Libya, Akdeniz kıyısında, doğusunda Mısır, batısında Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğusunda Sudan ile komşu olan bir Mağrip ve Kuzey Afrika ülkesidir. Dünya Bankası’nın 2017 verilerine göre 6.375 milyon nüfuslu bir ülke.

“1.760.000 km²’lik Libya yüzölçümünün yaklaşık 1.650.000 km²’lik alanını çöl bölgeleri oluşturuyor.”

“Halkın yüzde 97'lik kesimi kendini Müslüman ve geriye kalan yüzdelik kısmı diğer inançlara başlı olarak tanımlamaktadır.”

Türkiye, ülkenin bir bölümünü kontrol eden Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne destek vermek amacıyla Libya'ya asker göndermeye çabasında.

Libya’ da iç çatışmaların taraflarından birinin yanında olmak, bu gerginliği bitirmez, artırır. Karşısında yer alınan kesimlerin büyük tepkilerinin hedefi durumuna gelmeniz kaçınılmaz. Bu girişim net biçimde Libya’nın iç işlerine karışmak demek. Bu aynı zamanda uluslararası hukuka da aykırı.

Libya’da çatışan taraflardan birinin çağırmış olması, buraya asker gönderme hakkı doğurmaması gereken bir durum.

Bir ülke gelse Türkiye’de PKK’nin yanında yer alarak Türkiye’ye karşı savaşmaya başlasa bizim hoşumuza gider mi?

İç sorunları örtme çabası

İç sorunlar dış olaylarla örtme çabası eski yöntemlerde biri. İçte işler içinden çıkılmaz duruma gelince, savunulacak gerekçeler kalmayınca, kamuoyunun ilgisini dış hedeflere kilitleyerek, içte yaşanan sorunları unutturma çabası, demokratik yönetimleri olamayan ülkelerin sık karşılaştıkları bir olay.

Başka ülkelerin iç işlerine karışmak, uluslararası hukuka aykırı. Savaş suçu sayılacak bir durum.

Libya’ya barış getirme

Libya’ya barış, huzur getirme savıyla asker gönderen Türkiye’ye, sen kendi ülkene barış, huzur getirebildin mi diye sorarlar.

Libya’ya barış, huzur getirmek Türkiye’nin görevi mi? Bölgede güçlü ülke olmak, herkesin içişlerine karışma hakkı mı doğurmakta?

Libya ‘ya ya da başka bir ülkeye dış ülkelerden asker göndererek kavgalı kesimlerden birinin güçlenmesini, ötekilerin ezilmesini sağlayacak girişimler, sorunu çözemez. Yeni sorunlar doğurur. Türkiye’nin Libya’ya asker göndermesi bu kuralın dışında değil.

Kaynayan Ortadoğu

Ortadoğu toprakları, hiç bitmeyen din, mezhep, ırk savaşlarıyla boğuşan bir yeryüzü parçası. Buranın halkları barışçıl süreçlere geçerek sorunlarına çözüm arama noktasına gelememekte. Çatışmalar yeni çatışmaları, savaşlar yeni savaşları tetiklemekte. Demokratik, barışçıl süreçlere geçmenin en önemli engelleri olan diktatörlükler, yeni baskı yöntemleri, yönetimleri üretmekte.

Bir Afrika ülkesi olan Libya da din, mezhep, ırk, aşiret kavgalarının dur durak bilmediği ülkelerden biri.

Arap Baharı

Arap Baharı adı verilen toplumsal ayaklanmalar 2011 yılında, Orta Doğu halklarının diktatörlüklerine karşı başkaldırıları olarak tarihe geçti. Ortadoğu Ülkelerinde başlayan ayaklanmalar, az sayıda ülkede diktatörlerin değişmesine neden oldu. Bu ülkelerden biri Libya olarak Dünyanın gündemine geldi. Ayaklanmalar diktatörlerin birbirleriyle dayanışmalarıyla, kanlı biçimlerde bastırıldılar. Diktatörler sıranın kendilerine gelmekte olduğunu görünce dayanışma içine girmeye başladılar. Bu yardımlaşma günümüzde de sürmekte. Kanlı baskılarla sindirilen Ortadoğu halklarının sorunları, bitmedi, halının altına dolduruldu.

Ne adına savaşılacak

Çözemediğim bir soru şu: Türkiyeli gençler Libya’da savaşarak, Libya yönetimine başkaldıranları etkisiz duruma getirmeye çalışacaklar. Bu işi, din adına mı, Türkiye’nin çıkarları adına mı, bunlar değilse kimin adına yapacaklar? Bu süreçte ölenler din adına mı, vatan savunması adına mı ölmüş olacaklar? Bunlara şehit denilebilecek mi?

---------------------------------

(1) Wikipedia Özgür Ansiklopedi

(2) https://www.stratejikortak.com › MEDYA › HARİTALAR

(3) https://www.kamubulteni.com › dunya › libya-nerede-nufusu-kac-dini-ned...