kostence-01-2

(Köstence, 1910)

Constanta, Türkçe söylenişiyle Köstence, Romanya’nın Dobruca bölgesinde yer alır ve ülkenin Karadeniz kıyısındaki en büyük şehridir. Şehrin kış nüfusu 250-300 bin kadar olup, Türk konsolosluğunun verilerine göre, bunun 25 bini Osmanlı’dan kalan Türk Tatar azınlık ve 25 bini ise Kırım’dan Köstence’ye göç etmiş olan Türk azınlıktır. Şehirde ayrıca yine çoğunlukla Türkçe bilen Çingeneler de yaşamaktadır. Köstence, nüfusu bakımından Romanya’nın en büyük 5. şehri olmakla birlikte, turizm açısından ise hemen Bükreş’ten sonra gelmektedir. İstanbul’un Karadeniz kıyısından ilerlenerek hesap edilirse 300 km uzaklıkta yer alan Köstence, karayolu ile ise 600 km mesafededir. Bükreş aktarmalı olarak havayolu ile de ulaşmak mümkündür.

kostence-02

40 km2 alanı ve 30 km uzunluğu ile Köstence Limanı gerek ticari ve gerekse eski şehir bölgesine yakınlığı açısından turistik olarak hem şehir hem de tüm ülke için hayati bir öneme sahiptir. Bu ticaret hacmi ve büyüklüğü ile Karadeniz’deki en büyük limandır ve Avrupa’nın ise dördüncü büyük limanı konumundadır. Bugün bu liman bölgesindeki sahil hattı bir tür kordon boyudur, İstanbul’un Fenerbahçe sahilini veya Galata Port’u anımsatmaktadır. Ayrıca, şehirdeki denizcilik müzesi de görülmeye değer.

kostence-3a

kostence-3b

Köstence Limanı pek de uzak olmayan bir geçmişte 1923-1948 yılları arasında Romanya’dan Türkiye’ye kitlesel olarak göç etmek durumunda kalan ve sayıları toplamda 200 bini bulan Romanya’da yaşam süren ve Rumen vatandaşı olan Kırım Tatarı ve Nogay Türklerinin de ülkeyi terk etme limanı olarak işlev görmüştür. Dobruca bölgesinin pek çok yerinden ve Silistre, Pazarcık gibi sancaklardan günlerce süren zorlu yolculuklar sonucunda ve malını mülkünü yok pahasına alelacele satıp gelerek, Köstence Limanından kendi imkanları ile tuttukları Nazım ve Cumhuriyet gibi gemilere binerek, Türkiye topraklarına ulaştıktan sonra Tuzla’da hamamlarda dezenfekte edilen ve önce bir süre karantinada tutulan ve sonrasında Derince Limanına getirilen ve ardından Türkiye Cumhuriyeti tarafından kendilerine gösterilen yerlere iskan edilen Müslüman Türk nüfus, şüphesiz ardında hiç bitmeyecek bir vatan hasreti ve ayrıca yeni kurulan Türkiye devletinin siyasi tercihlerinden dolayı eğitim, kültürel, ekonomik ve sosyal bakımdan üst düzeyde oldukları halde (Bükreş Büyükelçimiz Hamdullah Suphi Bey’in üstün gayretleri ve ısrarlarına rağmen) Türkiye’ye kabul edilmeyen Müslüman olmayan yüz binlerce Karaman ve Gagavuz Türk soydaşı bırakmıştır.

