Rüşvet olgusu Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze bu toplumun, bu toprakların acı bir gerçeği.

1838 Tanzimat Fermanı, 1856 Islahat Fermanı belgelerinin ilk 3 maddesinden biri Padişah halka “rüşveti kaldıracağım” sözü vermesini düzenlemekteydi. Bu belgeler, rüşvet bu toplumda, 1838’den çok daha öncelere dayanan bir gerçeklik, kanayan bir yara olduğunu göstermekte.

Yaklaşık 400 yıl sonra 2020 yılına geldiğimizde, rüşvetin, yolsuzluğun bu toprakların en önemli sorunlarından biri olduğu görülmekte.

Rüşvetin, yolsuzluğun olmadığı bir dönem yok. Böylesine ortalıklara saçılıp döküldüğü başka bir dönem de olmamış.

Üstü örtülememekte

Ulus devletler rüşvetin üstünü örtmeyi bir biçimde başarmakta, ancak uluslararası ölçekte bu işin çok kolay olmadığı görülmekte.

“ABD Hazinesi’ne bağlı istihbarat birimi Mali Suçları Soruşturma Ağı’nın (FinCEN) belgelerine dayandırılan şüpheli fon transferleri, kara para aklama, rüşvet ağları iddialarında karşımızda yine “tanıdık” bir isim var, Rıza Sarraf ve bağlantıları...

ABD merkezli haber sitesi Buzzfeed’e sızdırılan belgeler, dünyanın dört bir yanından araştırmacı gazetecileri bünyesinde barındıran Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’yla (ICIJ) paylaşıldı.

Dosyayla ilgili araştırmanın parçası olan Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) ve Court House News Service’in haberinde ise Sarraf’ın kuryesi olarak bilinen Adem Karahan’ın işe ilk başladığı zaman kuşkuları üzerine patronunun kendisine söylediğini iddia ettiği şu ifadeler dikkat çekiyor: “Türk yetkililerden korkma. Hükümet işin içinde!”

ICIJ’in analiz ettiği FinCEN kayıtlarında, Türkiye’deki banka hesaplarının gönderen ya da alıcı olarak geçtiği 538 işlem, “şüpheli” olarak nitelendirildi. Türkiye’deki banka hesaplarına gelen “şüpheli fon”ların miktarı, toplamda 70 milyon doları aşıyor. Türkiye’den yurtdışına yapılan “şüpheli havale” miktarı ise 71 milyon dolar.

- FinCEN kayıtlarına göre bankanın Ocak-Eylül 2016 arasında şüpheli para transferlerini aktardığı kişiler arasında Rıza Sarraf’ın kuryesi olmakla suçlanan Halil Akkaya, Murat Yılmaz, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın özel kalemi Onur Kaya ve eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de yer alıyor”.(FİN)

Burada bir yetkili çıkarak, bu söylenenler nedir, şunları bir araştıralım diyemeyecek. TBMM de bu işin üstüne gidemeyecek. Bu suskunluğun nedenleri belli.

Bunlar buzdağının görünen bölümü. İşin nerelere uzandığı, ne boyutlarda olduğu sezinleniyor, biliniyor ancak üzerine gidilemiyor.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, düzenlediği basın toplantısında, ABD Hazinesi'nin istihbarat biriminin 1999-2017 arası raporlarına değindi.

Özel, dünya çapında 2 trilyon dolarlık bir kara para aklanması ortaya çıktığını ifade etti. Raporda kara para aklayan en bilindik 20 aktörün sıralandığına değinen Özel, "Bunlardan bize hiç yabancı olmayan bir isim, Reza Zarrab" dedi.

Söz konusu rapora dayandırarak Reza Zarrab'ın Türkiye'de 20 milyar dolarlık bir para hareketine aracılık ettiğini belirten Özel, "Zarrab'ın kuryesi Adem Karahan'ın yaptığı açıklamalardan, bu paranın yüzde 4'ü, yani 800 milyon doların Türkiye'de rüşvet olarak dağıtıldığı söyleniyor. Mali Suçları Araştırma, Türkiye Hazinesi, Sayıştay ve bu konudaki denetçiler seferber edilecek mi edilmeyecek mi?" dedi

"800 milyonun yüzde 10'u olan 80 milyon tek bir siyasetçiye!"

Özel raporda geçtiğini belirttiği bir satıra ayrıca dikkat çekerken, "Bu rüşvetin, yani 800 milyon doların yüzde 10'u olan 80 milyon doların Türkiye'deki bir tek siyasetçiye verildiği söyleniyor. Tek adam rejimi bu rüşveti alan tek bir kişiyi bulamayacak mı?" Galiba onlar susacaklar, biz bu raporları not edeceğiz. Vatandaş günü geldiğinde bunların hesabını soracak yeni bir iktidar belirleyecek diye konuştu”.

Rüşvet, ekonomik yönden gelişmemiş, hukuk sistemi oturmamış, demokratikleşememiş ülkelerde yaygın olarak görülen bir olgu. Toplumun uygarlaşmasıyla yakından ilgili bir gerçeklik. Toplumun kültürel birikiminin rüşvete yol vermediği ülkelerde giderek azalmakta, azalmak zorunda kalmakta.

“Çalıyor ama çalışıyor, iş yapıyor” diyen bir toplumda rüşvet, yolsuzluk önlenemez. Bu toplum, bu algıyı içselleştirmiş demektir. Rüşveti kaldırmaya değil, kendisi rüşvet alabilme noktasına gelmeye çalışmaktan başka bir yol düşünemez.

Rüşvetin kalkması toplumun bu olumsuzluğa karşı tavır almasına bağlı. Rüşveti kaldıracak olan siyasetçiler, devletler, devlet görevlileri değil, halk yığınları olacak. Geniş halk yığınları rüşvetin işleyişine tepkilerini yükseltmeden önlenemez.

--------------------------------------------

(1) Cumhuriyet Gazetesi, FinCEN belgelerine göre Türk bankaları uluslararası 538 şüpheli işleme aracılık etti, 22.09.2020

(2) T24.com.tr Bağımsız İnternet Gazetesi, CHP'li Özgür Özel: Zarrab'ın kuryesi Türkiye'de 800 milyon dolar rüşvet dağıtıldığını söylüyor, bunun 80 milyonu tek bir siyasetçiye, 23.09.2020