The End of The Fuking World adlı bir diziden bahsetmek istiyorum. İki gencin evden kaçış maceralarını anlatan bir hikaye.

Charles Forsman’ın kara mizah türünde çizgi romanından alıntılanarak 8 bölüm çekilmiş.

Alyssa ve James yaşıtlarından farklı düşünen ve davranan çocuklar, o yüzden birbirlerini bulmaları da kolay oluyor.

James hiçbir duyguyu hissetmediğini idea ediyor. 10 yaşında hissetmek için elini babasının yeni aldığı fritözün içine sokmuş. O yüzden ellerinden biri yaşlı insan eli görünümünde, hayvanları öldürüyor ve kendisinin psikopat olduğunu düşünüyor.

Ancak maceralarının ortalarında bir seri katil yol arkadaşına saldırınca onu düşünmeden öldürüyor ve diyor ki katil olmama rağmen anladım ki ben bir psikopat değilim.

James’in babası çok konuşkan gürültülü, güler yüzlü oğluna yakın olmaya çalışan biri. Annesi James’in gözü önünde kuğuları beslemeye gittikleri gölde arabasını göle sürüp intihar etmiş.

James annesini arkadaşına anlatırken, her şey ona ağır geliyordu diyor, sanki etrafında olup bitenlere tahammül edemiyor gibiydi.

Alyssa hiçbir şey senin suçun değil diye cevap veriyor, oğlanın konuşmasını dinledikten sonra.

Alyssa’nın babası, genç kıza göre tahammül edemediği için bu hayatlarını terk etmiş, gidip başka yere yerleşmişti ve babası haklıydı, o da tahammül edemiyordu.

Uyum sağlayanlara güvenmem diye bitirmişti kız sözünü.

Üvey babası ve annesi ikiz üvey kardeşleriyle ona görünmezmiş gibi davranıyorlardı.

Annesi evde verdiği partinin garsonu bile yapmıştı kızını fikrini almadan emir vaki.

Aynı partide üvey adam Alyssa’yı hafif yollu taciz etmiş ve git buradan demişti. Buradan gidersen çok iyi olur.

Annesi bu manzarayı görmüş hiçbir şey olmamış gibi sırtını dönüp gitmişti.

O gün evi terk edip babasını bulmaya karar verdi, dünyanın gidişatına içine doğduğu dünyaya tahammül edemeyen kız.

Aslında Alyssa’nın anne ve babası bencil yaratıklardı. Kızları kadar da kesinlikle akıllı değillerdi.

Öz babasının yanına gitmek için evden kaçan Alyssa arkadaşı James’e onunla birlikte gelmesini teklif etti.

Alyssa aynı zamanda kendisini gayet iyi tanıyor. Kendindeki noksanların farkında.

Söylediği kırıcı laflarla insanları incittiğinin farkında.

Özür dilemeyi bilmediğini düşünüyor.

Ve çok küfür ediyor.

James kızı ilk gördüğünde onu öldürmeyi düşünmüş, uygun bir zamanı kollamaya karar vermişti.

Ancak planlarını hayata geçiremedi.

Yolculuğun sonunda kıza aşık oldu.

Sonunu anlatmak istemiyorum ama ben bu dizinin ikinci sezonu olacağını düşünüyorum.

Bu tarz bir dizinin şimdiki insanlara hitap ettiğini o yüzden devamının onay alacağını düşünüyorum.

Bu arada bir karakter daha var minik bir rolü olan sıradan çocukları simgeleyen bir çocuk. Adı Frodo. Gerçek hayatta İngiliz müzisyen Nick Cave’in oğlu kendisi.

Bir benzin istasyonun marketinde çalışıyor Frodo.

James ve Alyssa’nın yolu o benzinciye düşüyor. Paraları yok amaçları biraz benzin alıp kaçmak. Ancak benzincideki kadın yani Frodo’nun annesi işgüzar bir kadın. Bunların parası olmadığını anlıyor. Bir arbede yaşanıyor ve kadını tuvalete kitliyorlar.

Frodo diyor ki ben hayatımdan memnun değilim.

Alyssa dönüp ona diyor ki o zaman bir şeyler yap.

Frodo önünde duran kutuyu eliyle itip yere döküyor. Çünkü annesi istasyona gelen her müşteride oğlunu dürtüp o döktüğü anahtarlıklardan satmasını istiyor.

Frodo onlara yardım ediyor, istedikleri her şeyi marketten yanlarına almalarına izin veriyor. En pahalı içki dahil.

O gençler Frodo’yu yanlarına almadan çekip gidiyorlar.

Frodo annesini kilitli tuvaletten çıkarıp eski boktan hayatına geri mi dönüyor yoksa oraya gelen ilk arabaya atlayıp gidiyor mu bilmiyoruz.

Bu dizi, anne babaların çocuklarının gözünden ne kadar aptal ve ne kadar gerçek göründüğünü görmeleri için seyretmeleri gereken hikaye.

Çocuklarını dünyaya getirmede sadece bir vesile olduğunu unutup onların hayatının kabusu olan çöreklenip sömüren şapşik anne ve babalar seyretsinler belki anlar ve ağlarlar, gülünecek hallerine.

Güzel günlerde görüşelim.

İyiliklere vesile olsun görüşmelerimiz.