kostence-3c

Köstence’nin Kısa Tarihi

Antik Tomis-Constanta Kalesinin kuruluşuna kadar uzanan süreçte, şehirde Neolitik, Tunç ve Demir çağlarına kadar uzanan kalıntılar bulunmuştur. Yazılı tarih anlamında ise, Köstence M.Ö. 6. yüzyılda bir Milet kolonisi olarak kurulmuş. O zamanki adı Tomis’tir. Şehrin ilk kurucusu olan Tomis’in (Tomris) ismi ilk İran İmparatorluğu olarak kabul edilen Ahameniş İmparatorluğunun kurucusu olan Büyük Kiros’u (2. Kiros) yenen ve öldüren Massagetlerin efsanevi kadın hükümdarından gelmektedir. Şehir M.Ö. 1. yüzyılda ise Romalıların eline geçmiş. Romalı ünlü şair Ovid buraya sürgüne gönderilmiştir. Bu itibarla, şehrin en turistik yerlerinde bu büyük şairin ismi yaşatılmaktadır. 4. yüzyılda imparator 2. Konstantin (Constantine) şehri yeniden inşa ettirdiği için, şehre de kendisinin üvey kız kardeşi olan Constantia’nın adına izafeten Constantiana denilmiştir. 7. yüzyılda Bulgar akınlarına hedef olan şehir, 500 yıllık bir Bulgar egemenliğinin ardından, 971 yılında tekrar Bizans egemenliği altına girer. 14. Yüzyılda Dobruca Prensliği idaresindeyken, 1402 senesinde ise I. Mircea tarafından Eflak (Wallachia) Prensliği topraklarına katılmıştır.

kostence-04

1419 yılında ise Dobruca bölgesindeki diğer yerleşim birimleri ile birlikte Osmanlı idaresi hüküm sürmeye başlar. Osmanlı döneminde “Kötence” adında küçük ve kendi halinde bir liman şehridir. Çeşitli Osmanlı-Rus savaşlarında Rusya ve Osmanlı arasında birkaç defa el değiştirdikten sonra Kırım Savaşını takiben tekrar Rusların eline geçse de 1854 yılında tekrar Osmanlı kontrolüne geçer. 1860 yılında demiryolu hattı tamamlanmış, liman genişletilmiş ve böylelikle şehrin önemi artmıştır. 1895 yılında artık Köstence’den Bükreş’e demiryolu ile gidilebilmektedir. Köstence, 93 harbi diye de bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Rusların eline geçmesi sonrasında, Ayastefanos ve Berlin antlaşmaları doğrultusunda 1878 yılında Romanya’ya bırakılır. O sırada halen fakir bir balıkçı Türk kasabası olarak tanınmaktadır. Romanya’nın 2. Dünya Savaşında Mihver devletlerinin (Almanya, İtalya, Japonya) yanında yer almasıyla birlikte, şehir ve özellikle de liman bölgesi ittifak devletlerinin yoğun bombardımanları ile bir kez daha saldırıya uğrar, Sovyet güçleri tarafından Köstence limanındaki Rumen donanması imha edilir. Sovyet endüstrileşmesinin de etkisiyle, özellikle 1960-1975 yılları arasında büyük bir gelişme gösterir.

kostence-05

Tomis Kalesi ve Ovid’in Sürgünü

İnşası 2500 sene öncesine dayanan tarihi Tomis Kalesi, İmparator Justinian’ın (527-565) gelişi ve 601 yılında Avarların saldırısıyla büyük zarar görmüştür. Ardından kale surları restore edilirken ve birkaç yüzyıl sonra ise tekrar kendine gelmeye başlarken, jeostratejik konumunun öneminin de fark edilmesiyle, ufak ve yokdulca bir balıkçı kasabasından, ülkenin ve bölgenin en önemli liman kenti olma yolunda hızla ilerler. Kısacası antik Tomis Kalesi modern Köstence’nin kalbi ve bir bakıma doğduğu yerdir. Sürgün edilen diğer Latin asıllı yazarlar Seneca ve Boethius gibi, büyük şair Ovid’in (Publius Ovidius Naso) de 50 yaşındayken İmparator Augustus tarafından M.S. 8 yılında sürgün edildikten sonra hayatının son yıllarını Tomis Kalesinin içerisinde geçirdiği ve M.S. 17 yılında burada vefat ettiği bilinmektedir.

