24 Temmuz, 1908 yılından buyana, basın üzerinde yayımlanmadan önce yapılan denetimin (sansürün) kaldırılışının yıl dönümü. 112 yıldır, her yıl 24 Temmuz günü, Türkiye’de ‘Basın Bayramı’, 12 Mart 1971 Muhtırası’ndan bu yana da ‘‘Geleneksel Gazeteciler Günü ve Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’’ olarak kutlanıyor.

Bundan sonra bir süre “Ayasofya Müzesi”nin Camiye Çevrilmesi Günü” olarak kutlarsak şaşırmamak gerek.

1908 yılından buyana geride bırakılan 111 yılda, Türkiye Cumhuriyeti’nde kitle iletişim araçları (Basın) hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamadı. Her zaman yönetimlerin baskısı altına sokulmaya, susturulmaya çalışıldı.

Günümüzde 112 yıl önce yaşananları arar duruma gelmiş olmak üzücü. Gazeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar, internet siteleri, sosyal medya kaynaklarıyla, kitle iletişim kaynakları siyasal, ekonomik baskı, tam anlamıyla kuşatma altında. Düşünce, düşündüğünü türlü araçlarla anlatabilme özgürlüğü yerlerde sürünmekte. Konuşulamaz, yazılamaz bir ülke olmaya doğru koşar adım ilerlemekteyiz.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, kitle iletişim araçlarının, gazetecilerin gerçek anlamda özgür oldukları dönem yok. Bu alanda, her dönem yönetimler, başka güçler tarafından baskılar uygulandı.

Yazılı, görsel, işitsel kitle iletişim araçları, para, mal, mülk verilerek ya da parasal kaynakları kurutularak, korkutularak, yıldırılarak, kapatılarak, yazarları, çalışanları tutuklanarak sesleri kısılmaya, istenilen amaçlara yönelik duruma getirilmeye çalışıldı.

Kitle iletişim araçlarının özgür olamadığı bir ülkede, dünyada yaşamın her alanında insan hak ve özgürlüklerinin, küresel hukuk kurallarının çiğnendiği, yolsuzlukların, her türlü kirli oyunların havada uçuştuğu günler yaşanır. Bunların yaşandığı toplumlarda ileriye değil geriye gidiş, insan hak ve özgürlüklerinin yaşanmasına değil çiğnenmesine yönelik uygulamalar görülür. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanarak tanık olunan gerçekler.

10 bini aşkın işsiz gazeteci var. Yüzlerce basın kartı iptal edilmiş durumda. Basının yüzde 95’i yönetimin denetimi altında. İnternet gazetecileri güvencesiz. Yönetime eleştiri getiren yayın organları, Yerel gazeteler resmi duyurular yayınlatılmadığı için ekonomik yoksulluk kıskacında.

Türkiye Cumhuriyeti’nde basın özgürlüğü ileriye doğru değil, geriye doğru bir gidiş içinde.

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün yayımladığı Dünya Basın Özgürlüğü Raporu'nda sona yakın, olunmaması gereken yelerdeyiz.

“Türkiye Cumhuriyeti, 2019 Dünya Basın Özgülüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154.sırada.

180 ülke arasında yapılan incelemeye göre Türkiye, cezaevinde en fazla gazetecinin olduğu; aynı zamanda, Paradise Papers belgelerini haberleştirdiği için bir gazetecinin yargılandığı tek ülke”.(1)

Türkiye Cumhuriyeti, dünyadaki gelişmelere ayak uydurup gelişmeyi, ilerlemeleri yakalamayı bir yana bırakın, insanlığın gelişme aşamalarından koparak gerilere sürüklenmekte.

“175’i aşkın ülkedeki yönetim şekilleri ve demokrasi kalitesindeki değişimleri mercek altına alan ‘Demokrasi Matriksi‘nin 2019 yılı verilerine göre Türkiye, 2012-2019 döneminde en keskin düşüş gözlenen ülkeler arasında gösterildi. 2012’de ‘eksik demokrasi’ olarak sınıflandırılmasına rağmen hızlı demokratikleşme gösterdiği belirtilen Türkiye, 2019’da ise ‘ılımlı otokrasi’ seviyesine geriledi.

Alman Bertelsmann Vakfı’nın nisan ayında yayınladığı ‘Dönüşüm Endeksi‘nde de Türkiye ilk kez ‘ılımlı otokrasi’ olarak sınıflandırılmış, raporda 137 ülke arasında 77’nci sırada gelen Türkiye için ‘de facto diktatörlük’ nitelendirmesi yapılmıştı”.(2)

Bu veriler uluslararası alanda durumumuzu ortaya koyan veriler.

Görüldüğü gibi, kitle iletişim araçlarının özgürlüğü, insan hak ve özgürlükleri, düşünce alanlarının daraltılması, yönetim sisteminin baskıcı konuma gelmesi gibi alanlarda, dünyadaki gelişmelerin tersi yönde, ilkelliğe doğru sürüklenmekteyiz.

Bu gidişi tersine çevirmeye çalışmaktan başka çözüm yolu yok.

----------------------------------------------

(1) Dünya Basın Özgürlüğü Raporu: Paradise Papers'ı ... - www.bbc.com › turkce › haberler-dunya-47975916

(2) Diken.com.tr İnternet Gazetesi, Araştırma: Türkiye ‘eksik demokrasi’den ‘ılımlı otokrasi’ye geriledi, 23.07.2020