HDP'nin açıkladığı tutum belgesinde çok önemli bir detay vardır. Kürt sorununu merkeze çeken, ön şart koyan perspektifi bırakıp, Kürt sorununu demokrasi sorununun bir parçası görmeye başlamasıdır. Bu detay değerli bir aşamadır.

HDP Türkiye'nin sorunlarına önemli çözümler üretse de sözünün ve politikasının gücü Kürt sorunu altında gölgeleniyordu. Ayrıca bu parti aldığı oy oranında belirleyici siyaset yapamamaktadır. Çünkü hem diğer partiler tarafından ötekileştiriliyor hem de rejim devlet eliyle partiyi kriminalize ediyor.

HDP demokrasi vurgusunu merkeze çekerek sürdürülebilir bir politika zeminine geçmiştir. Türkiye'nin tüm sorunlarını çözmeye niyetli olduğunu iddia etmiştir. Kürt sorunu başta olmak üzere ülkede yaşanan siyasi, ekonomik, sosyal sorunların temel nedeni anti demokratik rejimin kendisidir. Dolayısıyla demokrasi talebini merkeze çekmek sürdürülebilir politika yapmak anlamına geliyor. Türkiye'de ve dünyada demokrasi ve anti demokrasi kamplaşması belirgin hale geliyor. Bu mesele geleceğin temel meselesidir. HDP bu meselede erkenden pozisyon alarak aslında gelecek planlamasında rol almak iddiasında bulunuyor.

Gelecekte Türkiye'yi bu kamplaşma bekliyor. Rejim bulabildiği politik ya da diğer aktörler ile anti demokrasi cephesini egemen kılmaya çalışmaktadır. Demokrasi cephesi ise azımsanmayacak aktörler ile daha belirgin hale geliyor. İşte HDP bu kampın içinde rol olma niyetinde olduğunu söylüyor.

Seçim olduğu sürece umut vardır. Bir ihtimal rejim seçimleri yapmayabilir ya da olağanüstü şartlar içinde kendine yarayacak şekilde yapabilir. Fakat bunun ekonomik ve siyasi sonuçları olur. Her koşulda durum sürdürülebilir değildir. Sadece uzatmalar olabilir.

Esas mesele demokrasi blokunun kurulmasıdır. Blok yavaş yavaş şekillenmektedir. HDP de bu blokun ortasına oturmuştur. Şimdi HDP yasa çalışmalıdır. Beyan ettiği siyasetin programını ve bu programın yasalarını çalışması gerekir. Her çalıştığı yasa bir gündem olacaktır. Öylece demokrasi bir söylemin ötesine geçerek önerdiği yasalar ile somut bir zemin kazanacaktır.

Bugün gördüğümüz parti ve ittifaklar yakın gelecekte olmayabilir. Aktörler ve partiler değişebilir fakat demokrasi meselesi bakidir. Erdoğan rejimi palyatif aşamasındadır. Fakat bu durum rejimin kısa sürede gideceği anlamına gelmiyor. Rejim elindeki enstrümanlar ile süreci uzatabilir. Önemli olan HDP'nin palyatif aşamada olan bir rejimle hiçbir şart ve teklif ile yan yana gelmemesidir. Nasrettin Hoca misali testi kırılmadan buna dair hiçbir emare olmadan bu kaygıyı dile getirmek gerekir. Zaten açıkladığı tutum belgesi ile kafalardaki soru işaretlerini kaldırmıştır. Yine de bu meseleyi sesli dillendirmekte fayda vardır.

Gelecek uzun sürer, demokrasi uzun erimli bir süreçtir, fakat bu zemin oluştu mu yol belirginleşir. Dolasıyla bir şeyler iyiye doğru gidiyor. Çok bedel ödendi, ödeniyor. Helali hoş olsun, yeter ki yol belirgin olsun ve demokrasi yolu olsun.