vedat Türkali, bu vesile ile onu rahmetle anıyorum.

Türkiye mavi bir karanlığın içinde. Neredeyse yüzyıldır süren bir karanlık. Dönem dönem demokrasi adına iyi, olumlu adımlar atılsa da ekseriyetle her iktidar öncekini aratacak karanlıklara imza atmıştır. Nihayetinde Erdoğan rejimi Türkiye'nin tüm antidemokratik tarihini aratacak uygulamalara imza atıyor. Bu sefer gelen iktidar gideni aratmadı, giden tüm iktidarlardan daha becerikli çıktı, antidemokratik uygulamalar konusunda.

Meşruluğu kalmamış bir iç isleri bakanı eliyle rejim kaos yaratıyor ülkede. Ülkenin gerçek gündemi olan hayat pahalılığını örtbas etmek için, ülke tarihinde görülmemiş seviyesizlikte suni gündemler oluşturuluyor. 

Şimdi meşru olmayan iç isleri bakanı göçmen karşıtı, popülist bir parti lideri ile düelloya girdi. 

Bakan dedi ki; "Hiç adam yerine koymam. Kabul etmem; bunu söylerseniz toplantıyı terk ederim. Ben bu adamı adam yerine ve insan yerine koymam. Bu hayvandan aşağı bir adamdır. Kendisi adam yerine girmeye çalışıyor. Soros çocuğudur ve operasyon çocuğudur. İstihbarat elemanı olduğu apaçık bellidir".

Popülist göçmen karşıtı parti başkanı cevap olarak; "Zerre kadar erkeklik onurun varsa beni kapının önünde bekle! Seni yarın İçişleri Bakanlığı'nın önünde bulacağım oğlum! O zaman göreceğiz kim operasyon çocuğu, kim Soros'un çocuğu. Saat 11:00'de. Erkeksen orada bekle" dedi.

İşte karanlık budur. Türkiye Erdoğan izniyle, Soylu eliyle her gün yeni bir kaosa sürükleniyor. Her gün yeni bir çatışma, her gün yeni bir kaos, her gün yeni bir düşmana uyanıyoruz. Fakat yine de hayat pahalılığı o denli yakıcı ki günün sonunda insanların tek hatırladıkları bu oluyor.

Türkiye muhalefetinin bir kısmı altılı masa etrafında toplanmış kurtarıcı arayışında. Kim kurtaracak bizi?

Ekrem İmamoğlu güvenilmez, Mansur Yavaş efendi, Kemal Kılıçdaroğlu hırslı, Abdullah Gül korkak, Meral Akşener ise bilmem ne...

Türkiye demokrasisi, ekonomisi hukuku için berrak gerçekçi bir cümle yok. Çözeceğiz. Nasıl? Kiminle? Ne şekilde? Yok! Vaat çok.

Türkiye muhalefetinin diğer kısmı olan HDP kapatılma tehdidi ile karşı karşıya. Ayrıca dün gördük ki sokak provokasyonlarına da başlanacak. HDP genel merkezi önünde yapılan provokasyon denemesi gibi, partiyi çatışmaya sürükleyecek, zorlayacak küçük işlerin peşinde meşru olmayan iç işleri bakanı. Dedik ya Erdoğan izniyle, Soylu eliyle her gün yeni bir kaos üretiliyor.

Bugün tüm antidemokratik baskılara rağmen öz gücü yüzde 15 oy bandında olan HDP yüzünü toplumsal karşılığı olmayan, halkta güven ve sempati oluşturmayan, sol içinde en zayıf unsurlar ile ittifakını geliştirmeye çalışıyor. Bu hata, bu boşa enerji, bu yorucu... (Halkevleri, sözüm meclisten dışarı.)

"Mavi Karanlık" Türkiye.

Mavi; Deniz, güneş, toprak, ağaç orman, tarım, bereket, sanayi, halklar, gençlik... 

Karanlık: Demokrasi adına hiçbir kesimin doyurucu bir çabası, planlaması, gelecek projesi olmayışı...

Demokrasiye yakın aktörlerin üst üste yaptığı kahredici hataları izliyoruz. 

Misal bir kesimin taraftar kitleleri tarafından fazla azarlandığına inandığım, hatta haksızlığa uğrayan Ayhan Bilgen ne yaptı? 

Yapa yapa Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi’ni yaptı. Güler misin ağlar mısın, kederlenir misin? Her şey bu karanlıktan dolayıdır. "Mavi Karanlık" Türkiye'de kurumlar, bireyler, aktörler vasatlaşıyor... Demokrasiden uzaklaşıyor. Ceberut bir iktidar herkesin ayarını, zekâsını, duyguları ve birikimini erozyona uğratıyor. Rejim kendi gibi vasatlaştırıyor her şeyi. Şeyler rejimin şeklini, sesini, ruhunu alıyor. Totaliterlik ve faşizm arasında gelip giden Erdoğan rejiminin kütle baskı kuvveti etkisinde denebilir buna.

crl2F09

Bilgen, önce HAS partiye gönderme bir parti ismi buldu, sonra Yunan faşist "Altın şafak" partiisni çağrıştıracak bir parti isminde karar kıldı. 

2000'li yıllarda daha gençken Ankara kahvelerinde çıkaracağımız dergilerin isimleri hakkında geyik yaptığımız zamanlar aklıma geldi. Hatta o ergenlik zamanlarında Altınçağ ismi teklif edildi, onlarca logo deneyimiz içinde öyle bir logo deneyimimiz de olmuş, ergenlik zamanlarında. 

Bazı dönemlerde durmak yada ricat etmek her şeyden değerlidir.

"Mavi Karanlık" Türkiye. Erdoğan rejimi düşünceyi, ideolojiyi, siyaseti, aklı ve duyguları vasatlaştırıyor. Ceberrut rejim her şeyi kendine benzetiyor. Kopuş ise ancak demokrasiyi merkez almaktan geçiyor. Kopuş ancak Erdoğan rejimini değiştirmekten geçiyor.

İyi, kötü, çirkin demeden önce bu totaliter rejimi değiştirmeliyiz.