İHD İskenderun Şubesi, İskenderun T Tipi Tutukevinde kalanlar tarafından yapılan hak çiğnenmeleri başvuruları üzerine gerçekleştirdiği görüşmelerde önemli saptamalar yapmış.

İskenderun Şubeleri, bölgelerinde inceledikleri tutukevlerinde yaşananlarla ilgili saptamalarını raporlaştırarak kamuoyuna açıkladı. Bu raporlara göre tutukevlerinde yaşananlar çok ürkütücü. Bir hukuk devletine değil, insanlığın hiçbir ölçütüne uymayacak boyutlarda kötü.

Kamuoyuna açıklanan bilgilerden bazıları şöyle:

“H. Z. :  16 kişilik koğuşta 14 kişi ve iki çocukla kalıyor.  Yemeklerde kıl, tırnak, kurt çıkmış. Yemekler genellikle bozuk geldiği için gıda zehirlenmesi yaşamış. Serum takılmış. Verilen yemekte koğuştaki sayı kadar değil. Daha az . Koğuşları sebepsiz aranıyor. Semaver, kova, terlik gibi kantinden aldıkları malzemeler fazla diye alınıyor. Eşyalar yere atılıyor. Asıl şikayeti sağlıkla ilgili. Revirdeki doktor dişini çekerken çenesini kırmış. Kronik astım. Migreni var. Hastaneye sevk edilmiyor. Doktor savcının talimatı var demiş. Cezaevi idaresi sağlık bakanlığına şikayet edilmiş”.

“V.T.  :16 kişilik odada 23 kişi kalıyor. Kardeşi de aynı cezaevinde. Aynı koğuşta idiler. Hiç sebepsiz ayrı koğuşlara alındılar.  Koğuşta başkaları kavga etmiş, kendisine ceza verilmiş.  Kıyafetleri kotadan düşmediği için sorun yaşıyor. Mektup pul parası çok olduğu için iletişimi kısıtlanmış. Kantinden sadece çay, şeker, tütün alabiliyor.  Sağlıkla ilgili sorunları için başvuru yapılmasını istiyor. Sağ gözünde yüzde 75 görme kaybı var. Engelli raporu almak istiyor. Astım ilaçları verilmiyor.  Kontrol için doktora götürülmüyor. Dalak sorunuyla ilgili ultrason çekilmesi gerekiyor. Hastaneye götürülmüş. Ancak o gün çekilmemiş.  Hala bekliyor. Keyfi koğuş aramasında kantinden aldıkları terlik, plastik kova gibi malzemeler alıp götürülüyor. Parası iade edilmiyor. Tahliye olanlara el konulan eşyalar verilmiyor. El konulan eşyalarla ilgili tutanak tutulmuyor”.

image-3

İHD İskenderun Şubesi, yaptığı araştırmalardan sonra şu genel gözlemde bulunuyor:

“Fiziki görüntülerinde değişiklik net belli. Uzun süredir devam eden yemek sorunlarına, kantin fiyatlarındaki artış eklenince hemen hepsinde önceye nazaran zayıflama, psikolojik olarak çökme belirtileri var. Artan psikolojik şiddet nedeniyle cezaevinden hiç kurtulamayacakları gibi bir inanca kapılmışlar. Koridorlardan hijyen malzemeleri kaldırılmış. Görüşten sonra ilaçlama bırakılmış”.

Tutukevleri, özgürlüğü kısıtlanmış, belli bir yaptırıma uğratılmış olan insanlara birer çile çektirme yerleri durumundalar. Bu insanlardan önemli bir bölümü henüz suçlu olup olmadıkları konusunda karar verilmeyen “tutuklu, zanlı” durumunda olan insanlar.

İHD Merkezi Cezaevi Komisyonu, bu saptamalardan sonra, şu önerilerde bulunuyor:

1-Kronik hastalara ilaçların verilmemesi, revirdeki doktorların hastayı görmeden ilaç yazması, yanlış tedavi, hastaneye götürülmeme, hastaneye gidildiğinde uzmanın verdiği ilaçları cezaevi doktorunun vermemesi sebebiyle artan hastalıklar ve  ölümlerin önüne geçmek için sağlık bakanlığına dair mekanizmaları daha etkin harekete geçmesi gerekir. Ruh sağlığı ile ilgili yazılan bir ilacın ki konusunda uzman bir doktorun yazdığı ilacı revir doktoru hangi gerekçeyle vermez bunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Mahpusların sağlık hakkı sorununun acilen idarece çözülmesi gerekmektedir.

2- Hastalığın yaygınlaştığı bir dönemde koğuş aramasında kişisel eşyaların yere atılması kabul edilemez. Kantinden alınan eşyalara el konulması ve bunların akıbetinin ne olduğunun sorgulanması da gerekir. El konulan eşyalarla ilgili tutanak verilmediği gibi, tahliye olduklarında iade edilmiyor. Bu eşyanın akıbeti açıklığa kavuşturulmalıdır.

3- Mahpusların sosyalleştiği bir alan kitap okuma iken listenin az olması okumak istedikleri kitaplara ulaşılamaması ciddi bir sorundur. Mahpusların okuyabilmesini sağlamak için kütüphanenin zenginleştirilmesi gerekmektedir.17.08.2022                                                                                                                                          

Mehtap Sert               

İHD Merkezi Cezaevi Kom. Üyesi

Bu öneriler, mantık, hukuk dışı öneriler değil. İnsanın ne koşulda, konumda olursa olsun, “insan” olarak değerlendirilmesi, insan hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakılmamasına yönelik istemler. İnsan ne denli suçlu olursa olsun, önce “insan”, sonra “suçlu” olarak değerlendirilmeli.

“İnsan haklarıyla insandır”. Haklarını kullanamayan insanlar, insanlıklarını yaşayamazlar.