Barış için şarkıların 4. çalışmasına İngilizceden bakıyorum. Önüme oldukça uzun bir liste çıkıyor. İlk parçalar olarak Bob Dylan’ın “Blowin’ in the Wind”, Cat Stevens’in “Peace Train” ve John Lennon’un “Imagine” parçaları duruyor.
‘Imagine’ parçasının bende hep özel bir yeri oldu. Sadece ‘barış için bir şarkı’ olmadı, aynı zamanda geleceğe dair hayallerimizin de resmi, müziği ve sözleri oldu.
Özellikle 1970’li yıllar, sisteme itirazların her alanda büyüdüğü bu zaman diliminde savaşa, şiddete karşı, barış için yapılan şarkılar günümüzün de barış için şarkıları olmaya devam ediyor.
Listeme baktığımda aynı sene, yani 1971’de yapılmış dört hit parça görüyorum; John Lennon’un Imagine/hayal et, Cat Stevens’ın ‘Peace Train’/Barış Treni, Pink Floyd’un ‘Apillow Of Wind’/Rüzgar Yastığı ve Eric Clapton’un ‘Let It Grow’/Bırak Büyüsün parçaları. Günümüzde de barış için şarkılar yapılıyor ancak, bu parçaların yeri çok başka. Bu başka olması hali bir yerde bize o günün politik atmosferini, taleplerini taşıması iken, sanırım bir yönü de dünyaya o günün iyimserliği içinde bakamıyor olmamızdır.
Bob Dylon’un “Blowin’ in the Wind” parçasının tarihi 1963. Böyle olunca beş parçalık listem tamamlanmış oluyor, ancak bendeki ‘Imagine’in yeri ile The Cranberries Grubunun ‘Zombie’ parçası yakın duruyor.
Geniş bir listeden seçmek biraz da zor oluyor. Bu konuda bana yardımcı olan Kaan Kaymak’a da ayrıca teşekkür ediyorum.
1. Parça: Blowin’ in the Wind – Rüzgarda Uçuyor / 1963 - Bob Dylan
How many roads must a man walk down
Bir adamın katetmesi gereken ne kadar yol var
Before you call him a man?
Ona erkek demeniz için
Yes, 'n' how many seas must a white dove sail
Evet, ve kaç deniz aşmalı beyaz bir güvercin
Before she sleeps in the sand?
Kumlarda uyumadan önce
Yes, 'n' how many times must the cannon balls fly
Evet, ve top gülleleri kaç kez atılmalı
Before they're forever banned?
Sonsuza dek yasaklanmalarından önce
The answer, my friend, is blowin' in the wind,
Cevap, dostum, rüzgarla esiyor
The answer is blowin' in the wind.
Cevap rüzgarda uçuyor
How many times must a man look up
Bir adam kaç kez yukarı bakmalı
Before he can see the sky?
Gökyüzünü görebilmesi için
Yes, 'n' how many ears must one man have
Evet, ve bir adamın kaç kulağı olmalı
Before he can hear people cry?
İnsanların ağladığını duyabilmesi için
Yes, 'n' how many deaths will it take till he knows
Evet, ve kaç ölüm olmalı onun bilmesi için
That too many people have died?
Ne kadar çok insanın öldüğünü?
The answer, my friend, is blowin' in the wind,
Cevap, dostum, rüzgarda esiyor
The answer is blowin' in the wind.
Cevap rüzgarda uçuyor
How many years can a mountain exist
Kaç yıl geçmeli bir dağın varolabilmesi için
Before it's washed to the sea?
Suyla yıkılmaması için
Yes, 'n' how many years can some people exist
Evet ve kaç yıl geçmeli bazı insanların yaşayabilmesi için
Before they're allowed to be free?
Özgür olmaları için izin verilmeden önce
Yes, 'n' how many times can a man turn his head,
Evet ve bir adam kaç kere çevirebilir başını
Pretending he just doesn't see?
Sadece görmemek için
The answer, my friend, is blowin' in the wind,
Cevap, dostum, rüzgarda esiyor
The answer is blowin' in the wind.
