Dünya coronavirüsün ortaya çıktığı günden öneki dünya olamayacak. Daha iyi de olabilir, çok aha kötü de olabilir. Bu henüz belli değil.

Coronavirüs, Dünyadaki tüm güç odaklarının pabucunu dama attı. En güçlü ulus devletlerden, en büyük ekonomilerden, alçak dağları yarattığını sanan liderlerden, Dünyanın en güçlü ordularından, askeri dayanışmalarından daha güçlü olduğunu ortaya koydu. Bu güç doğanın gücü. Coronavirüs doğa tarafından üretilmiş olsa da, laboratuvarlarda üretilip doğaya onaylattırılmış olsa da doğanın en güçlü olduğunun kanıtı.

İnsanlığı günümüzden önce yaşanan, alışılmış yaşam biçimlerinin dışında yeni bir yaşam biçimi beklemekte. İnsanlık tarihi boyunca yaşanan tüm değişim, yenileşme süreçlerinde olduğu gibi, bu yenileşmenin de sancılı süreçlere neden olacağı açık.

Bu virüs, dünyadaki 4 300 inanç sistemini, BM’nin tanıdığı 193 ulus devletin yapılanışını, işleyişini sorgulatmaya başladı. Bu sorgulama derinleşerek sürecek.

Tüm değer yargılarının yeniden sorgulanacağı, yeniden biçimleneceği yeni bir çağın eşiğindeyiz.

Artık insanlar cami, kilise havra, sinegog değil hastane yapılması gerektiğini anladılar. İnsanlık ailesi, insan yaşamını iyileştirme, kurtarma işinin imamlar, papazlar, hahamlar tarafından değil doktorlar tarafından gerçekleştirileceğini yaşayarak denediler. İnsanları virüslerin pençesinden kurtarmak için 1 doktorun 100 bin din adamından daha çok işe yaradığı anlaşıldı.

Ülkeler, ulusal sınırlar yeniden belirlenecek gibi gözükmekte. Bu gelişmeyi ordular, bundan önce geliştirilmiş silahlar değil coronavirüs gibi insanlığı dize getiren virüsler gerçekleştirecek.

Her şey sorgulanacak

Bundan önceki yaşamın tüm alanları sorgulanacak. Aile biçimi, eğitim sistemi, siyasal sistemler, hukuk düzeni tek tek masaya yatırılacak.

Öğrendiklerinden, belleklerine yerleştirdikleri doğrulardan, tüm eski alışkanlıklarından hiç ödün vermeyenler de olacak. Bunlar yeni yaşamın selleri önünde sürüklenip gidecekler.

Sorgulayan, bilime, felsefeye dayalı kültürler oluşturan, bu doğrultuda eğitim sistemleri geliştiren toplumlar, duygularıyla yaşayan, sorgulamadan benimsedikleri kalıp yargılarla yaşayanları yönetecekler.

Sorgulanmayan tek şey, sorgulamanın kendisi olarak. Sorgulayanlar insan hak ve özgürlüklerine dayalı olarak insanca yaşayacaklar. Sorgulamayanlar tutsağı oldukları yargıların tutsağı olarak, kendilerini, insanlıklarını yaşamadan ölüp gidecekler.

Dünyayı inanç sistemleri, ulus devletler değil, bilim, bilgi, akıl, düşünceler yönetecek.

Birlikte yaşamak

Tek tek kurtuluş olamayacağı, insanların ülkelerin birlikte batacakları ya da birlikte kurtulacakları gözler önüne serildi.

Geleceğin dünyasını Yapay Zekayı geliştiren, Yapay Zeka gelişmelerini ele geçiren, bunları en iyi kullanan ülkeler yönetecek. Dünya bilimin, bilimsel gelişmelerin egemenliği altına girecek.

İnsanlık, sınırları içinde yaşadıkları ulus devletlerinin tek başına kendilerini koruyup kollayamayacağını gördü. Bu nedenle, dinsel yapıların, ulus devletler egemenliğinin yerini başka yapıların alması gündeme gelecek.

1 hava saldırı silahının 100 bin sağlık gereceği etmediği görüldü. Devletlerin silahlarla, ordularla değil, bilimsel buluşlarla, insanı öldürecek değil yaşatacak gereçlerle güçlü olabilecekleri gözler önüne serildi.

Bu gerçekler insanlığın belleğine yazıldı.

Yeryüzündeki güç dengeleri değişecek. Bu süreçten kimlerin daha güçlü çıkacağı, kimlerin ellerindeki güçleri yitirecekleri henüz bilinememekte.

Yönetim biçimi nasıl olacak?

Dünya yeniden biçimlendiğinde, daha baskıcı yönetimlerin mi, daha özgürlükçü yönetimlerin mi egemen olacağı konusunu söylemek için henüz erken. Daha demokratik, daha eşitlikçi yönetimlerin geleceği konusunda iyimser değiliz.

Sessiz, çözümsüz, güçsüz insan yığınlarını inanç sistemleriyle kandırıp, ulus devletlerin sopalarıyla susturup yönetmek önceki kadar kolay olamayacak.

Dünyadaki bu değişime, tüm yeniliklere gösterilen dirençler benzeri tepkiler verilecek. İnsanlık tarihi boyunca olduğu gibi bu değişime direnenler de yenilecekler.

Tüm insanlık ne amaçla, nasıl yaşaması gerektiğini, nasıl yönetilmesi gerektiğini yeniden düşünmek, sorgulamak durumunda. Yeni dünya sistemi bu ev ödevini insanların önüne koymuş bulunmakta.

İnsan aklının sonsuzluk denizindeki yolculuğu, her şeye karşın sürüyor. İnsanlık bu olumsuz, sıkıntılı günlerden yeni deneyimler kazanarak ilerleyecek.

Bu salgından sonra ayakta kalanlar yeni bir dünyada yaşayacaklar. İnsanlar değişmeye dirense de dünya değişecek.