Seçme-seçilme hakkı en temel insan hak ve özgürlüklerinden biri. Bu hakkın yaşama geçmesi, özgür biçimde kullanılması, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin göstergesi. Yörelerinde yaşayan insanların oylarıyla seçilen Belediye Başkanlarının görevlerinden alınmalarının, bu hakkın çiğnenmesinden başka açıklaması olamaz.

Seçilmiş Belediye Başkanlarının görevlerinden alınarak yerlerine Kayyım atamaları, ülkeyi yeniden büyük bir gerginlik ortamına sürükledi. Her yeni güne bir eskisini aratacak ölçüde büyük sorunlarla uyanmaktayız. Bir gün rahat bir nefes alarak, ülkemizin, bölgemizin iyi günlere doğru gittiğini görememenin bunaltısı içinde geçmekte günler.

Bu uygulamada, “Demokrasiye darbe” söylemi yerinde bir söylemi yetersiz kalmakta. Bu Belediye Başkanları görevden alınmadan ülkede, bu kentlerde demokrasi mi vardı? Olmayan bir şeye övgü ya da yergi dizmenin bir anlamı yok. Hukuksuzluğun, keyfi yönetim uygulamalarından biri daha gözler önüne serildi. Yapılanlar demokrasiye, hukuka uygun olmayan bir davranış. Hak algısını yerle bir eden bir tutum. Özgür seçimlere, halkın istediğini seçmesi özgürlüğüne indirilen büyük bir tokat.

AKP’ye oy verenler bu görevden alınmalara ne diyecekler? İçlerine sindirebilecekler mi? AKP tabanının önemli bir bölümünün, içleri kararmış bir avuç çıkarcının karalamalarına göz yumarak bu kararı onaylamadıkları görülmekte.

Kaba güç kullanarak, insan hak ve özgürlüklerine sırt çevirerek Kürt sorunu çözülemedi, bundan sonra da çözülemez.

İç ve dış kamuoyunda Türkiye’nin demokrasiden uzak olduğu bir kez daha kanıtlandı. Buna yoğun tepkiler gösterildi.

Hükümetin gerekçeleri tutarsız

“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, üç büyükşehir belediye başkanının İçişleri Bakanlığı'nın kararı ile görevden alınması ile ilgili Millet iradesi asla terörün vesayetine terk edilemez"(1) değerlendirmesinde bulundu.

Hükümet sözcüsü Ömer Çelik: “Esas mesele halkın oyuyla seçilmiş olanların, hukuk devletinin kuralları içinde halka hizmet etmesidir. Ama terörle ilgili olarak bahsedilen iddialar daha öncesinde de yaşanmış olanlar, maalesef yeniden bu belediye başkanları tarafından aynen tekrar ediliyor. Dolayısıyla hukuk devletinin ilkeleri icabı, bu kişiler görevden el çektiriliyor"(2) açıklamasını yaptı.

Bunları konuşabilmek, bu konuda karar almak, uygulamak için, halkın seçtiklerinin terör örgütünün vesayetinde olduğunu bağımsız yargı organlarının verecekleri yargı kararıyla kanıtlamanız gerekir. Bu yapılamayınca, böyle söylevleri yemezler. Adli ve İdari soruşturmalar yapılması, böyle bir uygulama yapılması için yeterli olamaz. Halk, seçtiği insanların kendilerine değil terör örgütüne hizmet edip etmediğini, göremeyecek, anlayamayacak ölçüde kör, beyinsiz değil. Böyle bir gelişmenin faturasını ödetmekten geri durmaz.

Türkiye, bölgemiz ve dünya kamuoyunun büyük çoğunluğu bu işlemden yana olmadı. İçte ve dışta tepkiler çığ gibi büyüdü. Uygulama Türkiye’ye yarardan çok zarar verir boyutlarda.

Yargı süreci zorunlu

Yerel Yönetimler, merkezi yönetim birimleri ya da bunların görevlileri de yasalara uygun olmayan işler yapabilirler. Bu durumda bağımsız yargı organları önünde yargılanmaları, kendilerini savunma haklarını kullanmaları gerekir. İdare yargı sürecinden geçmeden hiçbir kurum ya da kişiyi görevinden alamamalı, suçlu olarak duyuramamalı. Halkın önüne sandık koyup seçim yapmanın bir anlamı kalmamakta.

Yargılanmadan hiçbir kurum, kişi görevinden alınamamalı. Bu süreçlerde, ulus devletlerin iç hukuk düzenlemeleri değil küresel hukuk ilkeleri temel alınmak zorunda.

Demokratik bir ülkede yönetim, yargının önüne geçerek karar alamaz. Yönetin eylemleri yargı denetimine bağlı olmalı. Öncelik yargıda, dolayısıyla son sözü söyleyecek, kararı verecek yargı organı olmak zorunda.

Yargı kararı olmadan hiç kimse, hiçbir kurum suçlu gösterilemez.

Yargılanmadan, bir yargı sürecinden geçmeden, halkın seçtiği insanları görevlerinden almanın tutalı bir açıklaması olamaz.

Yönetimde olanlar, ülkeyi yönetenler hukuka uymazlarsa, en büyük sürtüşmelerin çıkmasına neden olurlar. Belediye başkanlarının görevlerinden alınmaları bundan başka bir işe yaramayacak.

Bu tür demokrasi dışı girişimlere dur demek için tüm demokrasi güçlerinin omuz omuza kavga vermeleri gerekmekte. Tepkilerin bölge illerinde yükselmesi anlamlı, ancak yetersiz. Türkiye’nin her kesiminin, her bölgesinin demokrasiye gereksinimi var.

-------------------------------------------------

(1) Cumhuriyet Gazetesi, Belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin Saray'dan açıklama, 19.08.2019

(2) T24.com.tr Bağımsız İnternet Gazetesi, AKP'den kayyım açıklaması: Hukuk devletinin ilkeleri icabı bu kişiler görevden el çektiriliyor, 20.08.2019