Sayın Bahçeli, cuma günü, önümüzdeki üç yılın siyasal programını değiştirecek bir cümle söyledi. MHP lideri kahvaltıda habercilere “AKP mahalli idare seçimlerinin erkene alınması gibi bir öneriyi ekimde Meclis açılır açılmaz gündeme taşırsa MHP buna açıkça destek verir” demiş!
Geçmişte de buna benzer bir olay yaşadık: Cumhurbaşkanı seçiminin tıkanması sonunda gidilen 2007 seçimlerinde MHP, barajı geçerek 70 milletvekiliyle Meclis’e dönmüş ve Cumhurbaşkanı seçimlerine MHP olarak katılacaklarını söyleyerek 367 düğümünü çözmüştü. Bahçeli’nin geçen hafta söyledikleri, parti organlarında tartışılıp verilmiş bir karar mıdır? Bilmiyoruz! Parti organlarına danışarak karar oluşturma zaaf sayıldığından, sanırım Sayın Bahçeli de, yaygın “tek adam yöntemini” uygulamaya devam etmektedir!
Bilindiği gibi, anayasa değişikliği olmazsa, yerel yönetim seçimleri, 2014 Mart ayında yapılacaktır. Uzun hikâyesi var, şimdi anlatmadan sonunu söyleyerek geçeyim; 1980 sonrasında, yerel seçimler için, beş yılda bir, mart ayının son Pazar günü oy verilmesi anayasa hükmüdür!
Seçimlerin dönemi ve oy verme gününün sabit olması esasında yanlış değildir. Ülkemizdeki özellikle milletvekili seçimleri tarihinin değişmesini ileriye bırakıp, “Mart 2014 yerel seçimlerinin” , Kasım 2013’e alınmasının sonuçlarına değinmek istiyorum.
Önümüzdeki 33 ay içinde yerel yönetim (YY), Cumhurbaşkanı (CB), milletvekili (MV) seçimleri yapılacak. Bugün yürürlükteki yasalara göre YY için 19 ay, CB için 22 ay, MV için 33 ay sonra oy vereceğiz. Bu düzen uygulanırsa, YY ile CB seçimleri arasında 3-4 ay gibi bir süre kalacak.
Sayın Bahçeli, iki seçim arasındaki kısa sürenin, “adaletsizlik çıkaracağını” düşünmekte, “Mahalli idareler seçim sonucunun Cumhurbaşkanlığı seçimleri için istismar” edilebileceğinden endişe duymaktadır. Sonuçta Sayın Bahçeli’nin, siyaseten YY seçimlerinin Kasıma alınmasına taraftar olduğu anlaşılmaktadır.
Şimdi Ak Parti’nin, YY seçim tarihini belirlemek için, ekim ayında Meclis’e anayasa değişiklik önerisi getirmesini bekleyebiliriz.
Bu durumda, 15 ay sonra YY için oy vereceğimiz Kasım 2013’e kadar neler olacağını, nelerin ortaya çıkacağını düşünelim:
Değişmemesi olasılığını görmediğim için, anayasanın nasıl değişeceği belli olacak; yeni anayasanın başkanlık sistemine yer verip vermeyeceği anlaşılacak, Sayın Erdoğan’ın CB adayı olup olmayacağı tahminleri bugüne göre daha belirgin duruma gelecektir.
30 Eylül 2012’de Ak Parti Genel Başkanlığı’na “son kez” seçilecek Sayın Erdoğan’ın, Kasım 2013 YY seçimlerinde; Mart 2014’e göre, daha etkin, olacağı açıktır. Kasımda CB adayı olup olmayacağı ilan edilmemiş bir genel başkanla, üç ay sonra bir başka makama aday olacak genel başkan arasında önemli öncelik ve etkinlik farkı vardır. Açıkçası, son beyanıyla Sayın Bahçeli iktidar partisi liderine altın tepsiyle şerbet sunmaktadır.
Yerel yönetim seçimleri öncesinde, üç dönemini bitireceği için 2015’te aday olmayacaklardan, belediyelerde görev alacak Ak Parti milletvekillerinin kimler olacağı da anlaşılacaktır. YY seçiminin Kasım 2013’e çekilmesi, Meclis’ten belediyelere yetişkin yönetici aktarmayı önleyecek bir neden de olabilir. Deneyimli bir bakanın 18 ay kala ayrılmasıyla, 14 ay kala ayrılması arasında fark vardır.
YY seçimlerinin Kasım 2003’e alınması, CB adaylığını düşünen Erdoğan’ın parti içi yeni dengeleri düzenlemesine yardımcı olacaktır. Bu da Erdoğan’a sunulmuş olacaktır.
Asıl mesele, Sayın Erdoğan’ın Türkiye’ye bu dar pencereden bakıp bakmadığıdır. YY ve CB seçimlerini düşünerek zamanını geçiriyorsa, toplumsal çatışmalar hızlanacak; en azından CB seçimine kadar Kürt meselesi, yönetim sistemi ve yeni anayasa da bir ilerleme olmayacaktır. Hüküm vermekten çekiniyorum, onun için bekleyelim!