Hayatınızda şöyle yaptınız mı? Gecenin karanlığında bir tepeden ışıkları parıldayan şehre bakıp; “Evet bu şehri sokak sokak tanıyorum, dolayısıyla bu şehri sokak sokak örgütleyebilirim” dediniz mi?

Şu ömrü hayatınızda bir şehir hakkında öyle düşündünüz mü?

Şehir romantik bir kavramdır. Doğduğunuz ev ile atalarınızın mezarları arasındaki yaşam alanıdır. Bu yaşam alanı içinde geçen ömürdür. Hayat hikâyelerinizin hepsi. Bir şehre sahip çıkmak aslında yaşadığınız hayata sahip çıkmaktır.

Bir şehri sokak sokak örgütlemek cümlesini mecazi anlamda kullanmıyorum. Gerçek manasında kullanıyorum. Her sokakta dört kişilik bir temsilcilik oluşturmak gibi sahih bir durumdan bahsediyorum. Kim mi bu dört kişi? Bir genç (kadın/erkek), bir kadın, bir erkek ve bir yaşlıdan (60 yaş üstü) oluşan bir komite düşünün ve bu komiteyi sokak sakinlerinin seçtiğini düşünün. Böyle bir organizasyonu oluşturabileceğiniz en ihtimal dâhilindeki şehir; Defne ilçesidir. Böyle bir organizasyonu oluşturabilecek en ihtimal dâhilindeki kesim ise yekûn olarak Defneli, eski, yeni solcular ve demokratlardır. Sadece kendilerini organize etseler önemli bir güce erişirler. Defne’de eski, yeni solcular ve demokratlar çok kalabalıklar fakat etkisizler. Kalabalık organize değilse işe yaramaz. Unutmayın yığınları organize güçler yönetir. Nitelikleri ne olursa olsun.

Defne; birçok aidiyet ile birbirine bağlı insanların yaşadığı şehirdir.

Hamdan Hasibi, Grup Yorum, Yaşar Kemal, Atatürk, insan sevgisi, merhamet, vicdan, çalışkanlık, emeğe değer, girişimcilik, yurtdışı işçiliği, hayvanların yaşam hakkına hürmet, esnaflık, ipek, zeytin, tepsi kebabı, künefe, çay ve diğer malum içecekler (sen anladın onu Defneli), bayramlar, türbeler…

Evet, onlarca aidiyet ve onlarca duygudaşlığın yaşandığı bu şehir nasıl yönetiliyor?

2012 yılında Hatay büyükşehir statüsüne kavuşunca, Defne ilçesi de Antakya’dan ayrılıp ilçe haline geldi. Bu şehrin 37 mahallesi ve yaklaşık 151 bin nüfusu vardır.

Şu ana dek iki yerel seçim yaşayan bu şehri CHP’liler yönetmektedir. Bu şehri CHP’lilerin yönetmesinde hiçbir sorun yoktur. Lakin mesele şu ki hakkıyla yönetemiyorlar. Arayışta buradan çıkıyor.

2014 yerel seçimleri Defne’de iki aday arasında geçti. CHP’li aday, hastane ortağı, işadamı kimliği doktor kimliğinden daha önde duran İbrahim Yaman ile isminde komünist kelimesi geçen emanet bir partiden aday olan aşırı efendi, Sevra Baklacı.

Emanet partiden aday olan Sevra Baklacı seçime uzun süre hazırlanmamıştı. Sanki bir anda aday oldu. Eğer evveliyatta bir çalışmanız yoksa bu işler zor. Aşırı efendi oluşu, insanlardan oy almasına neden oldu.

Kanaat önderi bir esnaf kadın şöyle demişti. “Ben bu kız çocuğunu tanımıyorum. Ama dükkâna geldi ve sohbet ettik. O kadar samimiyetine güvendim ki, o kadar efendi bir çocuk ki, sırf sonuçlar açıklandığında üzülmesin diye ailemdeki oyları makul dağıttım.” Defne’nin siyasal tarihi yazıldığında Sevra Baklacı aşırı efendilikle oy toplamış bir aday olarak yazılabilir. Lakin siyaset başka şeydir.

Seçim bitti. Sonra Defne’de belediyeye aday olan tüm insanlar kayboldu. Dolayısıyla CHP muhalefetsiz kaldı. Muhalefetsiz bir parti deli mayın gibidir. Bu parti ister erenler, ister mübarekler, ister Leninistler, ister Turancılar, ister liberaller partisi olsun fark etmez. Muhalefeti olmayan şehrin vay haline.

2019 yerel seçimlerine geldiğimizde yine seçimler iki rakip arasında geçti. Kendi halinde halimselim bir belde başkanı olarak iyi olabilecek ama 151 bin nüfuslu bir şehir için adı bile geçmeyecek lakin CHP ittifakının, bir sizden, bir bizden, bir onlardan anlaşması sonucu aday olan İbrahim Güzel ile yine emanet bir partiden, hani olur ya mahallenin sonradan görme huzursuz, mutsuz gençleri tüm eğlenceleri denedik, mutlu olamadık bir de şu seçim eğlencesini deneyelim hırsıyla siyasete giren ekibin adayı olarak Mehmet Güzelyurt yarıştı.

