Bu akşam arkadaşlarımla Yar1m filmine gittik. 22. Adana Altın Koza Film Festivali ve 6. Malatya Film Festivalinde ödül almış, kötü bir film.

Yönetmen Çağıl Nurhak Aydoğdu’nun ilk uzun metrajlı filmi kadın hikayesini içeriyor.

15 yaşında doğuda babası ve iki erkek kardeşiyle yaşayan Fidan Muğla’ya gelin gidiyor. Kocası Salih, Fidan’ın deyimi ile geri zekalı.

Özürlü çocuklarına köyden gelin alan aile muhtara kızın parasını ödeyip annesi ölen kızı evlerine götürüyorlar. Bu arada kızın ailesine oğullarının özürlü olduğunu söylemiyorlar. Pazardan at alır gibi karı koca gidip kızın parasını ödeyip onu evlerine getiriyorlar.

Kızın küçük kardeşi belli ki annesi bellemiş ablasını o yüzden ondan ayrılmak istemiyor. Gitme abla diyor, ve arkasından bir tek o ağlıyor.

Köyün kadınları eline bir kadın çantası bir de naylon poşet tutuşturup, çok güzel oldun övgüleri arasında kızı köylerinden sepetliyorlar.

Toplumda dul kadın, başı boş ailesi olmayan genç kız sorundur. Toplumun başını belaya sokacak potansiyeldir. O yüzden derhal ondan kurtulmanın yolları aranır.

Şehirde ya da köyde kadın genç yaşında dul kalırsa kaç çocuğu olduğuna bakılmadan derhal başkası ile baş göz edilip yeniden başına bir erkek dikilir. Böyle tehlike bertaraf edilir.

Ancak tüm bu kadın hikayeleri hep bir yerinde dram barındırır.

Oysa Yar1m filminin hikayesi dram değil gayet neşeli ancak toplumun çocuk gelin sorununa ucundan değinen bir senaryoyu barındırıyor.

Dümdüz hiç tansiyon yükselmeden, içinde olay barındırmadan hikaye akıp gidiyor.

Filmin seyirciye göstermek istediği toplumun çarpık yanları real olmasına rağmen yan yana dizilince pek bir anlam ifade etmiyor.

Hikayede çatışma yok. Tansiyon yükselmiyor ve ani anlamsız bir son filmin yükseldiğini sandığın anda son buluyor.
Zeka özürlü oğullarına çocuk gelin alan aile aslında gayet normal bir aile. Çocuklarının geleceğinden endişe duydukları için onu bir bebek gibi koruyup sakındıkları için hatta kayınvalide yükünü hafifletmek için oğlunu evlendiriyor.

Oğlan kahvaltıda annesinin elinden yemek yiyor hala. Oysa yemeğini kendi yiyecek durumda. Sadece IQ düşük normal hayatın içine katılamayacak bir durumda değil. Gerçi senarist karakteri konusunda kararsız kalmış sanki. Bazen ileri derecede özürlü bir zekaya sahip gibi görünürken oğlan birden duyarlı bir düşük zeka oluyor.

Fidan başına gelen her şeye sessiz kalıyor. Tepkisiz derhal uyum sağlıyor.

Zaten aile kıza gayet iyi davranıyor.

Bunların hepsi problemli.

Normal bir aile neden özürlü çocuklarını evlendirsin. Hem de bir çocukla. Oğullarını kızla cinsel ilişkiye girmeye zorlasın.
Küçük bir kızı filmin başlangıcında yıkanırken göstermek, dans ettirmek, onu bir cinsel obje gibi göstermekte çocuk gelinler açısından nasıl bir bilemedim.

Sanki film her şeyi güllük gülüstanlık gösterip çocuk gelin olayını normalleştiriyor. Oysa başlangıcında filmin ağırlığına rağmen sabredip seyretme nedenim bir soruna nasıl parmak basıldığını görmekti. Film bu konudan yoksun.

Neden çekildiğini ben anlamadım.

Adı Yar1m olmasına rağmen burada iki yarım yok. Eksik bir hikaye var.

Güzel günlerde görüşelim efendim.