kostence-06

Tomis bu sıralarda medeni dünyanın en ucunda yer almaktadır, yüzeysel olarak Yunan kültürünün etkisi sürmekle birlikte, Roma’nın bir uydu devleti olan Trakya Krallığının idaresinde bulunmaktadır. İtalya’nın Sulmo (Sulmona) şehrinde aristokrat bir ailenin oğlu olan doğan ve sonrasında bu uzak diyarda son nefesini veren Ovid’in anılarına göre, o sırada Tomis’te, yani bugünkü Köstence’de Latince konuşabilen kimse yoktur. Yine kendisi sürgününün nedenini “bir şiir veya bir hata” olarak açıklar. Kendisinin yorumuna göre, Roma imparatoru, onu ölüm ile cezalandırmadan, mallarına el koymadan ve hatta Roma vatandaşlığını bile elinden almadan bu sürgün kararını vererek, esasen kendisini değil, sadece şiiri mahkûm etmiştir. Ovid sürgün hayatında da Tristia (Ağıtlar) ile Epistulae ex Ponto (Pontus Mektupları) adlı çalışmalarını kaleme alır. Bu yapıtlarında şehirde ve kale çevresindeki yaşamı, yerel halkın adet ve geleneklerini anlatır. kostence-07

Günümüzde Ovid’in heykeli şehrin belli başlı merkezlerinden ve cazibe noktalarından biri olan Ovid Meydanının (Piata Ovidiu) hemen ortasında, eskiden belediye binası olarak da kullanılan Ulusal Tarih ve Arkeoloji Müzesinin önünde konumlanmıştır. 1887 yılında ünlü İtalyan mimar Ettore Ferrari tarafından tasarlanan bu heykel, Ovid’in doğum yeri olan Sulmona’daki heykelin bir replikası niteliğindedir. Heykel aynı zamanda 1. Dünya Savaşı sırasında Bulgar güçleri tarafından yıkılmış fakat sonrasında Alman güçleri tarafından restore edilerek yerine yerleştirilmiştir.

kostence-08

Roma mozaikleri ise şehirde görülmesi gereken bir başka tarih mirasıdır. Roma kalıntıları 4. yüzyılda inşa edilmiş olup 7. yüzyıla kadar şehrin ticari merkezi olarak kalan, içerisi 850 m2’lik renkli mozaikler ile dolu olup günümüze ancak üçte biri ulaşan büyük bir yapı, atölye, dükkân ve depo kalıntıları, Roma hamamları ve şehre zamanında 10 km öteden su getiren su kanallarının kalıntılarından ibarettir. Ayrıca, Arkeoloji Parkı da 3 ve 4. yüzyıllardan kalan pek çok esere ev sahipliği yapmaktadır.

kostence-09

1860 yılında inşa edilen, 7,9 metre yüksekliğindeki Ceneviz Feneri, 13. yüzyılda burada gelişkin bir deniz ticareti topluluğu kuran Cenevizlileri onurlandırmak için yapılmıştır.kostence-10

İki dünya savaşı arasında, mimarlar Daniel Renard ile Petre Antonescu tarafından art-nouveau tarzında inşa edilen Casino (Kumarhane) Binası, şehrin en önemli yapıları arasındadır. İstanbul’daki Moda İskelesini andırmaktadır. Deniz manzarası mükemmel olan bir konumda yer alırken, özellikle günbatımı zamanında harika bir görsel şölen sunmaktadır. Zamanında üst sınıf ve sosyete kesimi için tasarlanan bir kulüp ve topluluk merkezi işlevini görmüştür (bizdeki Büyük Kulüp gibi). Romanya’nın Monte Carlo’su, Köstence limanını her yandan görebilecek konumda bulunan meşhur Constanta Casino, 1990 yılından bu yana kapalıdır. Terk edilmiş vaziyetine karşın, halen şehrin buluşma noktalarından ve çekim merkezlerinden biri olmayı sürdürmektedir.

