“Doğada ilk kirlenmedir,
ülkelere bölünmesi yeryüzünün"
Fazıl Hüsnü Dağlarca

Bir deterjan şirketinin "kirlenmek güzeldir" reklam sloganını çocuklardan yola çıkarak hafızalarımıza kazıması bir kurnazlık örneği olsa gerek.

Bölünme, bölünerek çoğalma hücreye özgüdür. "Hücre bölünmesi, tek hücreli canlıların çoğalması, çok hücreli canlıların büyümesi, erkek ve dişi eşey hücrelerinin meydana gelmesi için gerekli biyolojik olaydır."

Çıkarları bir ve aynı olanların bölünmesi bir çeşit kanserdir. "Bilincini kaybetmiş kanser hücreleri, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar."

Yeryüzünün ülkelere bölünmesinin, doğanın bir kirlenmesi olarak görülmesi, Ozanın büyüklüğünün Dağlarca olmasıdır.

Ancak, ilk kirlenmenin insanların içinde varsıl/ yoksul olarak bölünmesi olduğunu söyleyelim.

İnsanın insan olma yolunu hangi teoriyle açıklarsanız açıklayın durum değişmez. Dinsel kitaplara göre ilk insan, Adem ile Havva'nın dünyaya çıplak gönderildiğini/geldiğini /yaratıldığını yazar. Bilime göre de ilk insanların bir şeyleri yoktu , zamanla elmadan gayri bir şeyi olmayanlar; sahip olanlar ile sahip olunanlar olarak iki sınıfa bölündü. Sınıfa karşı sınıf.

O gün bugündür bölünme hep var oldu, dinsel anlamda adı kader oldu. Değişmez gerçek olarak sunuldu.

Bilim ise, iki sınıfın çıkarlarının bir diğerinin karşıtı olduğunu tespitinin amansız mücadeleyi beraberinde getirdiğini söyledi. Bu bölünme ilk ve asıl bölünmeydi ama tek bölünme değildi kuşkusuz.

Bölünme kirlenmesine zaman zaman büyük darbeler vuruldu. Sonradan yenilse de bunun adı sosyalizmdir. İnsanlığın benliğine işlendi bir kere yine olacak kuşkusuz. Kirlenme bitecek bölünme ortadan kalkacaktır.

Doğadaki "ülkelere bölünme kirlenmesi" de "yasa" değildir ortadan kalkacağı sınırsız sınıfsız bir yeryüzünün de mümkün olduğu tarihin bir ispatıdır. Bölünmenin ortaya çıkardığı sermayenin artık tahakküm etmediği, giderek mülk sahiplerinin mülksüzleştirilerek ortadan kaldırıldığı, emeğin başkalarına artı değer yaratmak yerine toplum yararına üretimin yapıldığı, eşit ve adil bir başka dünyanın/yeryüzünün mümkün olduğunu da gördük. Buradan büyük bir geri sıçrama yaşanmış olsa da bu gerçek değişmez...

14 Mayıs 2023 seçimlerini bir "dönemeç" olarak ifade etmek bu çerçeveden bakınca büyük bir abartı olarak görülmesindeki haklılık payı çok büyüktür. Bu dönemeçten kastım "öze ilişkin" değildir. Belki kritik dönem sözü daha isabetli olur.

Yüz yıllık Cumhuriyet kolay kazanılmamıştı. 600 yıllık bir imparatorluktan geriye bir "hasta adam" kalmıştı, bir kısmı "bağımsız " ülkelere bölünerek ayrılmış, kalanı işgale uğramış, buradan bir Cumhuriyet ortaya çıkmıştı. Bu ülke komşu Sovyetler Birliği’nin aksine iki karşıt sınıf ve feodal kalıntılardan ve ara tabakalardan mürekkep bir devlet olarak kurulmuştur. Sınıfsız ve zümresiz bir kitle olduğu iddia edilse de sınıfsal bölünme hep var oldu.

100 yıllık geçmişin son 20 yılında iki sınıfın arasındaki bölünme derinleşti. Varsıl daha zengin yoksul daha fakir oldu. Milyonlar için ekmek aslanın ağzındayken bir grup sermayedar dolar milyarderi oldu. Kolay kazanılmayan özgürlükler bir bir ortadan yok olurken, yaşam biçimine müdahaleler arttı, insanlar yavan ekmeğe, kuru soğana muhtaç oldu. Adaletin terazisi varsılın, zorbanın lehine bozuldu. Tek adamın iki dudağı arasına sıkıştı toplum. Dediğim dedik, çaldığım düdük haline ramak kaldı.

Çocukluğumuzda bize Cumhuriyet ile padişahlığın arasındaki farkı anlatmak için "padişahlığın astığım astık kestiğim kestik düzeni" olduğunu belletmişlerdi. Asma, kesme değilse de dediğim dedik dönemine ne kaldı? Meral Akşener'e bile "kahrolsun İstibdat yaşasın Hürriyet" sloganı attıran bir dönemin sonuna kibrit suyu dökmenin vakti gelip çattı.

İşte bu gün 14 Mayıs 2023 sandık günüdür. Sandıktan çıkacak olan refah ve özgürlükler olmasa da bunların önündeki engeli ortadan kaldırılacaktır. Yenilmez, kaybetmez, bir şekilde tepemizden gitmeyecekler şehir efsanesinin son bulması az şey olmasa gerek. Tersi durumda bu zihniyetin hakimiyeti gittikçe koyulaşan bir istibdat rejimi olarak yerini iyice perçinleyecek.

Öyleyse ihtiyaç faşizme gönül vermiş tek adam yönetimini yolcu etmek için birlik olmaktır. Bu birlik tek adam yönetimini yolcu ederken topluma da güven gelecektir. Herkesin buna çok ihtiyacı var. Bölünme kirlenmektir, kirlenmek güzel değildir. Birleşmek güzeldir, birleşerek kazanmak daha güzeldir.

Oylar; tek adama karşı, adaylar içerisinde en demokrat olan Kemal Kılıçdaroğlu'na...

Oylar; işçi sınıfı başta olmak üzere emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçlerin parlamentoda temsil edilmesi için, Emek ve Özgürlük İttifakı içindeki Yeşil Sol Partiye...