Metropoll'ün haziran ayında 47 ilde 5022 kişi ile görüşerek gerçekleştirdiği araştırmanın bulgularını sunmaya devam ediyorum.

İktidara güven ve destek

"Son dönemdeki olaylar, sizin iktidara olan güven ve desteğinizi artırdı mı, azalttı mı" sorusuna AK Partililer'in %53'ü "artırdı", %17,5'i "azalttı", %26,3'ü "değişmedi" yanıtını vermiştir. Diğer bütün parti üyelerinde "azalttı" yanıtı diğer seçeneklere oranla çok daha yüksektir. İlginç olan, son olaylarda hükümete güven ve desteği en fazla düşen parti MHP'dir. (%63,7) CHP'de bu oran %56'dır. Öyle anlaşılıyor ki önemli bir değişiklik olmazsa Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini başkanlığa taşıyacak sağ koalisyona MHP'lileri dahil etmesi "çantada keklik" değildir.

Başkanlık tartışması

"Sizce Türkiye başkanlık sistemine geçmeli midir" sorusuna halkımızın %43,2'si "geçmeli", %37,7'si "geçmemeli" diyor. Fikri olmayanların oranı %19,1. Öyle anlaşılıyor ki halkımız başkanlık konusunda kararını vermiş değildir. Ne tam taraftar ne de karşıdır. Kararsızların belirleyici olacağı bir döneme girilmektedir. 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar geçecek sürede hükümetin icraatında başarısı ve Başbakan'ın "herkesin başkanı" olacağı konusundaki inandırıcılığı belirleyici olacaktır.

"Başkanlık sistemine geçilmelidir" diyen partililer en fazla AK Parti ve BDP'de toplanmaktadır. AK Partililer'in %56,9'u ve BDP'lilerin %50,4'ü başkanlık sistemine taraftardır. Diğer parti üyeleri büyük oranda bu geçişe taraftar değildir. AK Partililer'in %22,9'u parlamenter sistemin korunmasını istemektedir. %20,1'in bu konuda fikri yoktur. Özetle AK Parti içinde bile tam bir eğilim yoğunlaşması olmamıştır.

BDP üyelerinin yüzde 50'nin biraz üzerinde başkanlık sisteminden yana olmalarının iki nedeni olabilir. 1- Güçlü ve yetkili bir başkanın "Kürt sorunu"nu çözebileceğine olan inanç. 2- Başkanlık sisteminde yerinden yönetim uygulamasının, Kürt yoğunluklu illere idari özerklik sağlayacağı beklentisi.

CHP ve muhalefet konuları

"CHP sol ve sosyal demokrat seçmenleri temsil ediyor mu" sorusuna halkın geneli olumsuz yanıt vermiştir. Araştırmaya katılanların %71,3'ü "hayır temsil etmiyor", %18,4'ü "evet ediyor" derken %10,3'ü de fikir beyan etmemiştir.

Diğer parti mensuplarının, CHP'nin sol ve sosyal demokrat seçmeni temsil etmediğini söylemesi olağan karşılanabilir ama bizzat CHP'li seçmenin %59,5 oranında aynı kanıyı paylaşması manidardır. Bu verilere göre CHP hâlâ kimlik sorununu çözebilmiş değildir. Bu sorun ortada durduğu müddetçe hangi kesimlere yaslanacağı ve onlar lehine (ve onlarla) hangi siyasi çizgiyi izleyeceği netlik kazanamayacaktır.

Geçen hafta yapılan kurultay sonrasında kimlik ve siyasal netlik konusunda daha aydınlık bir tablo çizilmeye çalışılmıştır. Bu çabaların ne oranda meyve vereceği bir süre sonra anlaşılacaktır.

CHP'ye atfedilen diğer sorun da liderliktir. Deniz Baykal'ın tartışmalı gidişinden sonra yerini alan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlıktan liderliğe evrimi hep tartışılan bir konu olmuştur. Verilerini tahlil ettiğimiz araştırma son kurultaydan önce yapılmıştır. Kurultayın havasından başkanın parti tabanında lider olarak benimsendiği izlenimi doğmuştur. Araştırma verilerine göre ise halkın %61,9'u CHP'de bir liderlik sorunu olduğu kanısındadır. Katılmacıların %29,4'ü, CHP'nin bir liderlik sorunu olmadığını düşünmektedir. İşin ilginç yanı CHP'lilerin % 53,1'i de partilerinde bir liderlik sorunu olduğunu düşünmektedir.

"Türkiye'de sol veya sosyal demokrat yeni bir siyasal parti ve lidere ihtiyaç var mıdır" sorusuna halkın %58,5'i "evet vardır", %32,8'i "hayır yoktur" yanıtını vermiştir. Bütün parti mensupları bu konuda mutabıktır. CHP'lilerin %63,3'ü soruya olumlu yanıt verirken, AK Partililer'in %53,3'ü, MHP'lilerin %67,6'sı, BDP'lilerin %65,5'i bir sol parti ve lidere ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdir.

Siyasette dengenin sağlanması, önemli bir boşluğun doldurulması açısından bu toplu niyet belirtimi önemli bir bulgudur. Devam edeceğim.