Cevap rüzgarda uçuyor
Bob Dylan; 1941 doğumlu Amerikalı usta müzisyen, söz yazarı, şair, senaryo yazarı, yazardır. Bob DylanNobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Asıl adı Robert Allen Zimmerman, 24 Mayıs 1941 Minnesota doğumlu, Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu.
"when you think that you've lost everything,
you find that you can always lose a little bit more"
"her şeyi kaybettiğinizi düşündüğünüzde,
her zaman biraz daha fazla kaybedebileceğinizi farkedersiniz "
Galyalı ozan Bob Dylan'a olan hayranlığı nedeniyle Bob Dylan ismini aldı. İlk albümünü 1961'de yayınladı. İnsan hakları savunucusu, sol, hippi ve muhalif kimliğiyle tanındı. 1960'ların "başkaldırı" müziğinin önde gelen temsilcisi olarak kabul edilir.
2. Parça: Imagine/Hayal Et/1971 - John Lennon
Imagine ther es no heaven
Cennetin olmadığını hayal et
Its easy if you try
Eğer denersen bu kolay
No hell below us
Altımızda cehennem yok
Above us only sky
Üstümüzdeyse sadece gökyüzü var
Imagine all the people
Hayal et bütün insanların
living for today...
bu gün için yaşadığını...
Imagine theres no countries
Hiç ülke olmadığını hayal et
It isnt hard to do
Bunu yapmak zor değil
Nothing to kill or die for
Öldürecek ve uğruna ölecek bir şey yok
No religion too
Ve din de yok
Imagine all the people
Hayal et bütün insanların
living life in peace...
hayatı barış içinde yaşadığını
Imagine no possesions
Mülkiyetin olmadığını hayal et
I wonder if you can
Yapabilir misin merak ediyorum
No need for greed or hunger
Hırsa ve açgözlülüğe gerek yok
A brotherhood of man
İnsanların kardeşliği
Imagine all the people
Hayat et bütün insanların
Sharing all the world...
Tüm dünyayı paylaştığını
You may say Im a dreamer
Benim bir hayalci olduğumu söyleyebilirsin
but Im not the only one
ama tek ben değilim
I hope some day youll join us
Umarım bir gün sen de bize katılırsın
And the world will live as one
Ve dünya yekvücut olarak yaşar
John Lennon; "hayat, sen baska planlar yapmakla mesgulken sana olandir” sözünün sahibi bir müzisyen ve filozoftur.
8 Ekim 1940′da İngiltere'nin Liverpool kentinde dünyaya geldi. Birer işçi olan anne ve babasıLennon iki yaşındayken boşandılar. Lennon teyzesi ile yaşar, 1955'te teyzesi ona ilk gitarını hediye eder. Bu sırada Paul Mc Cartney ile tanışır. Şubat 1958 tarihinde Paul Mc Cartney kendisine George Harrison’u tanıştırır. Daha sonra yakın arkadaşı Stu Sutcliffe de gruba dahil olur. Temmuz 1960 tarihinde artık The Beatles adında bir grupları vardır.
Grubun ilk 45'liği olan Love Me Do Ekim 1962'de piyasaya çıktı. The Beatles ile dünya çapında başarılar kazanıp bazı eleştirmenler tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en iyi grubu olarak nitelendirildi.
1980 yılının aralık ayında, onu çok seven bir hayranı tarafından öldürüldüğü sanılır ama gerçek başkadır. 70'li yıllar boyunca, yazdığı sözler ve yaşam biçimi, arkasına aldığı hayran kitlesini artırmıştır. bu kitle hareketinin müzisyen-dinleyici boyutunu giderek aştığını gören ve bundan rahatsız olan CIA tarafından öldürtülmüştür.