kostence-11

Dini Yapılar

Aziz Peter ve Paul Katedrali (Catedrala Sfinții Apostoli Petru și Pavel din Constanţa), Tomis Romanya Ortodoks Başpiskoposluğunun merkezidir ve aynı zamanda bir manastırdır. Ovid Meydanı ile Karadeniz kıyısı arasında yer alır. 1883-1885 yılları arasında inşa edilen katedral, 2. Dünya Savaşı sırasında hava bombardımanına maruz kaldıktan sonra, 1946-1951 seneleri arasında tekrar restore edilir. Greko-Romen stilinde inşa edilen katedral, genişçe bir cepheye ve 35 metre uzunluğundaki bir kuleye sahiptir. Zaman içerisinde eklenerek zenginleştirilen kutsal emanetleri, freskleri, heykelleri ve ikonları ile gösterişli bir iç ve dış mimariyi barındırır ve şehrin en işlek ve bilindik turistik uğrak noktalarından birini oluşturur. Halen girişinde ve alt katmanında antik Tomis kentinin kalıntıları görülebilmektedir.

kostence-12a

kostence-12b

Roma-Katolik Padova’lı Aziz Anton Kilisesi (Biserica Romano - Catolică Sf. Anton de Padova) ise Aziz Peter ve Paul Katedrali ile Kral Camii arasında yer almaktadır. Eski bir Roma Katolik şapelinin bulunduğu yerde, 1935-1936 yıllarında inşa edilmiştir. Kuzey İtalya’daki kiliseler model alınarak, 212 metrekarelik bir alanda ve Romensk tarzda yapılmıştır. İç alanda maksimum uzunluk 10 metredir. İçerideki resimler, heykeller ve rölyefler oldukça gösterişlidir.

kostence-13a

kostence-13b

Büyük Köstence Camisi veya diğer adıyla Kral Camii (Marea Moschee din Constanța) önceden 1822 yılında Hafız Hüseyin Paşa tarafından veya başka bir rivayete göre Aziz Mehmet Paşa tarafından inşa edilen ve Osmanlı Sultanı 2. Mahmut’un adını taşıyan Mahmudiye Camisinin olduğu sahada, 1910 yılında Kral I. Carol tarafından ve 1. Dünya Savaşında Romanya devleti için savaşan Müslüman Türk ve Tatarların sadakatini ödüllendirmek amacıyla inşa edilmiştir. İnşası 1912 yılında tamamlanmıştır ve 1913 yılında Romanya Din İşleri Bakanı, dönemin Osmanlı Bükreş büyükelçisi ve Osmanlı Köstence konsolosunun katıldığı bir törenle açılmıştır. Açılış töreni sırasında mimar Victor Ștefănescu gerek Romanya Kralı I. Carol ve gerekse Osmanlı Sultanı 5. Mehmet tarafından ödüllendirilmiştir. Cami projesi Romanya Hükümeti ile girişimci Ion Neculcea tarafından finanse edilmiştir.kostence-14

Aynı zamanda sayıları 55.000’i bulan Türk ve Tatar kökenli Müslüman azınlığın müftülüğünün de merkezi buradadır. Neo-Bizans, Neo-Roma ve Neo-Mısır esinlenmelerinin ve etkilerinin de görüldüğü yapının modelinde Konya Camii temel alınmıştır ve bölgenin en çarpıcı camilerinden bir tanesini teşkil etmektedir. Camii içerisinde 200 sene önce Sultan Abdülhamit tarafından hediye edilen ve Avrupa’daki en büyük halılarından biri olan, 144 metrekarelik ve 483 kilogram ağırlığındaki bir Hereke halısı serili bulunmaktadır. Caminin minaresi Neo-Moro tarzında, 50 metre uzunluğundadır ve 140 basamakla çıkılmaktadır. Kubbe ise 25 metre uzunluğunda ve 8 metre genişliğindedir. Aynı anda 100 kişilik bir cemaate hizmet verebilmekte olan camii aynı zamanda Romanya’nın ilk betonarme binası özelliğini de taşımaktadır.

