Son zamanlarda yaşanan yüksek fiyat artışları, ülke insanının yaşamını altüst etmiş durumda.

Ölçüsüz, sorumsuz harcamaların karşılığı yoksul halk kesimlerine ödetilmekte. Geniş halk yığınları, açlıkla, yoksullukla suskunlaştırılmaya çalışılmakta.

Uydurulan yalanlar, tepkileri önleyemedi

Bir ülkede yönetimin yıpranmasına etki eden en önemli olaylardan biri fiyat artışlarıdır. AKP-MHP yönetimi de bu etkinin kıskacına girdi.

Fiyat artışları karşısında yükselen kamuoyu tepkisini durdurabilmek için değişik gerekçeler uydurulmaya çalışıldı. Kendi elleriyle yarattıkları bu sorunun suçunu başkalarına yıkmaya çalıştılar. ABD’de Avrupa’da fiyatların bizden çok arttığı, ürünlerin bulunamadığı, kuyrukların oluştuğu, sorunun tüm dünyanın sorunu olduğu gibi uydurmalar, halkın tepkisini durduramadı.

Üreticileri, marketleri, aracıları… suçladılar. Üreticilerin depolarını bastırdılar, market raflarındaki etiketleri denetlemek için ekipler oluşturdular. Fiyat artışlarının ‘FETÖ’cülerin, muhalefetin işi olduğu, en azından teşvik ettiklerini öne sürdüler. Üreticiyi, marketçiyi, pazarcıyı “terörist” olarak gösterdiler. Bu yalanlar maya tutmadı. Ama bunlara da inananların sayısı umulduğu gibi olmayınca, “Avrupa’da ve Amerika’da bizden daha fazla enflasyon var. Üstelik yokluk kuyrukları var. Halk yokluk, yoksulluk içinde, marketlerin rafları boş…” gibi kıvırma yolları denediler. Yine başaramadılar.

Kamuoyunda giderek değer yitirdiklerini, oylarının eridiğini gördüler.

Diyanet İşleri’nin Hadisli açıklaması

Sonunda Diyanet İşleri kurumunu kullanarak, tartışılmayacak biçimde sorunun üzerini kapatmaya çalıştıkları anlaşıldı.

Halkı yığınlarının hızla artan fiyatların altında ezilmesinden iktidarın ekonomik politikalarının ve bu ekonomik politikaları oluşturanların değil Allah’ın sorumlu olduğunu belirten bir hadis yayınlandı.

“Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verilen fetvada, “İslam dininin, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymadığı, bunu piyasa şartlarına bıraktığı” belirtildi. Ancak fetvada yer verilen bir hadis dikkat çekti. Hadis şöyle:

“Konuyla ilgili olarak Allah resulü, fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur, ‘Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem.’

Öte yandan fetvada, piyasada suiistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme yetkisinin olduğu vurgulandı”.(1)

Dinin (ülkemizde İslam Dini’nin Hanefi Mezhebi’nin), yaşamın her alanına egemen kılınmak istenmesi, bazı durumlarda gülmecelere neden olacak görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmakta. İnsan yaşamının tüm alanlarını, süreçlerini etkisi altına almaya, insanlığı çizdikleri sınırların içinde yaşatmaya çalışan algı dünyası, insanlığın geldiği gelişme aşamasının sınırları dışına düşmekte. İnsanlığı kuşatmaya çalışırken, insanlığın gelişim çizgisi dışına düşmek, işin doğasının getirdiği bir nokta olsa gerek.

85 milyon ülke insanının, insanlığın geldiği bu aşamada, bu zihniyet yapısının eline teslim edilmesinin kendilerine de, ülke insanına da yarar getirip getirmeyeceğini okurların değerlendirmesine bırakalım.

Bu mantığa göre, Yapay zekayı kullanarak, üretim, ulaşım, tüketim süreçlerini kullanan gelişmiş ülkelerin insanlarının daha verimli, sağlıklı yaşamalarına Allah hiç karışmıyor olmalı.

1) İş süreçlerini dijitalleştirerek, daha akıllı ürünler ve hizmetler üretmek

2) Müşterilerin yaşamını kolaylaştırmak ve problemlerini çözmek için bilimsel çalışmalar yapmak gibi uğraşlara girişmenin önemi kalmıyor. Nasılsa, ne yapsanız fiyatları Allah belirleyecek(!).

Yapay zekanın değer katacağı alanları yakalayarak, daha nitelikli, daha ucuz ürünler elde ederek fiyatların ucuzlaması süreçlerine Allah çok katkı sağlıyor olmalı.

Fiyat artışları, yanlış uygulamaların sonunda biriken öfkeyi, Diyanet İşleri’nin açıklamaları, hadisler de durduramayacağa benzemekte.

Dünya nerelerde, biz nelerle uğraşmakta, nelerle avunmakta, nelere sığınmaktayız.

--------------------------------

1. +Gerçek.com.tr İnternet Gazetesi, 27.07.2022