Diyarbakırlıların Newroz’da nasıl bir tutum alacağı Türkiye’nin batısında uzun zamandır merak konusuydu. Bu bölgeye uzaktan bakarak tahliller yapanlar, “BDP bu bölgede desteğini kaybediyor, Newroz bunun bir göstergesi olacak” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyorlardı.
USAK yöneticisi Profesör İhsan Bal’ın değerlendirmesini birkaç gün önceki yazımda şöyle aktarmıştım: “‘Öcalan, 21 Mart’ta Nevruz’da kendini test edecek’ diyen Prof. Bal, gösterilerin istendiği kadar kalabalık ve coşkulu olmayacağı tahmininde bulunuyor.”
Ben de şunları söylemiştim: “İşte bu noktada, ‘bölgeyi yeterince tanıyıp tanımama’ sorunsalı gündeme geliyor... Nevruz, bu sene de büyük bir canlılık içinde geçecek. Bölgenin havasından bunu hissetmek mümkün.”

Kürtler, ‘Ya özgürlük, ya özgürlük’ diyorlar
Diyarbakır dün görülmeye değerdi. Bağlar Belediyesi’ne ait Newroz Parkı’nda düzenlenen gösteri, burada görüp görülecek belki de en büyük gösterilerden birisiydi. Sanki Diyarbakır nüfusundan daha çok Kürt meydana toplanmış gibiydi. Tel örgülerle çevrili parka, kalabalığın yalnızca bir kesimi sığabilmişti. Göz alabildiğine uzanan tarlalarla, yeşillikler içinde yüzbinlerce kadın, erkek, çocuk bir yandan sahnedeki konuşmaları dinliyor, bir yandan da küçük gruplar halinde değişik etkinlikler yapıyordu.
Gösterilerde kadınların ve genç kızların sayısı dikkat çekecek ölçüde fazlaydı. Kadınlar yöresel renkli kıyafetleriyle alandaki yerlerini alırken, Newroz’a hazırlandıklarını gösteriyorlardı. Alanın değişik yerlerinde kadınlı-erkekli, kırmızı-yeşil-sarı bayraklı gruplar davul-zurna eşliğinde halay çekiyorlardı.
Yanıma yaklaşan bir grup genç, “Oral Bey, ya özgürlük, ya özgürlük” dediler. Yanımdaki arkadaşlar dediler ki, “Newroz afişlerinde yer alan ‘An Azadi! An Azadi!’ ‘Ya özgürlük, ya özgürlük’ anlamına geliyor.” Bir çözüm kararlılığını ifade ediyor. ‘Önce bir genel afla başlamalı çözüm’ vurgusunu da ihmal etmiyorlar.

Öcalan ve PKK alanın her yerinde
Gösteriye katılanların sayısı 1 milyon var mıydı? Kestirmek o kadar kolay değil. Fakat yüzbinler meydandaydı. Öcalan posterleri artık yüzü maskeli gençler tarafından değil, hemen her yaştan insan tarafından normal bir poster olarak taşınıyor, dalgalandırılıyordu.
Zaten sinevizyon gösterisinde de Öcalan ön plandaydı. Öcalan’ın 1998 yılında Newroz’da yaptığı konuşma, PKK militanlarının görüntüleri eşliğinde gösterildi. Öcalan ve PKK burada artık birer meşru kimlik olarak kabul görüyordu. (KCK davası bu tablonun ışığında iyice anlamsızlaşıyor. Yüzbinlerce Kürt’ü o zaman KCK davasından mı yargılayacaksınız?)

Kürtlerin kendini yönetmesi
Birçok kez dikkat çektiğim gibi, Diyarbakır’da farklı bir kamuoyu var, Ankara’da farklı. Kürt kamuoyu başka bir yerde, Türk kamuoyu başka bir yerde. Örneğin batıda ‘terörist’ olarak nitelenen PKK’lılardan burada ‘şehit’ olarak söz ediliyor, isimleri geçtikçe meydan onları heyecan içinde alkışlıyor. Dün sahnenin üzerinde posterleri yer alan isimlerin hepsi, kendilerini Newroz’larda yakmış PKK’lılardı.
Diyarbakır’ın gerçeği bu. Bu gerçek giderek daha da derinlik kazanıyor ve kendini ifade etmeyi yaygınlaştırıyor.
İki farklı kamuoyunun en tipik örneği, dün meydanda Gültan Kışanak’ın konuşmasında kendini gösterdi. Kışanak, “Şimdi demokratik özerklik zamanıdır” derken, bundan Kürtlerin kendi kendini yönetmesini amaçladığını vurguluyordu. Bu istek burada normal ve doğal bir istek olarak kabul görürken acaba Türk kamuoyu bunu nasıl algılayacak?
‘Kürtlerin kendi kendini yönetmesi’ nereden baktığınıza göre değişik anlamlar yüklenebilecek bir görüş. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yoluyla kurulacak yeniden yapılanma, Kürtlerin çoğunlukta olduğu yerlerde bir anlamda kendi kendilerini yönetmelerini sağlayacak.
Olaya ters taraftan bakarsak, bazıları bunun Türkiye’nin parçalanması anlamına geldiğini söyleyebilirler, söyleyenler zaten var...
Sonuç olarak, dün Diyarbakır’da meydanlara çıkan yüzbinler, Kürt siyasi hareketinin bu yörede tayin edici bir ağırlık kazandığını gösterdiler. Seçim yaklaşırken tansiyonun daha da yükseleceği belli oluyor.
Gösterinin sonunda Diyarbakır’ın Ofis semtine yürüyen BDP’lilere polis bibergazı sıktı. Ortalık karıştı...
Seçimler, bu yörede yine BDP, AK Parti arasında geçecek. BDP daha fazla milletvekili çıkarmaya hazırlanıyor...