3. Parça: Peace Train - Barış Treni/1971 – Cat Stevens
Now I've been happy lately
Son zamanlarda mutluyum
Thinking about the good things to come
Olacak güzel şeyleri düşünüyorum
And I believe it could be
Ve olabileceğine inanıyorum
Something good has begun
Güzel bir şey başladı
Oh, I've been smiling lately
Son zamanlarda gülümsüyorum
Dreaming about the world as one
Dünyayı bir olmuş halde hayal ediyorum
And I believe it could be
Ve olabileceğine inanıyorum
Some day it's going to come
Bir gün olacak
'Cause out on the edge of darkness
Çünkü karanlığın kenarının dışında
There rides a peace train
Bir barış treni gidiyor
Oh, peace train take this country
Barış treni al götür bu ülkeyi
Come take me home again
Tekrar eve götür beni
Now I've been smiling lately
Son zamanlarda gülümsüyorum
Thinking about the good things to come
Olacak güzel şeyleri düşünüyorum
And I believe it could be
Ve olabileceğine inanıyorum
Something good has begun
Güzel bir şey başladı
Oh, peace train sounding louder
Barış treni gürültülü sesler çıkarıyor
Glide on the peace train
Barış treni süzülerek gidiyor
Come on the peace train
Hadi barış treni
Yes, peace train holy roller
Evet, ilerleyen kutsal barış treni
Everyone jump upon the peace train
Herkes atlasın barış trenine
Come on the peace train
Hadi barış treni
Get your bags together
Çantalarınızı toplayın
Go bring your good friends too
Gidin iyi arkadaşlarınızı da getirin
'Cause it's getting nearer
Çünkü giderek yaklaşıyor
It soon will be with you
Yakında yanınızda olacak
Now come and join the living
Gelin şimdi ve yaşama katılın
It's not so far from you
Sizden çok uzakta değil
And it's getting nearer
Ve giderek yaklaşıyor
Soon it will all be true
Yakında hepsi gerçekleşicek
Oh, peace train sounding louder
Barış treni gürültülü sesler çıkarıyor
Glide on the peace train
Barış treni süzülerek gidiyor
Come on the peace train
Hadi barış treni
Peace train
Barış treni
Now I've been crying lately
Son zamanlarda ağlıyorum
Thinking about the world as it is
Dünyanın bulunduğu durumu düşünüyorum
Why must we go on hating
Neden nefret etmek zorundayız
Why can't we live in bliss
Neden mutluluk içinde yaşayamıyoruz
'Cause out on the edge of darkness
Çünkü karanlığın kenarının dışında
There rides a peace train
Bir barış treni gidiyor
Oh, peace train take this country
Barış treni al götür bu ülkeyi
Come take me home again
Tekrar eve götür beni
Oh, peace train sounding louder
Barış treni gürültülü sesler çıkarıyor
Glide on the peace train
Barış treni süzülerek gidiyor
Come on the peace train
Hadi barış treni
Yes, peace train holy roller
Evet, ilerleyen kutsal barış treni
Everyone jump upon the peace train
Herkes atlasın barış trenine
Come on, come on, come on
Hadi, hadi, hadi
Yes, come on the peace train
Evet, hadi barış treni
Yes, it's a peace train
Evet, bu bir barış treni
Come on the peace train
Hadi barış treni
Oh peace train
Barış treni
Cat Stevens; 21 Temmuz 1948 tarihinde Kıbrıslı Rum bir baba ve İsveçli bir annenin çocuğu olarak Londra’da dünyaya gelir. Şarkı sözü yazarı, şarkıcı ve müzisyen. 18 yaşındayken yaptığı "I Love my Dog" şarkısı Cat Stevens'ın doğuşu anlamına geliyordu.
Çoğu 1960 ve 1970’li yıllarda olmak üzere çoğunluğu Cat Stevens mahlası ile 60 milyondan fazla albümü satmıştır.
1977 yılında müslüman olarak Yusuf İslam ismini alır. “I Love my Dog”, “Wild World”, “Father and Son”, “Peace Train”, “TheFirst Cut the Deepest”, “Lady D’Arbanville” gibi şarkıları ile tanınır.
2014 yılında Rock and Roll Hall of Fame(Rock and Roll Efsaneler Müzesi)'ne dahil edilmiştir
4. Parça: Let it Grow/Bırak Büyüsün/1971 – Eric Clapton
Standing at the crossroads, trying to read the signs
Kavşakta duruyorum, levhaları okumaya çalışıyorum
To tell me which way I should go to find the answer,
Cevabı bulmam için hangi yolu seçeceğini söylemen için
And all the time I know,
Ve her zaman biliyorum
Plant your love and let it grow.
Aşkını ek ve büyüt
Let it grow, let it grow,
Büyüsün, büyüsün
Let it blossom, let it flow.
