Halk yığınlarını yoksullaştırma bir yönetme biçimi. İnsanlar yoksullaştıkça boyun eğerler. Yönetime karşı haklarını arayacak olanakları olmayanlar, isteseler, hak arama bilincinde olsalar da haklarını arayamazlar. Halk yığınlarını yoksullaştırmak, bilerek, istenerek yapılan eylemlerdir.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu:

“2022 asgari ücreti net 4253 lira olarak açıklandı. Asgari ücretin yüzde kaç oranında arttığı değil, belirlenen bu rakamın bir işçinin ailesiyle birlikte geçimini karşılamaya yetmesidir. İçinden geçtiğimiz ekonomik kriz, Türk Lirasında yaşanan büyük değer kaybı ve yaşanan pahalılık dikkate alındığında bu rakamın bir işçinin ailesiyle bir yıl boyunca yaşayabileceği bir rakam olmadığı açıktır. Açıklanan bu ücretle geçinmek mümkün değil. 2022 için belirlenen artışın büyük bir bölümü pahalılık nedeniyle uygulanmaya başlamadan yok olup gitti. Kalanı da birkaç ay içerisinde eriyip gidecek. Dolar bazında karşılaştırmayın deniyor ama karşılaştırmak önemli. Geçen yıl asgari ücret belirlendiğinde 2021 yılı asgari ücreti dolar olarak 386 dolardı ama bu yıl ilk belirlendiğinde 274 dolardı. Şimdi daha da aşağılara düştü” diyor.(1)

Türk-İş'in Ocak (2022) ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'na göre: “Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 249 lira, yoksulluk sınırı ise 13 bin 843 liraya çıktı.

Buna göre açlık sınırı ile zamlı asgari ücret arasında sadece 3 lira 40 kuruşluk fark kaldı. Bu yıl için net asgari ücret 4 bin 253 lira 40 kuruş olarak belirlenmişti. Aralık 2021'de açlık sınırı 4 bin 13, yoksulluk sınırı ise 13 bin 72 liraydı”(2)

DİSK Genel Başkanının açıklamasından, Türk-İş’in araştırmasından çalışan kesimin, yoksulluk düzeyinde bir gelirle yaşamak zorunda bırakıldığı anlaşılıyor. Emeklilerin durumları bunlardan daha iyi değil.

Olağan üstü başarı öyküsü anlatanların bunları görmemesi olanaksız. Görmelerine karşın, başarı öyküleri anlatmalarının adı herkesçe biliniyor. Bu öykülerle sorunların tartışılmasını, yaptıkları uygulamaların olumsuzluklarını geçiştirmek istemekteler kanısındayız.

Dünya ülkelerinde de durum acıklı boyutlarda.

“Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Oxford Yoksulluk ve İnsani Gelişme İnisiyatifi (OPHI) tarafından üretilen küresel Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE), insanların günlük yaşamda karşı karşıya oldukları sağlıksızlık, yetersiz eğitim ve düşük yaşam standardı gibi çeşitli yoksunlukları dikkate alarak yoksulluğu ölçüyor. Bugün yayımlanan rapor, 109 ülkede 5,9 milyar insan açısından çok boyutlu yoksulluk düzeyi ve bileşkesini inceliyor ve verilerin mevcut olduğu 41 ülkede etnik köken/ırk/kast ayrışmasını ortaya koyuyor.

Raporun bulgularına göre, bazı durumlarda, etnik ve ırksal gruplar arasında çok boyutlu yoksulluk farkları, ülke içindeki coğrafi bölgeler arasındaki eşitsizliklerden daha büyük. Aslında ÇBYE, etnik grup temelinde ayrıştırıldığında, değerlerin aralığı, 109 ülkenin tümündeki aralıktan ve test edilen diğer tüm ayrıştırmaların hepsinden daha büyük.

Rapor ayrıca, bir ülkedeki farklı etnik gruplar arasında çok boyutlu yoksulluğun nasıl büyük ölçüde değişebildiğini gösteriyor. Örneğin, etnik gruplar arasında çok boyutlu yoksul kişilerin oranı arasındaki fark Gabon ve Nijerya’da 70 yüzdelik puandan fazla.

Latin Amerika’da yerli halklar en yoksul kitleler arasında. Örneğin, Bolivya’daki yerli halklar genel nüfusun yüzde 44’ünü, çok boyutlu yoksulların ise yüzde 75’ini oluşturuyor. Hindistan’da ise çok boyutlu yoksul her altı kişiden beşi, alt kabile veya kastların üyesi.

Çok boyutlu analiz, bundan sonraki adımları da ortaya koyuyor. ÇBYE, yoksulluğun etkilediği insan sayısı ve yoksulluğun şiddetini bir araya getiriyor. Gambiya’daki en yoksul iki etnik grup olan Wollof’lar ve Sarahule’ler yaklaşık olarak aynı ÇBYE değerine sahip, ancak yoksunlukları farklı; bu durum, çok boyutlu yoksulluğu azaltmak için farklı politika eylemleri gerektiğini gösteriyor.