kostence-15

Şehirdeki bir başka camii ise, Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından 1853-1856 yılları arasındaki Kırım Savaşından sonra Kırım’ı terk etmek zorunda kalan ve Köstence’ye yerleşen Kırım Türkleri için yaptırılan ve inşası 1869 yılında tamamlanmış bulunan Hünkâr Camii’dir. 24 metre uzunluğunda bir minaresi bulunan camii, 1945 ve 1992 yıllarında restorasyon görmüştür.

kostence-16

Belediye binası ile Ovid meydanı arasında Romulus-Remus Anıtı ile karşılaşırız. Efsaneye göre, Roma’nın kurucuları olarak kabul edilen Romulus ile Remus’u emzirdiği söylenen dişi kurdu betimleyen bu dişi kurt heykeli, Roma’daki ünlü Lupa Capitolina heykelinin bronz bir kopyasıdır.

kostence-17

Ion Jalea Heykel Müzesi şehirdeki müzelerden bir başkasıdır. Aziz Peter ve Paul Katedralinin çok yakınında, Elizabeth Caddesinde yer alan bu heykel müzesinde, büyük heykeltıraş Ion Jalea tarafından 1969 yılında ve vefatından sonra 1984 yılında ailesi tarafından bağışlanan 200’ün üzerinde eser sergilenmektedir. 1887 senesinde Tulcea’da dünyaya gelen Jalea, Romanya’nın 1. Dünya Savaşına girmesiyle birlikte, 30 yaşında savaşa katılır ve bir sene sonra sol elini kaybetmesine rağmen 96 yaşında Bükreş’te ölene kadar sanatını icra etmeye devam eder.

kostence-18

Köstence’deki bir başka heykel ise 1895 yılında Kral I. Carol köprüsü olarak da bilinen Fetesti-Cernavoda demiryolu köprüsünü tasarlayan meşhur Romanyalı mühendis Anghel Saligny’ye aittir. Tuna nehri üzerindeki bu köprü o zamanlarda Avrupa’nın en uzun köprüsüdür. Ayrıca Avrupa’daki betonarme mimarinin en önemli örneklerinden biri olarak, Köstence limanındaki depolama tesislerini de kendisi tasarlamıştır.

kostence-19

City Hall Park içinde görkemli bir Zafer Anıtı bizi selamlar. Sovyet realizmini ve Rumen halkının faşizm karşıtı mücadelesini betimleyen anıt, 1968 senesinde ünlü heykeltıraş Boris Caragea (1906-1982) tarafından yapılmıştır.

kostence-20a

Mihai Eminescu büstü Ceneviz Fenerinin yakınında yer alır. Traverten kaide üzerinde bronzdan yapılan 3 metre boyundaki bu heykel 1930 yılında meşhur heykeltıraş Oscar Han tarafından yapılmıştır ve 1934 yılında Casino binasının deniz tarafına yerleştirilmiştir. Büstün kaidesinde mitolojide epik şiir perisi olarak bilinen Kalliope’nin (Calliope) yüzü bulunur. 1850-1889 yılları arasında yaşayan Eminescu, büstte de belirtildiği gibi “Rumen Ulusal Dili ve Bilincinin Kurucusu” olarak kabul edilen bir “Deniz Şairidir”. Aynı zamanda bir romancı ve gazetecidir. 46 ciltten oluşan ve 14.000 sayayı içeren elyazmaları Rumen edebiyatının başyapıtıdır. Rumen tarihçi Nicolae Iorga’ya göre, modern Rumen dilini manevi babasıdır. Yoğunlukla Schopenhauer’in etkisinde kalmış, eserlerinde doğaüstü, mitolojik ve tarihi konuları işlemiştir. Şairin kabri vefat ettiği kent olan Bükreş’te bir ıhlamur ağacının altında bulunmaktadır.