Çiçekler açsın, aksın
In the sun, the rain, the snow,
Güneşte, yağmurda, karda
Love is lovely, let it grow.
Aşk güzel, büyüsün
Looking for a reason to check out of my mind,
Aklımı kontrol etmek için neden arıyorum
Trying hard to get a friend that I can count on,
Güvenebileceğim bir arkadaş bulmaya çalışıyorum1
But there's nothing left to show,
Ama gösterilecek bir şey kalmadı
Plant your love and let it grow.
Aşkını ek ve büyüt
Time is getting shorter and there's much for you to do.
Hayat kısalıyor ve yapacak çok şeyin var
Only ask and you will get what you are needing,
Sadece sor ve ihtiyacın olanı alacaksın
The rest is up to you.
Gerisi sana kalmış
Plant your love and let it grow.
Aşkını ek ve büyüsün
Eric Clapton; 2. Dünya Savaşı'nın devam ettiği 30 Mart 1945 tarihinde İngiltere'nin Surrey kentinde küçük bir kasaba olan Ripley'de dünyaya gelir. Annesi Patricia Molly Clapton, o sırada henüz 16 yaşındaydı. Babası ise 24 yaşında Kanadalı bir asker olan Edward Walter Fryer, savaş nedeniyle o tarihte orada bulunuyordu.
Eric Clapton müzikle ilgilenilen bir evde büyüdü. Anneannesi yetenekli bir piyanistti ve annesi ve amcasının ikisi de büyük bant müzik dinlemeyi severdi. Clapton, sekiz yaş civarında, inandığımız insanların ebeveynleri aslında büyükanne-babası olduğu ve ablası olarak gördüğü kadının aslında onun annesi olduğunun yeryüzünü parçalayan gerçeğini öğrendi.
1958 yılına gelindiğinde rock roll, İngiliz müzik dünyasında patladı. Clapton 13 yaşındayken bir gitar istedi. 16 yaşındayken Kingston Sanat Okulu’na bir yıllık gözetim altında kabul edildi; Clapton’un enstrümanı gerçekten aldığı kendi müzik zevklerine sahip gençler tarafından kuşatıldı.
Clapton, özellikle Robert Johnson, Muddy Waters ve Alexis Korner gibi müzisyenler tarafından çalınan blues gitarına çekildi.
Eric Clapton’un müzik hayatı boyunca 19‘u “Grammy Ödülü” olmak üzere, yaklaşık 40’a yakın ödülü bulunmaktadır ve hâlâ çalışmalarına devam etmektedir.
5. Şarkı: A Pillow Of Winds/Rüzgar Yastığı/1971 – Pink Floyd
A Pillow Of Winds
Bir Rüzgar Yastığı
A cloud of eider down
Kuş tüyü yorgandan bir bulut
Draws around me softening the sound
Etrafımda sesi yumuşatarak dolaşıyor
Sleepy time in my life
Hayatımdaki uykulu zaman
With my love by my side
Yanımdaki aşkımla beraber
And she's breathing low
Ve o yavaşça nefes alıyor
And the candle dies.
Ve mum sönüyor.
When night comes down you lock the door
Gece olunca kapıyı kilitle
The boot falls to the floor
Çizme zemine düşer
As darkness falls and waves roll by
Karanlık çöktükçe ve toprak sallandıkça
The seasons change
İklimler değişir
The wind is raw.
Rüzgar nemlidir.
Now wakes the hour that sleeps the swan
Şimdi kuğuyu uyutan zamanı uyandırıyor
Behold a dream, the dream is gone
Bir rüya gör, rüya bitti
Green fields
Yeşil tarlalar
A cold rain is falling
Soğuk bir yağmur düşüyor
Near the golden dawn.
Altın renkli gün ışıklarının yanında
And deep beneath the ground
Ve toprağın derinliğinin altında
The early morning sounds and I go down
Sabahın ilk ışıkları sesleniyor ve ben aşağı iniyorum
Sleepy time in our life
Hayatımızdaki uykulu zaman
With my love by my side
Yanımdaki aşkımla beraber
And she's breathing low
Ve o yavaşça nefes alıyor
And I rise like a bird
Ve tıpkı bir kuş gibi yükseliyorum
In the haze and the first rays touch the sky
Pusun içinde ve ilk ışıklar gökyüzüne dokunuyor
And the night winds die.
