Arap Baharı’nın Suriye’de yol açtığı
“iç çatışmalar” Esad rejiminin sonbaharına yaklaştığımızı gösterirken Türkiye sınırındaki gelişmeler, AKP hükümetinin öngörmediği “senaryolar”ı hayata geçiriyor.
Irak Kürdistan’ından sonra Suriyeli Kürtler de Hatay’dan Mardin’e uzanan sınıra komşu “özerk bölge” ilan etmeye hazırlanıyor. Şam’da Esad’ın çevresine yönelik suikastın ardından yoğunlaşan çatışmalar Halep’e sıçrarken, Türkiye’ye açılan sınır kapıları ve Kürtlerin ağırlıklı olduğu yerleşim bölgelerinde kontrolün PKK’yla da bağlantılı PYD’ye (Demokratik Birlik Partisi) geçtiği haber verilmekte.
Suriyeli Kürtlerin Afrin’den Kamışlı’ya uzanan coğrafyada etkinlik kurmaya çalıştıkları bildiriliyor.
Ancak “Barzani faktörü” nedeniyle PYD’nin PKK’ya mesafeli durduğu öne sürülmekte.
“Esad sonrası” Suriye’nin yazgısı da “Saddam sonrası” Irak’a benzeyecek.
1991’de Körfez Savaşı ertesi Irak “fiilen” üçe bölünmüştü.
Kuzeyde Kürtler, güneyde Şiiler, Bağdat çevresinde ise Sünni Araplara dayalı bir denge gözetilmişti.
Saddam 2003’te ABD işgaliyle devrildikten bu yana 9 yıldır beklenen “istikrar” sağlanamadı.
Mezhepler ve aşiretler arasındaki örtülü savaş bugün de sürüyor.
Irak’ta patlayan bombaların bilançosu 100’den fazla ölü.
Türkiye’nin Bağdat yönetimiyle ilişkileri bozuk. Kuzeyde Barzani ile son dönemde yakınlaşma gözleniyor.
Ankara, Barzani’yi PKK’nın silahsızlandırılmasında “anahtar” görüyor.
Kuzey Irak’ın istikrarı ve “ABD faktörü” nedeniyle Barzani AKP hükümetiyle arayı açmak istemiyor.
Esad devrilirse bölgede yeni çıkar çatışmaları doğacak.
Türkiye, Esad’ı Arap baharından hareketle “seçime gitme”ye ve halkın iradesine uymaya çağırırken, beklenmedik bir tablo ortaya çıktı: Lazkiye merkezli bir Şii devletinden önce Suriyeli Kürtlerin “özerk bölge” ilanı gündeme geldi.
Böylece 1 Mart tezkeresi öncesi PKK’yı etkisizleştirme adına ABD ile Kuzey Irak’a girmeyi “müzakere eden” Türkiye şimdi de Esad giderken, Suriye sınırında Türkiye’ye armağan edeceği ikinci “Kürt özerk bölgesi” sorunsalıyla baş etmeye çalışacak.
Öte yandan kamplarda barındırılan Suriyeli sığınmacılar arasındaki Arap-Türkmen çatışması da kaygı vericidir.
Başbakan Erdoğan dün MİT Müsteşarı ve Savunma Bakanı ile görüştü.
Sınıra yeni askeri birlikler kaydırılıyor.
Hatay çevresinde köy boşaltmalardan söz ediliyor. Bölgede genel bir tedirginlik var.
Suriye’nin düşürdüğü uçağın yarası kapanmadan, Dağlıca’da askeri helikopter düştü, 4 asker şehit oldu.
Esad muhalifleri, Ramazan bitmeden rejimin çökeceği inancındalar.
Komşudaki ateşin bölgeyi sarmayacağını ummak istiyoruz. Sadece “Esad’ın gitmesi”ne dayalı senaryolarla sınırlı olmayıp, ötesine geçecek tehlikeli bir sürece girilmekte. Türkiye askeri müdahaleden uzak durmalıdır.