Raporda, toplumsal cinsiyete odaklı olarak hane içi çok boyutlu yoksulluk analizi de yer alıyor. Dünya genelinde çok boyutlu yoksulların yaklaşık üçte ikisi (836 milyon), en az altı yıl öğrenim görmüş bir kadın veya kız çocuğunun bulunmadığı hanelerde yaşıyor. Çok boyutlu yoksulların altıda biri (215 milyon) ise, altı yıl veya daha fazla öğrenime sahip en az bir erkek veya oğlan çocuğu bulunan ancak böyle bir öğrenime sahip hiçbir kadın veya kız çocuğunun bulunmadığı hanelerde yaşıyor. Raporun bulgularına göre, çok boyutlu yoksulluk içinde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının, yakın partner şiddetine maruz kalma riski daha yüksek.

Dünyada 109 ülke ve 5,9 milyar insan arasında:

1,3 milyar insan çok boyutlu yoksulluk çekiyor;

Bu rakamın yaklaşık yarısını (644 milyon), 18 yaş altında çocuklar oluşturuyor;

Yaklaşık yüzde 85’i Sahraaltı Afrika’da (556 milyon) veya Güney Asya’da (532 milyon) yaşıyor;

Yüzde 67’den fazlası orta gelirli ülkelerde yaşıyor.

Çok boyutlu yoksul insanların günlük yaşamlarındaki gerçeklik nedir? Veriler oldukça iç karartıcı bir resim ortaya koyuyor:

1 milyar insan, pişirme amaçlı katı yakıtlara maruz kalıyor; diğer 1 milyar ise yetersiz sanitasyona, diğer 1 milyar ise yetersiz konuta sahip.

788 milyonu, en az bir kişinin yetersiz beslenme çektiği hanelerde yaşıyor.

568 milyonu ise, gidiş-dönüş 30 dakikalık yürüyüş mesafesinde güvenli içme suyundan yoksun.

COVID-19 küresel salgını, dünyanın her yerinde kalkınmayı aşınmaya uğrattı ve bizler hala salgının tüm etkilerini anlamaya çalışıyoruz” diyor UNDP Başkanı Achim Steiner. “Bu yılın Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi (ÇBYE), eğer ki bu krizden sonra geleceği daha iyi inşa edeceksek ve kimseyi geride bırakmayacak etkili önlemler tasarlayacaksak, insanların yoksulluktan nasıl etkilendiğini, kim olduklarını ve nerede yaşadıklarını tam olarak ortaya koymamız gerektiğini hatırlatıyor.

Çok boyutlu yoksulluğun yüksek düzeylerde seyretmesine rağmen, bazı ülkelerde en azından COVID-19 başlayıncaya kadar cesaret verici ilerleme işaretleri görülüyordu. Zaman boyutlu verilerin var olduğu 80 ülke ve 5 milyar insan açısından, 70 ülkede ÇBYE en azından bir dönem için azaldı; bunların arasında en hızlı değişiklik 2013-2017 döneminde Sierra Leone ve ardından 2013/2014-2017 döneminde Togo’da oldu. Bazı ülkelerde, en yoksul bölgelerde en hızlı mutlak azalmalar oldu, ve bu da kimseyi geride bırakmama taahhütlerinin yerine getirilmesi yönünde katkıda bulundu. Bu bölgeler arasında Liberya’da Orta-Kuzey (2013-2019/2020) ve Nepal’de Vilayet 2 (2016-2019) yer alıyor.

Oxford Üniversitesi OPHI Direktörü Sabina Alkire, “Tüm insanların, değer verdikleri temel yetkinliklere sahip olduğu ve değer vermek için gerekçesinin olduğu bir gelecek yaratmak, tüm dünyanın bir araya gelerek ilerlemeyi önleyen yapısal eşitsizlikleri düzeltmesini gerektiriyor. Çok boyutlu yoksulluğu etnik köken, ırk ve kast temelinde ayrıştırmak ve toplumsal cinsiyetle bağlantılı ve hane içi örüntüleri ortaya çıkarmak, eşitsizlikleri gözler önüne seriyor ve eylem için sonuncu on yılda politika belirleyicilerin kimseyi geride bırakmaması için hayati önem taşıyan bir rehberlik sunuyor.” dedi.(3)

Yoksulluk bir yazgı değil, eşitsiz bölüşüm, insanların emeklerine, ürettikleri mal ve hizmetlere el koyma sonucu ortaya çıkan bir olgu.

İnsanlığı etnik kökenlerine göre ayrıştırıp birbirleriyle dövüştürüp yoksulluğa itilmeleri de bilinçli olarak yapılan, insanlık düşmanlığı göstergesi.

İnsanları inanç sistemleri, düşünce sistemleri, etnik yapı ayrımı gibi yapay ayrımlarla farklılaştırıp birbirlerine düşürerek yönetmek, sömürmek düşüncesinde olurlar.

İnsanlığın toplu bir yeni öykü yazmadan bu olumsuzlukların düzelme olanağı yok.

------------------------------------------------

(1) Çerkezoğlu, Arzu, DİSK: Tüm emek gelirlerinin en az asgari ücret düzeyinde arttırılması şarttır, DİSK: Tüm emek gelirlerinin en az asgari ücret düzeyinde ...https://tr.sputniknews.com › SON HABERLER, 12.12.2021

(2) Ünker, Pelin, Türkiye'de yoksullaşma: Asgari ücret eriyor, hak kayıpları artıyor,

© Deutsche Welle Türkçe, https://p.dw.com/p/46NlA, 02.02.2022

(3) https://www.tr.undp.org › ... › UNDP Faaliyetleri