Emeklilerin sayısı, yeni yasalaşan EYT uygulamasıyla, 15.5 milyona ulaşmış olacak. 85 milyon ülke nüfusunun yaklaşık olarak her 5 kişiden biri emekli durumunda. Emekliler en büyük toplum kesimlerinden biri. Çocukları, gençleri, öğrencileri 30 milyon sayarsak, geriye kalan 55 milyon insanın, yaklaşık her 3 kişisinden birinin emekli olduğu anlaşılıyor.

Emekli aylıklarında yapılan %30 artış, emeklilerin sorunlarını çözemeyecek. Borçlanmakta, bankalardan borç para almaktan, İcra dairelerinde sürünmekten kurtaramayacak. Bunlar sayılarla, insanları yanıltma oyunları, seçim kazanma yöntemleri.

En düşük emekli maaşının 5 500 TL olacağı açıklandı. Bunun yanında, en düşük kira bedelinin ne olduğu da düşünülmeli. Bir emeklinin aldığı emeklilik parasıyla kirada oturması olanaksız. Özellikle büyük kentlerde geçinmeleri oldukça zorlaştı emeklilerin.

Emekli maaş oranının %30 değil, %500 olması, yanıltıcı bilgilenmeden, sayısal şişkinlikten, göz boyamaktan başka bir işe yaramaz. Sonuçta ne vereceklerse, daha çok oranda geri alacakları bir kısır döngünün işlediği görülmekte. Verilen zamlar insanların eline geçmeden, artan fiyatlarla geri alınmakta.

Emeklilerin, en az geçim ücretinin, açlık sınırının, yoksulluk sınırının altında kalan emekli aylıklarıyla geçinememeleri, uzun yılların bir sorunu olarak karşımızda durmakta.

Emeklilerin önemli bir bölümü, dinlenilmesi gereken yıllarını başka iş alanlarında çalışarak geçirmek zorunda kalmaktalar. Bu durum, fiziksel, ruhsal yönden yıpranmalarına neden olmakta.

Emekli olan bir insanlar, yaşamlarının bu sürecinde insanca yaşayamıyorlar. Başka ülkeleri gezip görmeyi bir yana bırakın ülkesinin görmedikleri gezilecek yerlerini bile gezememekteler.

Aldığı emekli ikramiyesiyle bir gömüt (mezar) yeri satın alamayan emeklinin, yaşamının neresinde mutluluk aranabilir?

Emeklileri, çocukları, kadınları insanca yaşayamayan, mutlu olamayan toplumun, hiçbir alanda gelişmesi düşünülemez.

Emeklilerin sağlığa erişmelerinde önemli sayılacak sıkıntılar yaşanmakta. Sağlık sorunlarıyla karşılaştığında, bu sorunlarını gereği gibi çözememekteler. Sağlık kurumlarının kapıları, karınca sürüsü gibi insan kaynamakta. Kendileriyle ilgilenecek kurum, kişi, görevli sayıları, bakım isteklerini karşılayamamakta.

Emeklilerin bakımlarının güvencesi yok. Ülke düzeyinde yeterli oranda hizmet sunacak bakımevleri yok denecek ölçüde az. Toprağa bağlı, köylü-kentli ilişkileri henüz tam anlamıyla çözülebilmiş değil. Yaşlılar çocuklarının, yakınlarının yanına sığınmak zorunda kalıyorlar. Bu durum hem yaşlıları, hem onlara yardımcı olmaya çalışan yakınlarını sıkıntılara sokuyor. Geleneksel aile yapıları henüz çözülmüş değil. Bu durum, yaşlıların bakımlarının kurumsallaşmasını önlemekte.

Emeklilik Programlarının Amacı

OECD’nin yaptığı bir çalışmada, emeklilik programlarının 2 amacı olduğu saptanmıştır:

“Genel anlamda, emeklilik programlarının iki temel amacı bulunmaktadır: Yaşlılıkta yoksulluğun önlenmesi ve çalışanların yaşam standartlarını emeklilik döneminde de korumalarına yardımcı olunması.

Birinci amaca ulaşmak için emeklilik programlarında, düşük ücretli emekliler lehine yeniden gelir dağıtımı politikaları uygulanmaktadır. İkinci amaca ulaşmak için ise, çalışırken alınan ücret, belli bir düzeyde ikame edilerek, yeterli bir emekli maaşı sağlanmaya çalışılmaktadır”.1

Ülkemizde bu amaçların gözetildiği de, yaşama geçirilmeye çalışıldığı da görülememektedir. Yaşlılıkta yoksulluğun önlenmesi bir yana, gerçek yaşamda yoksulluğun giderek arttığına tanık olunmakta.

Emeklilerin sorunları, haklarını istemeyi başardıkları gün azalmaya başlayacaktır.

--------------------------------------------------

1.  www.mfa.gov.tr/oecd-ulkelerinde-emeklilik-sistemlerinin-karsilastirmasi.tr.mfa