İsveç nüfusu, istatistik kurumuna göre 10.263.568 kişi. Bu nüfusun bir milyonunu göçmenler oluşturur. Göçmenler ülkenin onda birine tekabül eder. Onda bir, çok ciddi bir rakamdır. Türkiye için uyarladığınızda yaklaşık olarak seksen milyonluk ülkede sekiz milyon göçmen anlamına gelir.

Bu ülkede belirli göçmen grupları; İranlılar, Afganlar, Iraklılar, Somaliler, Eritreliler, dört ülkeden gelen Kürtler, Süryaniler, Latin Amerikalılar özellikle Brezilyalılar, Türkiyeliler, Vietnamlılar, Çinliler ve Türkler. Garip gelecek size ama Türkiye’den gelenlerin Türklükle ilgisi yok. Köken, kültür, dil, tarih bilinci hak getire. Bazı Türkiyeli iş ve sosyal gruplara üyeyim, benden beter Türkçeleri ile Anadolu’nun hiçbir kültürel karakterini yansıtmıyorlar. Bana göre Türk dediniz mi Azerbaycan’dan gelenler akla gelsin, sonra da Orta Asya ülkelerinden gelenler. Tüm bu göçmen nüfusu kadar da Suriyeli bir göçmen kitlesi var. Suriyelilerin nüfus oranı tüm göçmen nüfusuna eşit diyebiliriz.

Bunun yanında herhangi bir okulda, işyerinde, sosyal ortamda dünyanın tüm halklarından insanlara az çok rastlamak mümkün.

Bir örnek vereceğim; Benim oturduğum apartmanda İsveçli çoğunlukta olmak üzere, Arap, Afgan, Bosnalı, Afrikalı ve bir Türkiyeli olarak ben yaşıyorum. Mahallede ise hangi milletten insan ararsan var.

Bir detay vereceğim değerli okur. Nüfusun onda biri göçmenlerden oluşur demiştim. Lakin günlük hayatta, okulda, sokakta, bazı işyerlerinde ise nüfusun ortalama yedide biri göçmenlerden oluşur. Çünkü İsveçli yaşlı ve çocuk nüfusu çok fazla, bu oran göçmenlerle yaş aralığı orantısında paralel değildir.

Evet, günlük hayatın içinde her karşılaştığınız yedi kişiden biri göçmendir. Bu sayı bazı kentlerde beşte bire düşer ki, bu tablo tipik İsveçli için istenen bir tablo değildir.

İnsanlar kendi kültürleri ile gelir. Şuna kesin inanıyorum, daha yeryüzünde insanı hızlı değiştirecek hiçbir oryantasyon metodu bulunmamıştır. Bu ülkeye gelen kitle üç temel gerekçe ile gelmiştir.

1- Savaş, özellikle de iç savaş. Bu en kalabalık kitle.

2-Ekonomik gerekçeler, yoksulluktan kaçış ve refah arayışı.

3-Politik nedenler ve özgürlük gerekçesi.

Yani buraya seçkin insanlar gelmiyor. Buraya varabilen insanları genelde İsveç kabul ediyor. Bu nedenle göçmen politikası diğer ülkelere göre çok insani. Lakin göçmen yoğunluğu bu denli çok olunca onlar da bir dizi tedbirler alıp, göçmen kabulünü az da olsa zorlaştırdılar. Tabi Danimarka, İsviçre ve diğer bazı ülkelere göre yine çok insanidir.

Her gelen kitle kendi kültürünü bu ülkeye taşımakta. Misal değil başörtülüye burkalı kadınlara da günlük hayat içinde rastlamak mümkün.

İsveç yarım bir asırdan bu yana göçmen kabul etmekte. Göçmenlere ihtiyacı var. Fakat bu planlı kabul dönem dönem mecburi kabule dönüşebilmekte. Somali ve Suriyeli göçmenlerin kabulü öyle.

Göçmenler İsveç’e ne tür katkılar sunmuştur? Bu konuda elle tutulur bir şey yok. Türkiyeli göçmenler genelde Konya Kulu ve Cihanbeyli ilçelerinden olup pizza sektörünün yüzde ellisine sahipler. İranlılar bakkal, Süryaniler büyük lokantalar, Somaliler şoför desem, yanlış bilgi vermiş olmam.

Bu on milyonluk ülke neden bu denli güçlü bir ekonomi ve demokrasi nasıl kuruldu? Bu soruya birçok cevap verilebilir lakin en genel geçer olanı; işini iyi yapan, işine sadık ve işine hürmet eden bir iş tarihi ile güçlü ve denetlenebilir kurumlardan geliyor.

Bütün dünyada üç alan vardır. Özel alan, kamusal alan ve devlet alanı. İşte bu ülkede bu üç alanın güçlü gelenekler ile sınırları çizilmiştir. Bu üç alan üstünde herhangi bir hegemonya yoktur. Kendi öz denetimini bu üç alan kendi içindeki mekanizmalar ile yapmakta.

İsveç güzel bir ülkedir. İsveç, çocuklar, kadınlar, hayvanlar ve ağaçlar için daha bir güzel ülkedir.