04.03.2023 tarihinde, Bakırköy Kent Konseyi ve Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAG-DER) işbirliğiyle Tarık Akan Konferans Salonu'nda 'Deprem Tehlikesi ve İstanbul' başlıklı bir panel düzenlendi.

Panelde, Yıldız Teknik Üni. Jeoloji Mühendisliği Öğr. Üyesi, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Kocaeli Üni. İletişim Fak. Öğr. Üyesi Doç. Dr. Selma Koç Akgül, İTÜ Gen. Sek. Yar. Doç. Dr. İsmail Dabanlı, Pisikolog Dr. Serap Duygulu birer konuşma yaptılar.

Yıldız Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Şükrü Ersoy, panelde yaptığı konuşmada:

“Türkiye'nin yüzde 92'si deprem bölgesi dediğimizde insanlar bu riskin sadece İstanbul'da olduğunu, depremin hep başka yerde olup kendilerine bir şey olmayacağını düşünüyorlar. O yüzden bu tümceyi düzelterek Türkiye'nin yüzde yüzü deprem bölgesi, bu yıkımdan etkilenmeyecek hiçbir ilimiz yok. İllerin fay hattı zerinde olmaları gerekmiyor" dedi.

Depremi oluşturacak fayların sayılarının arttığını belirten Şükrü Ersoy: "1992 yılına kadar Türkiye'de deprem oluşturabilecek fay sayısını 150 olarak biliyorduk. Şimdilerde bu sayı 500'ün üzerine çıktı. Türkiye'de 1992'den günümüze kadar deprem tehlikesi 3 buçuk, 4 kat daha arttı. İstanbul çevresinde bulunan kötü, özellikle alüvyon gibi yumuşak zeminlerin üzerindeki yaklaşık 100 bin yapı stoklarının hemen ele alınıp, yıkılabilecek binaların hemen yıkılıp, yeniden yapılması gerekir. 24 yıl deprem bekledi, çok da beklemeyebilir. Bunun süresini kestirmek zor. Şu anda bile olabilir. Bin 400 kilometre boyunca her yeri kırılmış bir fay hattı var, sadece Marmara da deprem olmamış. Marmara'nın içerisinde hem 1912'nin hem 1999 depremlerinin yüklediği önemli bir gerilim var. Bundan kaçış yok" diye konuştu.

Tsunamiyi de konuşmamız gerektiğini belirten Ersoy: “İstanbul çevresinde oluşacak bir depremi konuşuyorsak, tsunamiyi 2 de birlikte konuşmamız gerekiyor. Marmara'nın neresinde deprem olursa, kaç metre yüksekliğinde dalga olur, kaç dakika sonra hangi kıyıya gider? Bunların senaryoları var" dedi.

Yapıların hiç zaman yitirilmeden denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Şükrü Ersoy: “İşyerleri hemen denetlenmeli, 20 kat üzeri yapılan yapılar ivedi olarak denetlenmeli. Türkiye ekonomisinin % 40’ı İstanbul’da,. İstanbul’da olacak bir deprem, ülkeyi, dünyayı etkileyecek” dedi.

image (1)-1

Kocaeli Üni. İletişim Fak. Öğr. Üyesi Doç. Dr. Selma Koç Akgül: “Depremleri yıllardır konuşuyoruz. Hiçbir önlem almıyoruz. Yaşanan acılardan dersler çıkarmıyoruz. Türkiye insanının hafızasının 27 gün olduğu biliniyor. Erzincan Depremi’nden- Kocaeli, Gölcük Depremlerinden hiçbir ders çıkaramadık. 27 gün sonra yaşanan acılar unutuluyor. Yıkım bir sonuç. Bu sonucu insanlar kendi elleriyle hazırlıyorlar. Depremlere çözüm sürecinde, sistemin içinde halk yoksa doğru çözümler getirilemez. Depremde gönüllülerle yapılacak yerel dayanışma en etkili kurtarma yöntemi. Gönüllü dayanışma dayanışmada, Dünya sıralamasında sondan ikinciyiz” görüşünü savundu.

İTÜ Gen. Sek. Yar. Doç. Dr. İsmail Dabanlı: “Nüfusu artıracak her önlem yanlıştır. +1 kat verilerek yapılacak dönüşüm, doğru değildir. Depremde ulaşımı aksatacak yıkıntılar, yıkımları, kayıpları artıracaktır. Bu durum incelenerek, önlemleri alınmalı. İstanbul’un nüfusu, burada bulunan sanayi, deprem olasılığı daha düşük olan bölgelere, illere taşınmalı. Yapılar sağlam zeminlere, yönetmeliklere uygun olarak yapılmalı” diye konuştu.

Panelin konuşmacılarından bir olan Bakırköy Kent Konseyi Genel Sekreteri Psikolog Dr. Serap Duygulu: “Depremlerde sorumlu aramaya başlayınca önce aynaya, yüzümüze bakmalıyız. Depremden zarar görecek insanlar, bu zararların yaşanmaması için çalışmalı. İnsan eliyle yaşatılan bu yıkımlar, ancak insan eliyle, insanların çabalarıyla önlenebilir. ‘Türk Milleti söylemez, söylenir’ diye bir deyim var. Söylenmeye gerek kalmayacak biçimde, sözümüzü, görüşlerimizi söylemeliyiz. Yapılacak çalışmalarda elimizi taşın altına koymalıyız. Depremlerde ve sonrasında, en çok gelişen kozmetik sanayisidir. İnsanlar acılarını saklayabilmek için iyi görünmek yolunu seçerler” dedi

------------------------------------------

1. (Tsunami: Deniz dalgası ya da dev dalga, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, gök taşı düşmesi, deniz altındaki nükleer patlamalar, ...)