Ve gecenin rüzgarları sona eriyor.
Pink Floyd; 1965'te Londra'da kurulan İngilizprogresif rock müzik grubu. Felsefî şarkı sözleri, yenilikçi albüm kapakları ve etkileyici-girift sahne şovları ile Pink Floyd, dünya çapında başarıya ulaşmıştır.
1960'ların sonunda Londra'nın yeraltı müzik dünyasında verdikleri konserlerle popülerlik kazandılar ve Barrett'in liderliği altında listelere giren iki single ve başarılı bir ilk albüm olan The Piper at the Gates of Dawn'u (1967) yayımladılar.
Grup, 2013 itibarıyla 75 milyonu ABD'de olmak üzere dünya çapında 250 milyon albüm satmıştır. Popüler müzik tarihinde ticari olarak en başarılı gruplardan biridir.
6. Şarkı: ‘Zombie’/Zombi/2007 – The Cranberry
Another head hangs lowly
Bir kafa daha asılıyor düşükçe
Child is slowly taken
Çocuk yavaşça alınıyor
And the violence caused such silence,
Ve şiddet büyük bir sessizliğe sebep oldu
Who are we mistaken?
Kimde hatalıyız?
But you see, it's not me, it's not my family
Ama görüyorsun, bu ben değilim, bu ailem değil
In your head, in your head they are fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bombalarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are crying...
Kafanın içinde, kafanın içinde, ağlıyorlar...
[ In your head, in your head
Kafanın içinde, kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie
Zombi, zombi, zombi
Hey, hey, hey, what's in your head
Hey, hey, hey, kafanın içinde ne var
In your head
Kafanın içinde
Zombie, zombie, zombie?
Zombi, zombi, zombi? ]
hey, hey, hey, hey, oh, dou, dou, dou, dou, dou...
Another mother's breakin'
Bir anne daha parçalanıyor
Heart is taking over
Kalp kontrolü ele alıyor
When the violence causes silence
Şiddet sessizliğe sebep olduğunda
We must be mistaken
Hata yapmış olmalıyız
It's the same old theme since nineteen-sixteen
Bu aynı eski konu 1916 dan beri
In your head, in your head they're still fighting
Kafanın içinde, kafanın içinde hala savaşıyorlar
With their tanks and their bombs
Tanklarıyla ve bombalarıyla
And their bombs and their guns
Ve bomblarıyla ve silahlarıyla
In your head, in your head, they are dying...
Kafanın içinde, kafanın içinde ölüyorlar...
The Cranberry; Noel ve Mike Hogan kardeşler, 1990 yılında doğdukları yer olan İrlanda'da davulcu Fergal Lawler ile birlikte kurdukları gruba "Cranberry Saw Us" ismini vermişlerdi. Grubun ilk vokalisti Niall Queen ayrıldıktan sonra gazetelere ve degilere "bayan vokalist aradıklarını" belirten bir ilan veren üçlü, Dolores O'Riordan ile karşılaştılar. Dolores üçlünün demo kayıtlarının üzerine söz yazdı ve grubun dünya çapında başarı kazanan ilk single'ı "Linger" ortaya çıktı. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra, grup ismini "The Cranberries" olarak değiştirdi ve "Nothing Left At All" adlı demolarını İrlanda'daki küçük dükkanlarda satışa sürdü. 300 adet kopyanın bir hafta içinde satılması üzerine de, içinde "Linger" ve "Dreams"i barındıran iki şarkılık demo kayıtlarını büyük şirketlere gönderdiler.
2001 yılında, "Wake Up and Smell The Coffee" adlı albümleri çıktıktan sonra, albümdeki parçalar listelerin üst sıralarında yerlerini almakta gecikmediler. Bu albümleriyle de güzel eleştiriler alan grubun, bir yıl sonra çıkardıkları "Stars - The Best Of 1992 - 2002" adlı ilk best of albümleri, daha önce çıkardıkları beş albümden seçilmiş 18 şarkının yanı sıra 2 de yeni şarkı içeriyor. Grup, müzik eleştirmenleri tarafından 90'lı yılların en büyük gruplarından biri olarak kabul edilmektedir.