Değerli 3’üncü havalimanının tutsak işçileri mektubunuzu aldık.

Okuduk, okutturduk. Selamınız demli bir çay gibi, iyi geldi. Moralinizin iyi olmasına sevindik. Zira her alanda yaşanan hukuksuzluğun ve şiddetin sizin direncinizi kırmayacağını biliyorduk, lakin sizden haber alınca daha bir sevindik.

Gazetelerden ve sizin sendikanın net sayfasından el yazınızla yazılan mektubunuzu gördük. Birçok arkadaş mektubunuz çevresine, dostlarına okudu. Değişik dillere çevirdi.

“Bu bir tahta kurusu isyanıdır!” diye haykırdı, Filistinli bir çocuk üniversite bahçesinde Arapçayla.

İranlı arkadaşlar kendi işçi sınıflarının mücadelesinden bahsederek okumuşlar mektubunuzu dost meclislerinde. Fransızca, İngilizce, Arapça, İsveççe, Almanca, Farsça hatta Somalili kadınlar bile dilleri döndükçe anlatmış bu tahta kurusu isyanınızı birbirlerine…

Sade bu mu misal Antakya’da ayakkabı ve saya işçileri o keskin kokulu, kırık camlı atölyelerde okumuşlar mektubunuzu. Size aleyküm selam diyorlar.

Antalya’da sebze ambarlarında Elmalılı dağ köylüsü bir genç okumuş işçilere mektubunuzu. Pek sevinmişler.

Ankara’da, Kars’ta, Muğla’da, İzmir’de, Bursa’da Gebze’de ülkenin her yerinde okundu mektubunuz. Kimi tek okudu, kimi kabalıklar içinde… Siz mektup yazmaya devam edin. Bizde okuyalım.

Okumak iyi bir şey değerli işçi arkadaşlar. Okudukça öğreniyoruz, okudukça gündelik hayatın içinde farkındalık oluşturuyoruz.

Dayanışmayı nasıl geliştireceğiz, direnme hattını nasıl sağlamlaştıracağız, mücadeleyi nasıl sahih bir zemine ve bir adım ileriye taşıyacağız? İşte bir sürü mesele üzerine kafa yoruyoruz, tek veya çoğul… Zira tüm bu düşünceler, fikirler, mücadeleler, direnmeler hayata doğru akıyor. Hayatın içinde bir mevzi alıyor.

Bu arada yeri gelmişken yazmak gerekir. Havuz medyasında hakkınızda çıkan haber ve yazılar moralinizi bozmasın. Herkes görevini yapıyor. Kolay değil onların durumu, bunca maaşın, bunca imkan ve olanağın, bunca şaşanın hakkını vermeleri gerekir. Her şey olması gerektiği yerde, her şey hayatın tabiatına uygun…

“Değerli işçi arkadaşlar, bu tahta kurusu isyanıdır!” demişti Filistinli bir arkadaş.

Hep birlikte, omuz omuza demokrasi, hukuk ve emek mücadelesini veriyoruz. Çünkü bu bizim hayatımız. Onların hep hamlesi nasıl hayatımızı daha zora sokuyorsa, bizim de her direncimiz ve mücadelemiz hayatımızı daha güzel yapıyor.

İyi olacak değerli işçi arkadaşlar, her şey iyi olacak... Siz hep yazın bizlere…

Her yazı, adım, mücadele, direnç hayata doğru akıyor…

Hayat işte, bu bizim hayatımız, insanca yaşayacağımız bir hayatı mutlaka kuracağız.

Hürmetle selamlar…