Bir Euroleague sezonunun daha sonuna geldik ve Anadolu Efes, Ergin Ataman’ın modern dönemde Maccabi ile Olympiacos’un başardığı “Back to Back” yani üst üste 2. Şampiyonluk hedefine ulaşması ile finali yaptık. Final-Four MVP ödülünü de 23 sayı atan Vasilije Micic aldı. Bu öyle bir başarı ki gece sonunda herkes Anadolu Efes için tarihin en iyi takımı mı? Sorusunu soruyordu. Tarihin en iyi takımlarından biri olduğu kesin ama Larkin – Micic ikilisinin Euroleague tarihinin en iyi guard ikilisi olduğunu söyleyebiliriz.

Ergin Ataman’ın Planı

Ergin Ataman, final yaptıkları 2019 yılı sonrası kadroyu koruyarak iptal edilen 2020 sezonunda normal sezon liderliği ve gerçekten enfes bir takım performansı yakalayınca 2020-21 sezonunda da takımı korudu ve bu kez şampiyonluk da geldi. Sertaç Şanlı’nın Barcelona’ya gidişi, onun bu sezon da aynı kadroyu koruyarak devam etme planına bir darbe vurdu ama o plandan vazgeçmedi. Sertaç’ın yerine alınan Filip Petrusev, Euroleague’de hiç katkı veremedi, uyum sağlayamadı üstüne üstlük. Arada Egemen Güven alındı ama o da bir etki yapmadı. Simon’un sakatlığına karşın alınan Elijah Bryant, adapte olana kadar sahada gezindi. Dunston sezonun ortasına kadar, Singleton, neredeyse tüm sezon ortada yoktu. Takım, ilk 8 maçında sadece 2 galibiyet aldı. Bütün bunlara rağmen Ergin Ataman, ana plana bağlı kaldı. Larkin – Micic’in dümende olduğu ve buna bağlı yan parçaların harekete geçtiği takım. Sezonun genelinde ve final gecesinde Tibor Pleiss, sezonun ilk bölümünde Moerman ve bazı maçlarda Beabouis, bu planın işlemesine büyük katkı sundu. Ama bu ısrar ve alınan sonuç; Ergin Ataman’ın tecrübesi ve ligi okuması ile anlaşılabilir. Evet; Vasilije Micic ve Shane Larkin çok büyük oyuncular ve tarihin en iyi ikilisi ama Ergin Ataman da onları doğru pozisyonlayan ve verim almasını bilen çok başarılı bir head coach. Tıpkı; Jordan’ı, Kobe’yi yöneten Phil Jackson gibi. Demek ki baş antrenörlük, set çizmek değilmiş.

Resim1-3

Ve yine başardılar!

Sezonun Kazananları, Kaybedenleri

Anadolu Efes ve Ergin Ataman, açık ara kazananlarda ilk sırada tabi. Bence Ataman’la benzer bir duruş sergileyen Pablo Laso da kazananlar arasında keza Olympiacos ve Bartzokas da. Ama iki sezondur onca yatırıma rağmen play-off’ta zorlanan ve devamında şampiyonluk göremeyen Barcelona ile Saras Jasikevicus, net kaybeden tarafında. Maçları ve kendileri silinen Rus takımları, Putin gibi bir adamı başlarında tutan Rusya halkı gibi kaybeden tarafında yer aldı. Rusya takımlarıyla oynadığı maçlarının silinmesiyle büyük haksızlık yaşamasına karşın yine de Fenerbahçe’yi ve yönetimini kaybedenlere yazalım. Tıpkı Fenerbahçe gibi kendini bir türlü toparlayamayan Panathinaikos da öyle. Mike James projesini iyi çalıştıran Monaco, yine F4 kıyısına gelen Bayern ve Trinchieri, Kızılyıldız ve son düzlüğü hızlı geçen Maccabi de kazananlar arasında. Asvel ve Alba Berlin de aslında iyi bir sezon geçirdi ama Zalgiris ile Baskonia’yı kaybedenlere yazabiliriz.

Resim2-3

Saras, kaybedenler arasında.

Türkiye Basketbolu mu iyi Türkiye Ligi mi?

Anadolu Efes’in bu büyük başarısının yanında Bursaspor’un destansı EuroCup finalistliği, Bahçeşehir Koleji’nin FIBA EuropeCup şampiyonluğu ile Türkiye yönünden apoleti zengin bir sezon oldu. Diğer yandan 3 kez Fenerbahçe ve devamında 3 kez Anadolu Efes olmak üzere toplamda 6 sezondur kesintisiz Euroleague finalinde Türkiye takımı var. Tüm takımlara tebrikler. Bu noktada olumlu ilerleyenin ne olduğunu da sormak gerek. Türkiye basketbolu mu, lig mi? Bence burada federasyonun ve üst yönetim adına kim varsa onların bir başarısından söz edemeyiz. Net olarak kulüp organizasyonlarının kendi başarıları. Bunların toplamı da Türkiye Basketbol Süper Ligi’ni İspanya ile beraber Avrupa’nın en iyi iki liginden biri yapıyor. Diğer yandan yerli oyuncu yetiştirme konusunda sıkıntı devam ediyor. Euroleague seviyesinde sürekli oynayacak, fark yaratacak bir iki oyuncu çıktı mı, onlar da hemen NBA’e gidiyor. FIBA ve Euroleague kavgasının devam ettiği ve NBA’in bu iki organizasyonun onlarca katı gelir yaratarak kimseyi takmadığı bir ortamda ne kadar vizyon ve hedef çalışması yapılabilir o da ayrı bir soru tabi. Bu nedenle bir süre daha böyle kim kime dum duma gider ve Efes gibi Bursa gibi, tekil hedef ve planlar üzerinden gelen başarıları izleriz.

Tarihe geçen Anadolu Efes’i tekrar kutlayarak şimdi gözümüzü lig play-offlarına, Euroleague yeni sezon gelişmelerine çevireceğiz. Ve oldukça hareketli bir yaz dönemi bizi bekliyor keza kazanlar kaynıyor. Görüşmek üzere.