Türkiye Cumhuriyeti’nde hangi taşı kaldırsanız altıdan diz boyu kirlilikler ortaya saçılıyor. Ekonomik, toplumsal yaşamın hiçbir alanında düzgün bir iş görme olanağı yok.

Bu kirliliklerin nedeni olarak emperyalizm, kapitalizm, ABD, uluslararası şirketler gösterilerek suç bunların üzerine yıkılmaya çalışılıyor.

İnsan, toplum sağlığını yakından ilgilendiren ilaç alım-satımları konusunda Sayıştay’ın 2017 yılında hazırladığı bir rapor yeni ortaya çıktı.

“Sayıştay Başkanlığı’nın “Üniversite Hastanelerinin Mali Yapılarının Sürdürülebilirliği Konu Denetim Raporu” başlıklı bir rapor hazırladığı ortaya çıktı.

Çarpıcı tespitlerin yer aldığı raporda Sayıştay, kanser ilaçlarının gümrükten giriş fiyatı ile Türkiye’de satış fiyatı arasında 46 kat fark tespit etti. Şirketlerin gümrükten giriş fiyatı ile izin verilen nihai satış fiyatları arasında yüzde 4 bin 530 kârı bulunduğuna dikkat çeken Sayıştay, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bu durumdan olumsuz etkilendiğini vurguladı. Rapora ulaşan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, 2017 yılında hazırlanan bu raporun yayımlanmadığına dikkat çekerek “Rapor hasır altı edildi. Sansürlendi. Gümrük giriş fiyatı 200 - 300 TL olan kanser ilaçlarını hastanelere 20- 30 bin TL’den satmak büyük bir soygundur” dedi.

“Sayıştay’ın söz konusu raporunda “2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58’inci maddesi kapsamında kurulan sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin finansal sürdürülebilirliğinin değerlendirilmesi ile ortaya çıkan sorunların çözümüne ilişkin öneriler” ifade edildi. Raporun “ilaç ve medikal ürünlerin gümrükten giriş fiyatlar ile nihai satış fiyatları arasında yüzde 4 bin 530’lara varan fahiş kârların olması” bölümünde çarpıcı tespitlere yer verildi. Yapılan incelemelerde ithal ilaçların gümrükten giriş fiyatlarının takip edilmediğine dikkat çekilen raporda “Depocu giriş fiyatlarının gümrükten giriş fiyatı olarak kabul edilmesine rağmen bu ilaçların gümrükten gerçek giriş fiyatlarının Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile SGK tarafından bilinmediği tespit edilmiştir” denildi”.(1)

Sayıştay Başkanlığı’nca yapılan incele, soygunun oransal boyutlarını ortaya koymakta.

“Yapılan incelemede Sayıştay, söz konusu ilaçların gümrükten giriş fiyatları ile Türkiye’de izin verilen nihai satış fiyatları arasında 46.3 kata varan farklar tespit etti. Yani fiyatlar arasında yüzde 4 bin 530 kâr marjı bulunduğu görüldü. Raporda 12 ilacı ithal eden firmalar ile bu ilaçları satın alan firmaların yüzde 90’ının aynı firma olduğu belirtildi. İlaçların genellikle kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar olduğuna dikkat çekilen raporda “bu ilaçların pahalı ilaçlar olması nedeniyle kâr marjlarındaki çok küçük bir farkın bile hastanelere ve SGK’ye çok büyük maliyetle getiriyor” ifadeleri kullanıldı.(2)

Ülkemiz ilaç tüketiminde dünya sıralamasında ilk 20 ülke içinde. Büyük ölçüde dışa bağımlı bir yapı var. İlaç üretiminde de üretici değil, tüketici olan bir ülke durumundayız.

Gümrük giriş bedeli 200 - 300 TL olan kanser ilaçlarını hastanelere 20- 30 bin TL’den satmak büyük bir soygundur.

Bu bedeli kapitalizmle, uluslararası sömürüyle ilgili bölümü 200-300 TL. Bir kanser ilacı üretiliyor, 200-300 TL. fiyatla Türkiye Cumhuriyeti’ne satılıyor. Bu ilaç 50-60 TL bedelle satılabilirdi diye düşünelim. Arada kalan 150 TL. uluslararası tekellerin haksız kazançları diyelim. Bu ilacın 20-30 bin TL. fiyatla halkımıza satılmasının suçu da uluslararası ilaç tekellerinde, kapitalizmde mi?  Bu korkunç sömürüyü uluslararası ilaç tekellerine, kapitalizme yüklemek haksızlık, büyük bir yanıltmaca değil mi?

Düşman ülke topraklarında tutsak alınmış insanlar böylesine acımasızca sömürülmez.

Böylesine korkunç boyutlarda olan kazançlar, ilaç alamadığı için ölen ne kadar çocuğun, insanın ölümüne neden olduğu bilinmiyor.

Kapitalist ülkelerde böylesine acımasız kazançların elde edilebildiği bir uygulama görülmez. Buna halk yığınları, piyasa dengeleri izin vermez. Serbest piyasa koşullarının işlediği ülkelerde böyle durumla karşılaşma olanağı yoktur.

Bu tür soygunlar Asya, Afrika Anakaraları’nın Uzakdoğu’nun gelişmemiş ülkelerinde görülen bir durum.

Bir ilacın aldığınız fiyatın 4 bin 530 katı fiyatla halka satılmasının kapitalizmle, liberalizmle, uluslararası ilaç tekelleriyle, bunların sömürüleriyle açıklanması olanaksız. Sorun bir başka yerde.

Hak yığınlarını kim, kimler sömürüyor? sorusunun yanıtını iyice düşünmek gerekmekte. Hiçbir etkiye, önyargıya takılmadan bu sorunun yanıtı bulunabilirse, ülkenin gerçek sorunlarının kaynağına ulaşılmış olunur.

-------------------------------------

(1) Ocak, Hazal, İşte sansürlenen Sayıştay raporu! Kanser ilaçlarında dev vurgun, Cumhuriyet Gazetesi, 21.08.2021

(2) Artıgerçek.com.tr İnternet Gazetesi, Sayıştay’ın yayımlanmayan raporu: Kanser ilaçlarında kâr marjı yüzde 4 bin 530’lara varıyor, 21.08.2021