kostence-20b

Turistik eski şehir bölgesinden ayrılıp Mamaia’ya doğru ilerlerken mutlaka ziyaret edilmesi gereken Tabacariei Gölü kıyısındaki Aziz Mina Ortodoks Kilisesi (St. Mina Wooden Church) gerçekten oldukça gösterişli ve esrarengiz bir yapı. 1997 yılında yapılmış olmasına rağmen, tamamen ahşaptan inşa edilmiş olması kiliseye eski ve fantastik bir hava katıyor. Romanya’nın en büyük ahşap kilisesidir. Mimarisi İskandinav ülkelerindeki kiliseleri andırmaktadır. Özellikle eğer bir pazar günü ayinine denk geldiyseniz, içeriden dışarıya taşan ve göle yansıyan melodiler dinleyenlerine unutulmaz dakikalar yaşatabilir.

kostence-21

Tabacariei Gölü (Lacul Tăbăcariei) ise etrafını baştanbaşa dolaşabileceğiniz yürüyüş parkuru ve yeşil alanları ile yürüyüş, dinlenme ve spor için mükemmel bir yer. Tabacariei Gölüne su girişi Siutghiol Gölünden olmakta ve sonrasında bir balıkçılık noktasından Karadeniz’e karışmaktadır. 1,5 – 4,5 metre arasında değişen derinliklerdeki sığ bir göl olan bu gölün etrafındaki Tabacariei Parkı (Parcul Tăbăcariei) ise Köstence’deki en büyük parktır. Yaklaşık 1 km2’lik parkta piknik yapabilir, çeşitli çiçeklerin, sazlıkların ve ağaçlıkların keyfini sürebilirsiniz. Bu göl ve park, şehrin başlıca tarihi yapılarının bulunduğu Ovid Meydanı ile Mamaia bölgesi arasında, her iki merkeze de 7 km uzaklıkta, City Park alışveriş merkezinin ise hemen yanında bulunuyor. Zengin florası, büyüklü küçüklü kanalları, yarımada ve adacıkları ve temiz hava kaynağı olması ile, burası Romanya’nın en büyük ve tüm Dobruca bölgesinin en güzel parklarından biri olarak kabul edilmektedir.

kostence-22

Siutghiol Gölü (Lacul Siutghiol) ise Tabacariei Gölüne göre çok daha büyük, 7,5 kilometre uzunluğunda ve 2,5 km genişliğindeki bir göldür, 20 km2’lilk bir alanı kaplamaktadır ve maksimum 8 metre derinliğine sahiptir. İsmini Türkçe “Sütgöl” kelimesinden aldığı düşünülmektedir. Gölün hemen doğu yakasında turizm cenneti ve doğa harikası Mamaia uzanır. Gölün üzerinde bir de 500 metre açıkta bulunan ve Ovidiu şehrine yakın olan ufak bir Ovidiu Adası yer almaktadır. Şair Ovid’in bu adada gömülü olduğu düşünülmektedir. Hemen ilerisinde ise eski ve Türkçe ismi Kanara olan ve 1930’dan sonra şaire izafeten ismi bu şekilde değiştirilen, merkeze 10 km kadar uzaklıktaki Ovidiu ilçesi yer almaktadır. Ovidiu’da bir de küçük bir camii bulunmaktadır. Ovidiu’ya doğru giderken, Tuna nehrinin Çavuşesku döneminde yapılan bir kanal aracılığıyla Karadeniz’e döküldüğünü görebilirsiniz. Aslına bakılacak olursa, doğal yapısı itibariyle, Tuna nehri Tulcea şehrinden denize dökülür ve Köstence ise bu nehir için bir delta hükmündedir.

kostence-23

Mamaia

Dünya üzerinde en çok turist çeken 32. ülke olan ve bu konumu itibariyle Bulgaristan ile Yunanistan’ın arasında bulunan Romanya yılda 15 milyar Euro turizm geliri elde ederken, başkent Bükreş’ten sonra en çok turisti Köstence ve bu şehirde de Mamaia bölgesi çekmektedir. Kış ayları nispeten sakin ve kendi halinde olan bu şehir, yaz aylarında hareketlenir. Bir nevi Romanya’nın Antalya’sı diyebiliriz. Aslında Sinop ilimizi de andırmaktadır. Mamaia bölgesi ise Konyaaltı’nın 20-30 sene önceki halini hatırlatır. Şık gece kulüpleri, uzun sahili, barları ve çeşitli eğlence olanakları ile yerli ve yabancı turistlerin gözdesidir. Her yaz 1 milyonun üzerinde turisti ağırlamaktadır.

