Euroleague’de geride kalan haftaya Türkiye penceresinden baktığımızda başlıktaki gibi bir durum ortaya çıktı. Bir yandan Rusya devletinin Ukrayna’yı işgalinin kaçınılmaz etkileri ligi sallarken diğer yandan da “Türk derbisi” Anadolu Efes – Fenerbahçe Beko maçı vardı.

İki Yarı İki Takım

Efes – Fenerbahçe derbisinde ilk yarıda Anadolu Efes, tabiri caizse Fenerbahçe’yi adeta patakladı. Takımın en etkin silahları olan Larkin – Micic ikilisinin formda ve istekli haline (ilk yarıda özellikle Vasa Micic) Moerman ve Dunston da eşlik edince Vesely – Henry eksiği olan Fenerbahçe’nin başını döndürdüler. De Colo, Şehmus ve Pierre’in çok etkili olamadığı bu yarıda 20 sayıya kadar çıkan fark sürecinde Fenerbahçe psikolojik olarak maçı bırakmayacağını hissettirse de fiziken varlık gösteremedi. Danilo Barthel ve Metecan’ın ilk yarıdaki düşük performansı da bu duruma katkı sundu denilebilir. İkinci yarıda ise Şehmus Hazer, Polonara ve Guduric ile adeta ayağa kalkan Fenerbahçe, pota altında da Booker ile etkili olunca maçın son bölümüne 5 sayı farkla girildi. Bu süreçte Rodrigue Beabouis’nın 3’lükleri de Efes’i oyunda tuttu. Ama Guduric’in kimsenin ne olduğunu tam anlamadığı 3’lük atışı hareketinden dönüşte Larkin’in uzun mesafe 3’lüğü sokması, maçın Efes’te kalmasını sağladı. Bu maçın aslında iki sonucu var. İlki Anadolu Efes’in alışılagelmiş Micic – Larkin + Beabouis liderliğinde konsantre biçimde son düzlüğe şampiyonluk adayı olarak girdiği. İkincisi ise bu kadar eksik-sakat derdine ve Efes deplasmanında 22 sayı geri düşmesine rağmen maçı son dakikaya taşıyan Fenerbahçe’nin de hala bir Final-Four adayı kimliğinde olduğu. Bu keyifli maç için iki takıma da bir basketbolsever olarak ayrıca teşekkür ederim.

Untitled-1-11

Son sözü, yine o söyledi...

Euroleague’de Rusya Çıkmazı

Geçen haftaki yazımda Euroleague yönetiminin Rusya meselesinde ikircikli kalmasını eleştirmiş Rusya takımlarının maçları askıya alınabilir demiştim ki yazı yayınlandıktan sonra da bu karar geldi. Bu kararın dışında zaten her birinin kadrosundan yıldız oyuncuları başta en az yarısının ayrıldığı Rusya ekiplerinin bu halleri ile devam edebilme şansı yok. En sonunda olacağı o ki Rusya takımları dışarı çıkarılacak ve maçları oynanmamış olarak kabul edilecek. Yokmuş gibi kabul edilecek. Euroleague sever böyle yokmuş gibi kabulleri, 2019-20 sezonu da yokmuş gibi kabul edilmişti. Hasılı kelam, bu da her ne kadar 3 Rus takımıyla maçının tamamını kazanan Fenerbahçe’ye zarar yazsa da 3 takımın çekilişiyle kolay bir play-off anlamına gelecek.

Sonuç olarak; önce Kovid sonra savaş derken 3 sezondur hep bir tatsızlık var Euroleague ve hemen tüm spor organizasyonlarında. Bu da siyasetin, hayatın kendisi olduğu gerçeğini bir kere daha gösteriyor. Hani şu meşhur “Politika konuşmayalım, siyaset karıştırmayalım” türünden sözler var ya. Orada bahsedilen siyaset/politika, politikacı dedikodusu. Oysa siz herhangi bir şeyden bahsediyorsanız oraya siyaset doğası gereği bulaşmıştır ve bu siyasetin herkesin sorumluluğunda olduğunu ve birilerine devretmenin yanlış olduğunu anladığımız zaman daha tadında günler yaşayabiliriz. O günlerin daha hızlı gelmesi dileğiyle.