Kripto para birimi Bitcoin’i son iki yıldır sıkça duyuyoruz. Daha önce dijital para birimlerine ilgi duymayan, çevrimiçi bankacılık ve fintek araçlarını bile kullanmayan yüz binlerce kişi kısa yoldan para kazanabilmeyi umarak kripto para birimlerine yöneldi. Bugün Bitcoin dışında yüzlerce altcoin benzer teknolojiler üzerinden işlem görüyor ve çevrimiçi evrensel borsalar oluşturuyor. Bu yazının konusu ise ‘coin’ trendleri ya da yatırım tavsiyeleri değil, Bitcoin ve ardındaki teknoloji Blockchain üzerine genel bir bakış ile bu teknolojinin taşıdığı yıkıcı potansiyeller üzerine kafa yormak.

Bitcoin’in tarihi son 10 yıla uzanıyor. Ancak dijital para birimi üzerine tartışmalar ve girişimler 20 yıldan daha eski. Matematik, bilişim, felsefe ve kriptoloji (şifreleme bilimi) üzerine çalışan ve kendilerine Cypherpunk adını veren bir yazılımcı hareketi, internetteki merkezileşme, gözetleme ve tekelleşmeye tepki olarak internette güvenli, mahremiyeti temel alan ve gayri-merkezi yapılar oluşturmaya yönelik çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaların çıktılarından bazıları ise dijital ya da kripto paralar. Bunların arasında, 1989'da DigiCash, 1996'da E-gold ve 1998'de B-money gibi örnekleri sıralayabiliriz. Bugün kredi kartı sistemine entegre olarak uluslararası bir çevrimiçi ödeme sistemi haline gelen PayPal da başlangıçta “yeni dünya parası” olarak öngörülen bir dijital para birimi projesiydi. Bu projelerdeki temel meseleler güvenlik ve güven sorununu çözmek için üçüncü bir tarafa duyulan ihtiyacın giderilebilmesiydi.



Satoshi Nakamoto tarafından 2008 yılında yayınlanan bir dokümanla birlikte ortaya çıkan blockchain teknolojisine dayanan kripto para birimi Bitcoin, çevrimiçi finansal işlemlere olan güven sorununu çözdü. Önceden, dijital varlıkların aktarılması bir veya daha fazla güvenilir üçüncü tarafın katılımını gerektiriyordu. Örneğin, bir markette banka kartıyla bir ürün satın alabilmek, müşterinin bankası, satıcının bankası ve Visa veya Mastercard gibi bir kart ağı arasında etkin bir koordinasyona bağlıydı. Bu güvenilir üçüncü taraflar, çift harcama ve işlem tersine çevirme sorunlarını çözüyorlardı. Müşterinin bankası, harcamalarının bir kaydını tutar, kart ağı iletişimde ve fon transferinde yardımcı olur ve tüccarın bankası, işlemleri kaydeder ve depolar. Uyuşmazlıklar, zaman içinde ağlar ve katılanlar tarafından belirlenen standartlara göre çözümlenir.

Buna karşılık, Bitcoin, tüm işlemlerin gerçekleştiği sırayla doğrulanması ve kaydedilmesi için aracılara duyulan ihtiyacı ortadan kaldıran eşler arası dağıtık bir ağ kullanır. Bu şekilde katılımcılar, güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan dijital finans işlemleri için açık bir mülkiyet zincirini hep birlikte doğrulayabilirler. Sayısal defteri (veya blok zinciri) koruyan eşler arası ağ, işlemlerin merkezi olmayan bir kaydıdır. Bitcoin, bir merkez bankası ya da başka bir merkezi otorite tarafından değil, bir ağa bağlı kullanıcılar arasındaki mutabakat ile desteklenen dijital bir para birimi. Buradaki anahtar teknoloji Bitcoin’i mümkün kılan bir algoritmayla para arzını, para alışverişini ve kullanıcılar arasındaki güveni tesis eden Blockchain teknolojisidir.

Blockchain gayri-merkezi, dağıtık bir veri tabanı olarak tanımlanıyor ki bu şifrelenmiş verilerin bir merkezde değil, o ağa bağlı bütün kullanıcılara ait veri merkezlerinde (bu bir sunucu olabildiği gibi dizüstü bilgisayar ya da akıllı telefon da olabilir) senkronize ve birbiriyle tam uyumlu bir biçimde saklanması anlamına geliyor. Dolayısıyla verileri değiştirmek, manipüle etmek vb. kötü niyetli girişimlerin önüne geçiyor. Blockchain’i anlamak için en kısa yoldan, yıllardır eşler arası dosya paylaşımı ile müzik, film vb. içerikler indirdiğimiz BitTorrent’in, bir şifreleme tekniği ile ortaklaştırılmış tek bir büyük veri tabanına, bir ‘açık deftere’ dönüştürülmüş hali diyebiliriz.

Bugün Bitcoin ve benzer teknolojik altyapılar kullanan birçok kripto para birimi internet üzerinden işlem görüyor. Bankalar işlemlerini Blockchain tabanlı sistemlerde daha az maliyetle ve çok daha güvenilir bir şekilde yapabilmek için projeler geliştiriyorlar. Başta Çin, Rusya ve ABD olmak üzere devletler de bu yeni teknolojiyi geliştirmeye ve finansal sistemlerine bu yenilikçi yaklaşıma adapte etmek için büyük bütçeler ayırıyorlar.

Görünen o ki, henüz emekleme aşamasında sayılan Blockchain teknolojisi internetin kesintisiz gömülü ekonomik katmanı haline gelebilir; ödemeler için teknolojik bir alt yapı, sadece yatırım amaçlı değil takas, bağış, harcama ve kredi sisteminde kullanılabilecek gayri-merkezi para birimi, dijital varlıkların kayıtları ve aktarımı, akıllı sözleşme sistemleri ile güvene dayalı iş süreçlerini yürütebilme işlevi görebilir.

Bununla birlikte Blockchain finansal bir çözümden çok daha fazlasıdır. Bir gayri-merkezi örgütlenme platformu olarak, tüm insan faaliyetlerini yaygın olarak yeniden yapılandırma potansiyeline de sahip bir paradigma. Bu konuyu da bir sonraki yazıda ele alalım.