Üretici yıllardır kredilerle işini götürmeye çalışıyor. Keza eşten dosttan borç bularak eksiği gediği tamamlamak çok gerilerde kaldı. Krediler teşvik edici olduğunda üreticiler için vazgeçilmez oluyor adeta. Pandemi süreci esnafından üreticisine tüm toplumda gelirlerinin azalması hatta gelir gider dengesinin borçlar lehine bozulmasını sağladı. Üretici sıkıntı içindeyken şimdi de tam bir darboğaz ile baş başa kaldı. Yaşanan kuraklık/kıtlık deyim yerindeyse üreticinin , çiftçinin belini büktü.
Yağmur beklentisi dönemi de geride kaldı, ülkenin büyük kısmında hasat sezonu da. Doğu Anadolu Bölgesinde ise, yaklaşan hasat ile birlikte hüsrana uğradı uğruyor. Yem bitkileri biçerdöver bir yana, ata baba biçme aleti tırpan yüzü bile göremeyecek. Geçmiş yıllarda yaşanan büyük kıtlıklarda olduğu gibi arpa ve buğdayı elle yolmayı hesap edenler az değil. Bir kısım çiftçi de elle yolmanın mümkün olmayacağı düşüncesinde. İşçilik de hasaba katılınca, aile bireylerinin bile ekinleri elle yolmasının “harcı borcunu korutmayacak”.
Çiftçi giderlerini karşılayamaz bir halde, hayvan üreticileri, bal üreticileri kara kara düşünmeye başladılar çoktan.
Kurban bayramı öncesi besiciler en mutlu günlerini yaşayacaklarını hayal ederken yaklaşan kredi ödemeleri ile baş başa kalıyorlar. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının geri ödeme günleri yaklaşırken karalar bağlamak durumunda. Zararda olan üretici, satış yapacağı ürün de olmayınca kredisini kapatacak durumda değil.
Çiftçisi/ üreticisi Cumhurbaşkanının açıklayacağı krediler “bir yıl ertelendi müjdesine” kilitlenmiş durumdadırlar. Kredi faizlerinin dondurularak bir yıl ertelenmesi hiç değilse üreticiye/ çiftçiye belki bir can suyu olacak ya da beli bükülen çiftçinin/üreticinin beli bükülmekle kalmayıp kırılacak. Cumhurbaşkanı “Kuraklıktan zarar gördüğü belirlenen çiftçilerimizin Ziraat Bankasına veya Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları ertelenecektir” sözlerini Mayıs ayının ortalarında söylemişti, Temmuz ayının ortasına geldik çiftçiler/üreticiler hala bir müjde bekliyorlar.
Patates ve soğan üreticilerinin elinde kalan mahsulün alınması gibi durum da yok ortada. Saman fiyatlarının, yem fiyatlarının gittikçe artması üretim yapamaz hale getiriyor, süt üreticisini de besiciyi de. Elindekini kasaba satarak zarardan kurtulma hesabı içinde.
Çiçek balı dendiğinde ilk akla gelen yer malumunuz Kars ilidir. Yüksek rakım nedeniyle bal hasadı henüz yapılmadı. Bu günler balarısının kovanları bal ile doldurması gereken günler ama, bal üreticileri de dertli. Artık bal “kaf dağının ardında”. Ne oğul var ne de bal. Gerçek çiçek balını üretmek bir yana arı kolonisinin kendisi için/ kış hazırlığı için bal üretmesi bile imkansız gibi gözüküyor. Doğal ve organik bal üretiminin yapılması bir hayal.
Arı üreticisi gözünü kredilerin ertelenmesine dikmiş. Keza hayvan üreticisi de aynı durumda. Çiftçi traktörünün haczi ile karşılaşmak istemiyor. Ya Ziraat Bankası ve Tarım kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları bir yıl ertelenecek ya da üreticinin beli kırılacak!