“Dünyada barışın sağlanması için devletler değil, uluslar birbirlerine yaklaşmalıdırlar.”
Ernest İpsen

Savaş öncelikle yoksulları, kadınlar, çocuklar gibi savunması kesimleri, suçsuzları vurur.

Eşsiz kadınlar, babasız çocuklar, yoksul halk yığınları savaşın bıraktığı acı izler. Bu izler kolayca silinmeyen, etkileri kuşaklar boyu süren izler olurlar. Akan kanların izleri kolay silinmez. Akan gözyaşları kolay kurumaz.

Savaşlar için silah satanlar, karaborsa değerinin çok üstünde ürün satanların gelirlerine haksız gelirler ekler.

Doğa, doğada yaşayan börtü böcekler, hayvanlar, göklerde uçan kuşlar, kısacası savaş tüm canlıların sağlığını, yaşamını olumsuz olarak etkiler.

Savaşlar belli kesimlerin çıkarları, bir avuç dengesiz insanın kişisel güdülerini doyurmak uğruna milyonlarca canlıya acı çektirir.

Savaş, savaşma yeteneği övünülecek bir durum değil. İnsanlık savaşarak değil, konuşarak, uzlaşarak insanlaşır. Birilerini üstün becerilerle başka insanları, canlıları öldürmek değil, onları daha iyi yaşatacak işlerle övünebiliriz. Gözyaşı akıtmak değil, akan gözyaşlarını dindirmek övgüye değer

Dünyada savaşların durması için savaşlardan zarar gören kesimlerin ayağa kalkarak bu kirli oyuna dur demeleri gerekmekte. Savaşsız bir dünyanın kurulmasının yolu buradan geçer. Savaşlardan yarar sağlayanların savaşsız bir dünya kurulmasını istemezler.

Savaşlar, ileri derecede kin, nefret, güç kullanmanın denendiği araçlar. Bunların tümü, doğuştan gelmeyen, öğrenilen bilgiler, duygular. Savaşlar olmasa, insanlık birbirini öldürme yerine daha iyi yaşatma, yüceltme çabasında olsa yeryüzü daha güzel bir yer olurdu.

Savaşlar insanlığın kaçınılmaz yazgısı değil, insan kanı üzerinden getiri sağlama oyunudur. İnsanlığın bu gidişe dur demek ödevi olsa gerek.

Küreselleşen bir dünyada, insanlık adına olan her şey, insanlığın ortak sorunu, bu sorunların çözümü ortak sorumluluğu durumuna gelmiş bulunmakta. Savaşların yaşanması insanlığın ortak sorunu, dur denilmesi insanlığın ortak sorumluluğudur. Ayrı ayrı ülkelerde, dünyadan soyutlanmış biçimde hiçbir insanın, hiçbir ülkenin yaşama olanağı yok. Dünyayı ortak bir yer olarak kullanmak zorundayız. Bu ortaklık içinde yaşanacak her sorun, ortak sorumuz, çözümü ortak sorumluluğumuzdur.

Yeni savaşlar, insanlığı tümüyle yok edecek boyutlarda yaşanabilir. Savaş teknolojisinin gelişimi bu kötülüğü yapacak boyutlarda gelişmiş durumda. Bunu önleyecek güç insanlığın bilinçli olarak bu adımların atılmasına karşı koymasıyla, insanlığın tüm farklılıklarıyla kardeşçe bir arada yaşama bilincinin gelişmesiyle olanaklı.

Savaşlara harcanan paralar açlığın giderilmesi, sağlık, eğitim gibi alanlara harcansa, insanlık bugün olduğundan yüzlerce kat daha iyi yaşardı. Daha sağlıklı, daha eğitimli, daha mutlu yaşam sürerdi. Dünyanın her yanı daha güzel yaşam alanları olarak düzenlenebilirdi.

Savaşsız bir dünyanın kurulması örgün ve yaygın eğitimle başarılabilir kanısındayız. Kitle iletişim araçları, bu eğitimin en etkili araçları.

İnsanlık savaşların daha çok yıkıma neden olacak boyutlara taşınması için değil, barışın daha egemen kılınabileceği çabalara omuz vermek zorunda. Yerküremizi daha iyi yaşanır bir yer durumundan uzaklaştıracak tüm olumsuzluklarla, daha iyi, insan hak ve özgürlüklerine yaraşır bir dünyanın kurulmasına yönelik olumlu çabalara, tüm insanlık omuz omuza vererek birlikte kavga vermek zorunda.

Dil, dil, soy, cinsiyet gibi farklılıkları egemen kılma uğruna akıtılan kanların ne denli yanlış algılarla gerçekleştiğinin bilincine vararak, İnsanlığın, “İnsan” üst kimliğinde birleşerek, tüm canlıların ortak kullandığı daha güzel bir dünya kurulması özlenen bir düş olmayı aşarak yaşama geçmesi gereken bir insanlık ödevi. Bu ödevin yerine getirilmesi, daha iyi yaşanan bir dünyanın kurulmasını sağlayacak.