“Umutsuzluk; insanoğlunun kendine karşı hazırlayabileceği suikastların en korkuncudur, umutsuzluk manevi bir intihardır”
Jean Paul Sartre
Şapkayı önümüze koyup düşünmeye bile vaktimiz yok. Özeleştiri yapmaktan imtina edecek değiliz ancak şimdi zamanı değil. Vakit az iş çok. Hele hele umutsuzluk bizim işimiz olamaz.
31 Mart 2019 yerel seçimlerde İstanbul’da yapılanların ardından kazandığı seçimi elinden alınan İmamoğlu'nun kolları sıvamasının ardından Temmuzdaki büyük zaferi unutmuş olabilir miyiz!
Cumhur İttifakı’nın dışındaki irili ufaklı tüm güçlerin yeniden daha fazlasını yapmasının önünde hiçbir engel yok. Milletvekili seçimleri de geride kaldığına göre sadece tek adam yönetiminin karşısında olanların yurdun her yerinde kolları sıvamaktan başka yolu yok. Dün kolları sadece İmamoğlu sıvamadı, bugün de sadece Kılıçdaroğlu’nun kollarını sıvamasını bekleyecek değiliz.
Vakit az iş çok.
Öngörülen olmadı, tahminlerimiz tutmadı diye yerimizde oturursak veya performansı artırmazsak tam da tek adam yönetiminin istediği olmaz mı?
Bu daha başlangıç mücadeleye devam hala en doğru halka. Muhalefetin , tek tek bizlerin , tek adam rejiminden kurtulmak isteyen "bir şey yapan "herkesin yeniden ve yapması gereken daha fazla sorumluluk daha fazla inat daha fazla ısrardır.
Adaletsiz bir seçim ortamında olduğumuzu unutmadan, 14 Mayısın muhasebesini 29 Mayıs sonrasına erteleyerek yenmek için tek bir oy bile kazanmanın tek adam yönetiminin sonunu getireceğini en iyi biz biliyoruz. Defalarca yenildik ve hala inançlarımızı koruyorsak kazanacağız.
İktidar her türlü olanağa rağmen gerilediyse pekala yenilebilir de.
Tek adam yönetiminin baskı , tehdit, manipülasyon yöntemlerini boşa çıkaracak tek şey daha fazla seçmenin fikrini değiştirmeye, oy vermeyenleri, oy kullanmaya gitmeyenleri ikna etmekten geçiyor. Değişim eğilimi var ve büyütmek için çalışmaktan başka yol yok.