Ne yaparlarsa tersini konuşan, ne söylerlerse tersini yapan kişiliklerin yurttaşları Allah’la korkutarak oy istemeler, dini siyasal yaşama egemen kılmak için başvurdukları en etkili yollardan biri.

Allah kimden hesap sorup sormayacağını AKP’ye sorarak karar verecek demelerine az kaldı. Bu gidişle bir gün bunu da derlerse şaşırmamak gerekir.

Seçim zamanlarında çok yakışıksız söylemler, eylemler bundan önce de olurdu. Bu seçim döneminde olanlar, tümünü mumla aratır düzeyde. Dinin bu denli politikaya araç yapıldığı bir dönem en azından biz görmedik, duymadık.

İzmir Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi, seçim yarışı sırasında, “Sivil Toplum” adını kullanan bir kuruma oy istemeye gitmiş. Bu örgütün başkanı şunları konuşmuş:

“Salahaddin Hünü ziyaret sırasında Zeybekci’ye "Ayet el Kürsi" yazılı bir çerçeve hediye etti. Bu sırada konuşan Hünü, “Kendisine layık değil ama Allah nazardan korusun diye bir Ayet el Kürsi hediye etmek istiyoruz. Allah ayağını düz bastırsın, hata, kaza vermesin. İnşallah belediye başkanımız olarak da bizi ziyaret etmeyi Allah nasip etsin”.

Ben belediye başkanından memnunum Allah da memnun etsin inşallah. Hepiniz de memnun olacaksınız, Bak AK Parti’ye oy vermeyeni Allah çarpar” dedi. Zeybekci ise; “Bak birileri yanlış anlar” derken Hünü, “Anlasın, ne anlarsa anlasın” karşılığını verdi.”

Bir Kur’an ayetini seçim araç olarak kullanmanın, dini siyasal çalışmalarda araç yapmanın günümüz dünyasında anlaşılır bir tavır olmadığı açık.

“AKP tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı'na aday gösterilen Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’ndan istifa ettikten sonra ilk ziyaretini Eyüp Sultan Camii’ne yaptı. İmam, burada Yıldırım için dua etti. Ancak cami imamının, Binali Yıldırım için oy isteyip cemaate dua ettirmesi tepki çekti.

FOX TV’de yayınlanan videoda imamın “Binali başkanımızın başarılı olmasına, hayırlı işlerde muvaffak olmasına Allah rızasına, el Fatiha…” dediği duyuldu.

Binali Yıldırım Belediye Başkanı olmak istediği İstanbul’a adımını atar atmaz Eyüp Sultan Camisi’ne gitme yerine, metrobüs, otobüs duraklarına uğrayarak yurttaşların nasıl üst üste yolculuk yaptıklarını görse, bu soruna çözüm aramaya başlasa daha güzel olurdu kanısındayız.

Bir hoca “Bu seçimden zaferle çıkmamızı nasip eyle, biz biliyoruz ki bu İslam’la küfürün savaşıdır bu savaştan İslam’ın çıkmasını nasip eyle, kafir güruha fırsat verme, onlara bir başkanlık, bir muhtarlık dahi ihsan eyleme yarabbi, geçmişte yaptıklarını biliyoruz, gelecekte de ne yapacaklarını biliyoruz yarabbi, bunlara oy verenlere de hidayet eyle yarabbi” diyor.

Ümit Özdağ bu videoyu “Bu hoca bozuntusu Hz. Osman'ı katleden katillerden beter, PKK'dan daha bölücü. AKP'ye oy vermeyenleri kafir olmakla suçluyor. Bir cumhuriyet savcısı yok mu?” mesajıyla paylaştı.

Yerel seçimlerde, yerel sorunlar tartışmayı bir yana bırakarak, seçimleri İslam’la İslam karşıtlarının savaşı durumuna indirgemek, akıllara durgunluk verecek bir saptırma çabası. Etik olmayan bir tutum.

Yerel sorunlarımızı tartışmamız gereken yerel seçimler öncesinde, seçimleri “İslam ve karşıtlarının savaşı” noktasına taşımak, dini siyasal yaşama araç yapan korkunç bir bölücülük.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Milletvekilinin konuşmasına bakın:

“Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, skandal ifadeler kullandı.

Mehmet Kasım Gülpınar, İlçe Meclis Üye Adayı Celal Akıl tarafından açılan seçim bürosunda bir konuşma yaptı.

Habersiverek.com'da yer alan habere göre, Gülpınar, "Allah sizden emaneti ehline vermenizi emrediyor, bu emir hepimiz için geçerli, sadece yöneticiler için değil, herkes için, halk için de geçerlidir. Halk emaneti nasıl verir, halk sandığın başına gider, oyunu atar ve emanetini verir. Allah size bir emanet veriyorsa, illaki bunun hesabını soracak demektir" derken, "Vicdan rahatlığıyla size diyorum ki, yarın inşallah mahşerde Allah’ın karşısına çıktığınız zaman, Allah o emaneti bize verdiğinizde dolayı, size inşallah hiçbir hesap sormayacak" dedi.

Türkiye bu düşüncelerle mi AB’ye girecek?

Bu nasıl bir vicdan rahatlığı anlamak güç. Yurttaşlara yörelerine ne tür hizmetler getireceklerini anlatma yerine, Tanrı’yı aracı yaparak, dinsel duyguları sömürerek oy isteme, insanlık tarihinin çok eskilerinde kalmış yöntemlerden biri.

Biz Cennet’e gitmek için AKP’ye oy verip yakayı kurtaralım(!), ülkeyi batmanın eşiğine taşıyanlar, bozuk etleri yurttaşlara yedirenler, yolsuzlukların batağına saplanmış olanlar Cennet’e gitmek için kime oy verecekler?

Yenilmeye, yıkılmaya başlayanların, ağzından çıkanları kulaklarının duymaması, bu nedenle neler söyleyeceklerini bilememesi, bir çözümsüzlük göstergesi.

Bu söylemler bir dil sürçmesinden çok, tarihsel bir zihin algısının yansımaları.

“En önemli ve temel amaç devleti yaşatmak ve gücünü devamlı olarak artırmaktır. Bu amacı gerçekleştirmek için kullanılacak her araç yasaldır. Din, ahlak ve hukuk devlete bağlıdır. Amacı gerçekleştirmek için gerektiğinde devlet bunları alet olarak kullanmalıdır”.

Bu algı, yaşanan bunca akıl dışı işlerin temel dayanağı.

Birilerinin kazanmak için her yolu denemesi bir yenilme kaygısının yansıması.

--------------------------------------------

(1) Artıgerçek.com İnternet Gazetesi, 'AKP'ye oy vermeyeni Allah çarpar', 05.02.2019

(2) Evrensel Gazetesi, İmam, Binali Yıldırım için cemaate dua ettirdi, 20.02.2019

(3) Cumhuriyet Gazetesi, AKP'ye oy vermeyeni kafir ilan etti, 25.02.2019

(4) Odatv.com.İnternet Gazetesi, AKP Milletvekili’nden skandal sözler... Oyunuzu bize verirseniz Allah mahşerde size hesap sormaz, 03.03.2019

(5) Machiavelli, Niccola, Prens, Olympıa Yayınları, İstanbul, 2016