kostence-24

Yaz aylarında sıcaklık genelde 30 derecenin üzerinde seyrederken, kış aylarında ise 0 civarındadır. Köstence şehir merkezinin kuzey doğusunda yer alan Mamaia, Romanya’nın en önemli tatil bölgesidir. 8 kilometre uzunluğunda ve 300 metre genişliğindeki muhteşem sahili, Karadeniz ile Siutghiol Gölü arasında bulunmakta ve bu konumu görsel olarak ayrı bir güzellik katmaktadır. Haziran-Eylül arasında en çok rağbet gördüğü dönem olup, bu dönem dışında ise çok daha sakin ve huzurlu hali gözlemlenebilir. 4-5 yıldızlı pek çok otelin yanında, kuzey tarafındaki Corbu plajı etrafında bazı kamp yerleri de bulunur.

kostence-25

Köstence aynı zamanda maden suyu kaynakları ile de ünlüdür. Sahil tarafındaki deniz ürünü restoranlarının dışında, bizim pek de yabancısı olmadığımız çorba (ciorba), köfte (mititei), sarma (mamaliga) ve pide türleri bulunabilir. Şehirde çok sayıda Türk restoranı bulunmaktadır. Çok çeşitli, taze ve leziz ürünleri tatmak için her köşe başında bulabileceğiniz börekçileri tercih edebilirsiniz. Bizdeki zincir simitçilerin bir benzeri, “Efe” isimli yerel Türk kökenli börekçi zincirinin her yanda bulunan şubelerinde kesinlikle bizdeki benzerlerinden çok daha fazla bol malzemeli ve enfes börek, simit, poğaça, pide ve pizza çeşitlerinin tadını çıkarabilirsiniz.

kostence-26

Mecidiye

Bükreş’e 200 km ve Köstence merkeze sadece 40 km uzaklıkta, Kuzey Dobruca ve Güneydoğu Romanya’da ve Tuna nehri kenarında konumlu bulunan Mecidiye (Medgidia) 50 bin nüfuslu ufak bir şehirdir ve ismini şehri kuran padişah 1. Abdülmecit’ten almaktadır. 1417 yılında Türk egemenliğine girmiştir. Eski ismi Karasu olan bölge, Evliya Çelebi’nin seyahatname notlarında da yer almaktadır.

kostence-27

Mecidiye’ye Köstence otobüs terminalindeki pek çok otobüs firmasının otobüs ve minibüs tarzındaki araçları ile 30-40 dk içinde ulaşabilirsiniz. Tuna Nehri – Karadeniz Kanalı bu şehirden de geçmektedir. Özellikle günün ilk ışıklarında Tuna’nın muhteşem güzelliğini seyre doyum olmaz. Hemen Tuna kıyısındaki parkın adı Mare Parkıdır (Parcul Mare) ve Tuna’nın iki yakasını birbirine bağlayan gösterişli bir köprüye de ev sahipliği yapmaktadır.

kostence-28

Şehirdeki bir parkta (Parcul Posta) Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Tatarların milli şairi Mehmet Niyazi’nin büstleri bulunmaktadır. Atatürk’ün büstünde şöyle yazmaktadır: “Vatan Sevgisi Ona Hizmetle Ölçülür”.

kostence-29a

kostence-29b

Şehirdeki dini yapılar arasında yer alan Aziz Peter ve Paul Ortodoks Kilisesi ve yine şehrin kurucusunun adını taşımakta olan Abdülmecit Camii sayılabilir.

kostence-30a

kostence-30b

Yazı ve Fotoğraflar: Serkan Doğan