CHP’li aday seçimi kazandı ve tarih yine tekerrür etti. Diğer aday ortadan kayboldu.

Defne belediyesi 2 dönemdir kötü yönetiliyor. Defne belediyesi 2 dönemdir muhalefetsiz.

Oysa Defne ilçesi belki Türkiye’nin en eğitimli ilçesidir. İstatistiklere göre en çok üniversite mezununa sahip ilçelerden biridir. Demokrattır, solcudur, insan haklarına saygılıdır.

Şu yaşlı dünyanın kentler hakkındaki birikimleri düşünün. Sümer Kralı Gılgameş Destanından bugüne dek ne zengin şehir deneyimleri vardır. Tüm bu birikimleri bugünün dünyası iki belgede toplamıştır. Avrupa Kentli Hakları Bildirgesi ve Avrupa Kentsel Şartı. Bu iki belge dahi bir şehri iyi yönetmek için yeterince yol göstericidir.

Yöneten yönetemiyor, yönetilen memnun değil. Peki ne yapmalı?

Defne’de dipten gelen bir memnuniyetsizlik ve politika yapmaya niyet vardır. Dönem dönem kurulan çeşitli platformlar aracılığıyla bu niyet ortaya çıkıyor.

Fakat asıl önemlisi bugün Defne ilçesinin muhalefete ihtiyacı vardır. Şehir tüm sokaklarına dek bu muhalefet ihtiyacını hissediyor. Eğer bu muhalefet bugün organize olursa gelecek seçimlerde seçimleri kazanma şansına sahip olabilir.

Şehir meseleleri bir kesimin sorunu değildir. Defne ilçesi sınırlarında bulunan Turunçlu arıtma tesisinin yaydığı kokuyu kim hissetmiyor? Herkes bu kokudan muzdarip değil mi? O halde Defne İttifakına ihtiyaç vardır. İşte bu ittifakın ancak çimentosu olabilir solcular ve demokratlar.

Defne ittifakını dipten gelen bir halk hareketi gibi düşünmek ve öyle örmek gerekir.

Avrupa kentli hakları bildirgesi ve Avrupa kentsel şartı diye iki önemli belge var. Ayrıca halk var. 37 mahallede düzenlenecek forumlar ile Defne’nin sorunları nelerdir ve nasıl çözülmelidir diye sormak gerekir. Tüm bu çalışmanın yanında yapılması mümkün projeler var.

Bu projelerin sadece bir kısmı şöyle;

1- Defne Belediyesi Vakıf Üniversitesinin kurulması.

2- Defne uluslararası kültür sanat festivali.

3- İtibar için burs vermelisin, daha çok itibar için daha çok burs vermelisin kampanyası sayesinde binlerce öğrenciye burs sağlamak.

4-37 mahallede üretim ve tüketim kooperatifleri kurmak.

5- 37 mahallede kütüphane, kültür merkezi, kahve (kadın kahvesi), taziye ve düğün salonu kurmak.

6- Efektif hayvancılık.

7- Defne spor kulüpleri ve spor sahaları oluşturmak. Şehirde üst kimlik oluşturacak bir spor dalında yoğunlaşmak ve başarılar elde etmesi için desteklemek.

8- Defne belediyesi iştiraki şirketler kurmalıdır. İşsizlikle mücadele etmek değerli bir adımdır. Bu şirketlerin atölye ve fabrikaların üretecekleri ürünler hem Defne’de kullanılır, hem de diğer belediyelere satılabilir. Mobilya atölyesinin üreteceği tahta oyuncaklar mesela.

9- Dursunlu mahallesinde seyyar satıcılıkla geçinen tüm yurttaşların kurulacak Defne Tekstil Anonim şirketinde sigortalı personel yapılması. Bu şirketin atlet külot ve çorap üretmesi. Ayrıca Türkiye’nin 82 vilayetinde seyyar satıcıların karşılaştığı her türlü mağduriyeti çözecek lobilerin oluşması. Kış şartlarında çalışamayan seyyar satıcılara krediler üretilmesi veya geçici olarak atölyelerde çalıştırılması.

10- Harbiye’de çıkan mozaiklerin bir kopyasının sergilenmesi ve taş işçiliği müzesinin kurulması.

11- Defne halkının konut üretimine katkı verilmesi. Ev yapım sürecinde sembolik kiralar ile iş makinelerinin kiralanması. İnşaat malzemesin bazı kalemlerinin üretilmesi. Tuğla gibi. Çünkü bu kültür Defne’de var.

12- Kent hafızası müzesinin kurulması.

13- Asi nehri kıyılarında efektif tarım ve Defne gastronomi merkezlerinin açılması.

14- Defne çocuk belediyesinin kurulması.

15- Defne’de zamansız vefat eden değerlerin isimlerinin caddelere, çocuk parklarına kültür merkezlerine verilmesi. Mesela eğitimci şair Özcan Özgün Kültür Merkezi, ya da çocuk parkı.

Başka neler neler var kim bilir halkın hafızasında. Bu nedenle Defnelilere sormalı.

Defne ilçesi geleceğini arıyor. Defne’yi nasıl bir gelecek bekliyor? Buna Defneliler karar verecek.