HDP eş genel başkanları, 1 Haziran’da kamuoyuna 9 maddelik “yeni dönem strateji tutum belgesini” açıkladı. Bu belge durum tespiti ve çözümler konusunda derli toplu bilgiler içeriyor. Yeni anayasa vurgusundan, iyiliğin tarihini yazmaya niyetlenme hamlesine kadar gayet iyi bir belgedir.

Üstelik uzun zamandır ifade etmek istediğim şey olan “biz gerçekten güçlüyüz” meselesine de vurgu yapıyor. Belge bu sebeple daha değerlidir.

Neler yaşıyoruz ve ne olsa iyi olurdu? Bunlara dair çözümler gayet sahih, uygulanabilir ve sürdürülebilir.

Bu belge birçok yazarın, akademisyenin, politikacının veya yurttaşın yazdığı ve söylediği şeyleri daha derli toplu ifade etmiş. Bundan ötürü iyi bir çalışma. İnsanların elinde derli toplu bir söylemin olması gayet güzel.

Hepsi tamam!

Peki nasıl yapmalı?

1-Bu belgeyi sahiplenenler nerede buluşacak? Hangi organizasyonlarda mücadele verecek? HDP’nin içinde mi yoksa HDP’nin bileşeni olacak yeni bir demokrasi bloğu mu inşa edilecek? Öyle ise birleşme tanımlanmalıdır.

2-Birleşme nerede başlayıp, nerede bitecek? Kimleri kapsayacak? İç hukuku nasıl olacak?

3-Bu belgeyi sahiplenenleri nasıl bir pratik süreç bekliyor?

4-İtiraz nereden başlamalı? Hangi yöntemlerle sürdürülmeli?

5- Ne zaman, neyi yapacağız? Zamanlama planı nasıl olacak?

Bir belge yol haritası çizmezse sloganlaşır. Slogan iyi bir şey değildir.

HDP’nin ben söyledim, sen ise yolu bul gibi rahatlığı olamaz, çünkü siyaset yapacağım ve yapıyorum diyen iradeye sahip. Yani kendisi 6 milyon seçmene sahip bir parti. Partiler de hem söyler, hem yol tarif eder.

Beklenti şuydu; durum tespiti, çözümler ve çözüm yolunun çizilmesi.

Tanımlı ve gerçek zamanlı bir yol haritası olmalıydı.

Bu belgenin içeriği olan 9 maddeyi ayrı ayrı ya da topyekun herkes yazıyor, herkes söylüyor.

Kahvelerde bile, bu şeyler konuşuluyor.

Toplumun ihtiyaç duyduğu şey nasıl yapacağımızın yol haritasıdır. Ne zaman, kiminle, ne yapılırsa iyi olur?

Dolayısıyla ikinci bir açıklamaya, öneriye ihtiyaç var.