Birleşmiş Milletler, 20 Kasım 1989 tarihinde, çocuk hakları için farkındalık yaratmak amacıyla, her yıl 20 Kasım gününün, Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmasını benimsedi. O tarihten buyana insanlık büyük bir ikiyüzlülük içinde, yıkıma sürüklediği Dünya’da çocukların haklarına saygılı olma konusunda farkındalık yaratma oyunu oynamakta.

193 ülke tarafından onaylanan, ulus devletlerin birçoğunun iç hukuklarında tümüyle, bazılarında çekinceler konularak uygulamaya konulan, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, insanlığın üzerinde birleştiği en önemli sözleşme. Türkiye bu sözleşmeyi 3 maddesine çekince koyarak imzaladı.

İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı olunsa Dünya çocuklara da tümümüze de yeter. Dünyayı kendi avuçlarının içine almaya çalışan gözü doymazlar yüzünden, Yerküremizi insanlara, hayvanlara, tüm canlılara acı çektiren, yaşanmaz bir yer durumuna getirmekten çekinmeyenler var. Bunlar yüzünden tadına doyum olmayacak yaşamlar acılı, sızılı, çileli günler durumuna gelmekte.

İçimizde insan kılığında yaşayan, dünyaları yese gözleri doymayan, başkalarını egemenliği altına almaktan zevk alan, başkalarının acı çekmesini hiç umursamayanlar yüzünden çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakamamakla karşı karşıyayız. Bizden daha kötü koşullarda bir dünya bırakmaktan utanmak, sıkılmak bilmeyenler yüzünden, insana saygı duyarlığı olanların da boyunları bükük.

Dünya Çocuk Hakları Günü’nde bile içimiz sızlamıyor. Dünyanın büyük çoğunluğunda Çocuk Hakları Günü kutlanırken birçok yerinde, büyüklerin duyarsızlıkları, umursamazlıkları yüzünden çocuklar acı çekmekte, ölmekte.

Sözleşmede saptanan bazı haklar

- Bir ad ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı

- Yaşama ve gelişme hakkı

- Sağlık hizmetlerine erişim hakkı

- Eğitime erişim hakkı

- İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı

- Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı

- İstismar ve ihmalden korunma hakkı

- Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı

- Ekonomik sömürüden korunma hakkı

- İfade özgürlüğü hakkı

- Düşünce özgürlüğü hakkı

- Dernek kurma özgürlükleri hakkı

- Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı

Bu hakların eksiksiz uygulandığı hiçbir yeryüzü ülkesi yok. Her alanda olduğu gibi, çocuk hakları da kağıt üzerinde kalmakta.

“OECD’nin PISA 2015 kapsamında yayınladığı raporu ‘Öğrenci Refahı’na göre 28 ülke arasında 15 yaş düzeyinde en mutsuz çocuklar Türkiye’de. 10 üzerinden 6.12 puanla son sırada yer alan Türkiye’nin önünde 6.26 puan ile Güney Kore ve 6.80 ile Japonya yer alıyor. En mutlu öğrenciler ise Meksika ve Finlandiya’da. Türkiye’de ‘sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğrenci oranı 58.8.”(

Ülkelerin, insanlığın geleceği çocuklara verilen değerle biçimlenmekte.

Çocukların insanlığa karşı ödevleri yok, hakları var. Borçları yok alacakları var.

İnsanlığın çocuklardan hizmet beklemeye hakları yok, onlara hizmet sunma ödevleri var.

Yaşanılan bazı utançlar

Karnında bebek taşıyan çocuklar, parayla yaşlı insanlara satılmış kız çocukları insanlığın utancı olarak insanlık yaşamının bir parçası.

Boyları taşıdıkları tüfeklerden küçük olan asker çocuklar, tetiği ne için çektiğinin ayırdına varmadan katil yapılmış çocuklar insanlığın karanlık yüzü.

Bayramlarda şeker toplama yerine tutukevinde gardiyan copu yiyen çocuklar yaşamdan kopmanın uçurumunda.

Yürekleri yaştaşlarıyla oyun yerlerinde atarken, nasırlı elleriyle işyerlerinde, tarlalarda işçi, ırgat olan çocuklar, yürekleri sızlatmayı başaramamakta.

Gazinolarda çalıştırılan kız çocukları sıcak bir yuva özlemiyle kavrulmakta.

Sevdiklerine çiçek verecek ellerinde bombalar patlayıp param parça olan çocukların yaşamları da paramparça.

Çıplak ayaklarıyla boş alanlarda koşmanın sevincini yaşama peşinde koşarken ayakların altında patlayan bombalarla param parça olan çocuklar, insanlığın utancı.

Annelerinin iyileştirmek için kızgın demirle başlarını yakmasıyla yaşamlarını yitiren çocuklar bilinçsizliğin tutsakları.

Örtünmenin, bedenlerini saklamanın anlamına varmadıkları 4-5 yaşlarında, kafaları örtülmüş, topuklarına dek giysilere bürünmüş biçimde beyinleri yıkanma çukuruna yuvarlanmış çocuklar.

Oyun oynamak için yüreklerinin çarptığı sokaklarda, mendil satmak, ayakkabı boyamak zorunda kalan çocuklar, yaşama getirdiğimiz ekonomik kıskaçların kurbanları.

Annesiz, babasız kalıp yetiştirme yurtlarında gerçek sevgiden uzak yaşayan çocuklar, insanlığın susuz pınarları.

Küçücük yaşta, tomurcuk açan bedenlerini satarak geçinmek zorunda kalanlar, tüm yüzlerin utanç tahtaları.

Tüm Dünya’da olduğu gibi bu topraklarda yaşayan çocukları acı gerçeği bunlar. Çocukluğunu yaşayamayan, çocukluğu ellerinde alınan çocukların içine düştükleri, geri kalmışlığın ayak bağları bunlar.

Bu çocuklar, ellerinde olmadan yaşama kulaç açmakta. Bunca acıyı, ezilmişliği, yoksulluğu, canlarının yanmasını büyükler yüzünden çekmekteler.

Türkiye’de durum

Türkiye’de çocuk haklarının durumu, Dünya ülkelerine göre daha acıklı boyutlarda.

“1 milyonu aşkın çocuk tarikatların elinde. Son 18 ayda, 21 957 çocuk doğum yaptı. Günde 41 çocuk gebelik nedeniyle hastanelere başvuruyor. Konuyla ilgili Meclis’e verilen önergeler reddediliyor. AKP döneminde çocuk işçiliği % 20 arttı. Son 7 yılda 340 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti. Yılda ortalama 8 bin çocuk istismara uğruyor. Türkiye çocuk istismarında 3. Sırada”.(3)

Türkiye, çocuk hakları alanında, değişik göstergelerle Dünya’nın en kötü ülkelerden biri.

--------------------------------------------------------------------

(1) www.hurriyet.com.tr › Gündem Haberleri

(2) ABC Gazetesi.com, En mutsuz çocuklar Türkiye’de, https://www.abcgazetesi.com/…/en-mutsuz-cocuk…/haber-112870… 20.11.2018

(3) Evrensel Gazetesi, Her Gün 41 Çocuk Doğum Yapıyor, 20.11.2018