Bir ülkede dış iç sömürü bitmeden, halkın elde ettiği gelir halkın yararına alanlara aktarılmadan, yaşamın hiçbir alanında gelişme sağlanamaz.

İnsanların ürettikleri mal ve hizmetler, ülkenin, ülke insanının yararına kullanılmadan birilerinin yararına kullanıldığı sürece, ülkeler gelişemez, insanlar özlenen iyilikler içinde yaşayamazlar.

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2020 yılına ilişkin ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’ sonuçlarına göre gelir dağılımındaki fark 2009’dan beri en kötü seviyeye ulaştı. Zenginlerin gelir artışı yaşadığı periyotta yoksulların geliri daha da azaldı.

Türkiye’de en yüksek gelirli yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,2 puan artarak yüzde 47,5’e yükseldi. En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay ise 0,3 puan azalarak yüzde 5,9’a düştü”.(1)

Yoksulluk, toplumun olumsuzluklarını, yolsuzlukları görmeyi engellemekte.

Yoksul insan, inanç sistemlerinin kucağına düşmekte daha savunmasız olmakta.

Yoksulluk, sisteme başkaldırıyı engellemekte.

Bunlar bilindiği için, bilerek, isteyerek geniş halk yığınlarının yoksullaştırılmasına çalışılır.

Yoksulluk ulusal, küresel yönetme erklerinin tutumlarıyla ilgili bir sonuç. Bir yazgı değil. İnsanın insanı sömürmesinin getirdiği sonuç. İnsanlar yoksul ya da varsıl olarak doğmuyorlar. Yoksul ya da varsıl ortamlara doğuyorlar. Başka insanların istekleri, tutumları, uyguladıkları yaptırımlarla yoksullaştırılıyor ya da zenginleştiriliyorlar. Bu kısır döngü varsılların daha çok varsıllaşmasına, yoksulların her geçen gün daha yoksullaşmasına neden oluyor.

"DİSK-Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) Açlık Ve Yoksulluk Sınırı Mayıs 2021 Dönem Raporu'nu yayımladı.

Rapora göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 2 bin 822 TL oldu. Bu harcama tutarı sadece gıda için yapılması gereken minimum tutar olduğuna dikkat çekilen raporda "Açlık sınırı üzerinden hane halkı tüketim harcamaları esas alınarak yapılan hesaplama sonuçlarına göre ise yoksulluk sınırı 9 bin 762 TL olarak gerçekleşmiştir" denildi

“Raporda, 2003 yılının mayıs ayında 4 kişilik bir ailenin günlük minimum 15.9 TL’ye sağlıklı beslenebildiği, bugün ise sağlıklı beslenmek için gerekli minimum miktarın 94.1 TL olduğu belirtilerek, "18 yıllık zaman zarfında açlık sınırı 5.91 kat arttı. Aynı dönemde enflasyondaki artış ise 5.37 kat oldu. Açlık sınırındaki artış genel enflasyonda yaşanan artıştan daha fazla oldu" cümlelerine yer verildi”.(2)

Açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan geçmedikleri köprünün, binmedikleri uçağın, geçmedikleri yolların, gidemedikleri sağlık kurumlarının paralarını ödüyorlar.

Sessiz, tepkisiz, savunmasız, örgütsüz geniş halk yığınlarından toplanan dolaylı, dolaysız vergiler, örgütlenmiş çıkar çetelerine dağıtıldığı sürece barış sağlanamaz.

İnsanların ürettikleri mal ve hizmetlerin el konulan bölümleri, insanlığın yararına üretimler yapılacak alanlara yatırılmadan, sömürünün yeniden sağlanmasına harcanırsa, toplumsal geriliklerden, toplumsal kötülüklerden kurtulma olanağı olmaz.

İnsanlığın, insan hak ve özgürlüklerine uygun, barış içinde yaşanan bir Dünya kurabilmesi, her türlü sömürünün azalmasına, bitmesine bağlıdır.

---------------------------------------------

 (1) Diken.com.tr İnternet Gazetesi, Makas açılıyor: Gelir dağılımında 11 yılın en kötü seviyesi, 15.06.2021

(2) BirGün Gazetesi, Açlık sınırı 18 yılda 6 kat arttı, 16.06.2021