Rusya devletinin tepesindeki Putin soyadlı şahsın Ukrayna’yı işgal etme saçmalığının yarattığı trajedi ve krizin bir etkisi de Euroleague’e oldu malum. Geçen hafta şu yazımda bahsetmiştim, “Rusya takımlarını askıya alabilirsiniz, ne uzatıyorsunuz” minvalinde bir sitemle ki yazı yayınlandıktan birkaç saat sonra askıya alma kararı geldi. 13 A Lisanslı kulüpten mürekkep Euroleague yönetimi, bu kararı benim yazımı okuyarak almadı elbette çünkü okuyup ciddiye alsalardı devam eden saçmalıklara imza atmazlardı değil mi efendim? Peki, hangi saçmalıklarmış onlar? Madde madde özetleyelim.

1 – Sezonun geri kalanı ve öncesinde oynanan maçları değerlendirmek için oylama yapıyorsan o sezon ligde oynayan her kulübü çağırırsın. Çünkü hepsinin emeği söz konusu.

2 -  Rusya takımlarını zaten dışarı çıkardıysan, onları ilgilendirmeyeceği için onların oylarını almazsın.

3 – Oynanmış olan maçları oynanmamış sayalım mı? Şeklinde bir soruyu oya koymazsın.

Ama ne oldu? “Biz bir yönetimiz nihayetinde” diyerek sadece 13 A Lisanslı kulübün oyları ile karar verdiler. Ve o kulüpler arasında CSKA Moskova da var! Bu oksimoron durumun nedeni, “Euroleague yönetimi” diye bir ekibin olmayışı. 13 kulüp, şu anda biz bu ligin sahibiyiz diyebilir. Ancak madem öyle o halde belli bir tüzüğe göre bu kulüplerin delegasyonu ile bağımsız ve süreli bir üst yönetim oluşturulur ve bu yönetimin de kararlarına saygı duyulur. Euroleague “A Lisanslı” kulüpleri, bunu beceremediği/başaramadığı için de her krizde bu tür absürtlükler çıkmaya devam ediyor.

Bu oylama yapıldı ve sonucunda da Rusya takımlarının tüm maçları, oynanmamış sayıldı. Daha önce 3 Rus takımıyla oynadığı maçların tamamını kazanan Fenerbahçe Beko da bundan zarar gördü. Fırtına ise Anadolu Efes’in 2 maçlık avantaj yakalamak için bu karara evet oyu vermesi ile koptu. Fenerbahçe taraftarı, Efes’in kendi ülkesinin takımını yaktığını söyleyerek gösterdiği tepkiye kulüp başkanı Ali Koç da destek verdi ve konuyla ilgili Tuncay Özilhan’a mektup yazacağını ve bunu da kamuoyuyla paylaşacağını söyledi. Diğer yandan gelen tepkilere de nedense Efes başantrenörü Ergin Ataman yanıt verdi ve her kulübün kendi çıkarını düşünmesinin doğal olduğunu söyleyerek "Bayrağım ve milletim benim kırmızı çizgimdir" dedi. Konuşmasının bir yerinde de bu oylamayı yanlış bulduğunu söyledi ama verilen oyu da mantıklı buldu.

ergin-ataman-3

Euroleague Ülkeyi Temsil Eden Bir Yapı mı?

Her konuda olduğu gibi sapla samanı birbirine karıştırmayı seviyoruz çünkü amacımız hakikati bulmak değil haklı çıkmak. Euroleague, kulüplerin sahip olduğu bir organizasyon ise orada ülke temsiliyetinden bahsedebilir miyiz? Eğer bahsetmiyorsak neden kulüplerin ülke bağları üzerinden değerlendirme ve/veya beklentiye giriliyor, buna Rusya takımlarına yaptırım da dahil. Eğer ülke temsiliyeti varsa neden  bu lige bazen ülke şampiyonları bile giremiyor? Bu noktada alınan kararın, yöntemin değerlendirmesini ayrı; ülke – bayrak  -  milliyet konularını ayrı ele almak gerekir. Ancak dediğim gibi haklı çıkma derdi nedeniyle bu kimsenin işine gelmez. Bana göre alınan karar ve yöntem yanlıştır ve hak yenmiştir. Diğer yandan da artık en azından Euroleague’de “milli duygular” üzerinden değerlendirmeyi bırakmak gerekir. Ve son olarak da bu ikisi üzerinden hak arama konusunda da tutarlılık gerekir. Yoksa şu an olduğu şekliyle Ahmet Kaya’nın Başım Belada şarkısında söylediği gibi “Nereden baksan tutarsızlık nereden baksan ahmakça” durum ortaya çıkıyor.

Efes’in Yenilgileri ve Bayern Maçı Yine Ertelendi

Anadolu Efes de geçen hafta tıpkı Fenerbahçe gibi kazanabileceği iki deplasman maçında Baskonia ve Monaco önünde mağlup oldu ve cepten yedi. Geçen hafta, son şampiyonun play-off yürüyüşü demiştim ama Larkin-Micic odaklı takım olmanın bu yıl yarattığı genel aleyhte durumun bir etkisi de bu maçlarda görüldü. Özellikle Larkin durduğunda Micic, takımı kurtarmak adına disiplinsiz aksiyonlara başlıyor ve bu da %50-50 bir kumara dönüyor. Son maçta bu kumar kaybedildi ve üstüne de son derece dağınık bir savunma gelince Monaco’dan 22 sayı fark yendi. Son topta bence Efes’in sayısı verilmeliydi böylece en azından ikili averaj kazanılırdı ama o da olmadı. Her maçın favorisi ama her maçı tehlikeli dediğim Efes’in kalan 6 maçta umarım Larkin – Micic hattı hep en yüksek seviyede çalışır.

Fenerbahçe’nin ise yarın oynanması planlanan Bayern maçı, yine rakibin Covid vakaları nedeniyle ertelendi. Geçen sezon bu konuda önemli kararlar alan ama kısa sürede kararından vazgeçen Euroelague yönetimi! artık “ertele olmadı yine ertele” mantığında çalışıyor. Bu hafta başka maçı da olmayan Fenerbahçe’nin maç ritmi açısından kötü haber ama Vesely ve Henry’siz bir maç olmaması yönünden de iyi haber. Ancak ertelemeler, askıya almalar, değiştirmeler ve silmelerle dolu bir sezon olması hepimiz için kötü haber oldu bile. Önümüzdeki haftadan itibaren play-off geri sayımında keyif alacağımız bir ritim görerek basketbol konuşabileceğimiz günler dileğiyle.